Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

PENCERELER FARKLI OLUNCA…

İletişim dersinde bir konuyu anlatırken bazen itirazlar olur. Farklı görüşü olanlara “doğru” derim. Herkese “doğru” dediğimde Nasreddin Hoca’nın herkese “haklısın” demesi gibi çelişik görünen durumuma gülüşmeler başlar.

Sonra açıklarım. Herkes bir olaya kendi bilgi birikimi, deneyimi, kültürü, algısı, eğitimi açısından bakar. Herkesin penceresi farklıdır. Herkesin penceresinden olay farklı görünebilir. Bir olayı farklı görmenin normal olduğunu, ancak oluşan kanaatin subjektif doğru olduğunu, objektif doğruluk açısından tartışılabileceğini söylerim.

Rivayet edilir ki, İngiliz yazar, filozof, siyasetçi, filozof Edmund Burke (1929-1797) dünya tarihini anlatan bir kitap hazırlar. Yaklaşık bin beş yüz sayfa yazar.

Bir gün evde kitap yazmaya devam ederken, dışardan garip sesler gelir. Pencereden baktığında bazı kişilerin dışarı çıktıklarını görür, olağanüstü bir durumun olduğu düşüncesiyle kendisi de çıkar. Kalabalığa doğru hızla giden komşulardan birine sorar:

-Ne oldu?

Komşusu cevap verir:

-Evinizin arkasında bir cinayet işlendi.

Burke, diğerleriyle birlikte cinayet mahalline gider. Polis gelmiş, kalabalık toplanmış. Katil yakalanmış. Orada görgü tanıdığı olan birine sorarlar. Olayı anlatır. Görgü tanığı başka birine sorarlar. Olayı anlatır ama farklı bir şekilde anlatır. Üçüncü kişi anlatılanların dışında başka bir hikaye ile anlatır. Olayı üçü de görmüş ancak anlattıkları birbirinden tamamen farklı.

Burke şöyle der:

-Olay gözünüzün önünde oldu. Nasıl olur da aynı şeyi söyleyen yok! Ceset ortada, kan akıyor. katil ortada ama görenler farklı farklı şeyler söylüyor. Olan bitenle ilgili iki kişi bile aynı fikirde ve anlatımda değil.

Burke eve gider yazmakta olduğu tarih kitabını yakar.

Yazdıklarını ateşe atarken şöyle der:

-Ben iki bin yıl öncesinde neler olduğunu araştırıp tespit etmeye çalışırken, evimin arkasında yeni olmuş bir olayda iki insan bile aynı fikirde buluşamıyor. Yazdığımın doğruluğuna nasıl emin olabilirim? Tümden faydasız bir durum bu.

Bazen siyasi meselelerde arkadaşlarımızın subjektif doğruları nasıl mutlak gerçeklik gibi algılayıp tartıştıklarını hatta birbirlerine kırıcı olduklarını görünce Burke’nin hikayesini hatırlıyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar