Kemal Bey Kürt sorununun çözümünü bulmuştu...
Mecliste komisyon kuracaktı... Eskiden buna "encümene havale" denirdi, yaşlılar hatırlayacaklardır.
Bu komisyon sorunu şıp diye çözecekti.
Herhalde HDP ve onun temsil ettiği dağlılar "biz silaha sarılmakla halt etmişiz, binlerce kişi boşu boşuna öldü" diyecek ve taleplerinden vazgeçecekti.
Ya da MHP "eh, madem çok istiyorlar, bırakalım gitsinler bari" diyerek yelkenleri suya indirecekti.
Sorunun çözümü işte bu kadar basitti.
***
Bildiğiniz gibi, Kemal Bey ülkemizin sanayileşme ve istihdam sorununu da Orta Anadolu'da ambalaj sanayii kenti kurarak çözüyor...
Diğer Orta Anadolu kentleri alınmasınlar diye neresi olduğunu açıklamıyor, gizli tutuyor.
Bu kentte yurt dışından doktoralı yirmi beş bin kişi çalışıyor.
O kadar adam olsa Doktoralılar Partisi kurarlardı!
Şanghay'dan mal getirtiyor, orada paketleyip paketleyip Baku'ya gönderiyor.
Bu paketleme işlemini niçin Çinliler'in kendilerinin yapmadıkları karanlıkta kalıyor.
***
Kemal Bey göçmen sorununu da çözüyor.
Suriyeli sığınmacıları "davul zurnayla" gönderiyor.
Herhalde "ancak bundan anlarlar" diye düşünüyor.
Oysa CHP'ye "uğurlayıcı müzik" olarak Bas Ayhan Baran'ın söylediği "çokseslendirilmiş halk türküleri" yakışırdı... Kekliği düz ovada avladım, falan... Ankara Radyosu'nda çalarlardı eskiden.
Kemal Bey Suriyeliler'i gönderiyor ama ihtiyaçlarını da unutmuyor.
Gidecekleri yerde ev, okul, kreş, hastane yapıyor. Yol yapıyor, köprü yapıyor.
Bunları Türkiye'ye yapmadı ama oraya yapıyor.
Yüz altı yıl önce Talat Paşa Ermeniler'i sürerken bunları düşünememişti... Altyapısını hazırlamamıştı...
Kemal Bey bu binaları herhalde "savaşın göbeğinde" yapmayacak, yapamayacak.
Eh, Türk ordusu çekilmiş, YPG bağımsızlık ilan etmiş, barış sağlanmış olacak tabii!
Dostlarıyla birlikte geldiler ya...
Bunları kim yapacak? Devletimiz değil.
Türk müteahhitler yapacaklar.
Hani şu, otuz yıl önce İSKİ'ye ödedikleri haracın bir kısmını Ergun'a bahşiş, bir kısmını da partiye bağış olarak göndermiş "solcu müteahhitler" ha?
Herhalde bugün önemli işler yapan müteahhitlik firmaları değil. Onlar batmış olacaklar ya.
"Kazandıkları parayı Türkiye'ye getirmelerini" şart koşacakmış.
Bunlar o evleri, o yolları, o köprüleri hangi çulsuz Suriyeli'ye satacaklar da para kazanacaklar da Türkiye'ye getirecekler?
Fabrika da kurduruyor canım.
Peki ya bizim müteahhitler "gidemeyiz" derlerse?
Ya Suriyeli sığınmacıların büyük çoğunluğu "dönmüyoruz" derse?
En iyisi, şu yirmi beş bin yurt dışından doktoralı gencimizin hiç olmazsa birkaç binini Suriye'ye göndersin.
Dönünce Çanakkale'ye heykel de yaparlar.
Bu sefer sünger heykeli değil, Melahat heykeli.
Yorum Yazın