Gerçekten şanslı bir yazarım. Çünkü yorumlarıyla ufkumu açan, bilgileriyle vizyonumu geliştiren, dikkat ve seçicilikleriyle bana ilham veren okurlarım var. Her cumartesi geriye çekilip, köşeyi onlara emanet ederek keyfime bakmam da bu yüzden...
Sadık okurum ve değerli dostum Ali Aktulga bu hafta da çoğumuzun dikkatinden kaçan bir ayrıntıyı yakalamış:
"Kaç gündür haberlerde izliyoruz. İstanbul'daki Kozyatağı Hali'nde kasa kasa kabakların çöp kamyonuna atılmasının tek suçlusu ve günah keçisi olarak teşhir edilen bir Türkmen çalışan var. Adeta, her gün yine haberlerde izlediğimiz katil ve sapıklardan daha fazla suçlanan bir tarzda hem de. Bir de sigortasız çalışıyormuş hadsiz. (!) Bu adam tek başına sigortasız olarak girip çalıştığı firmada kendi insiyatifi ile döküyor sanki o kadar kabağı çöpe. Firma sahibi masum, zavallı bir adam ve bunalıma girmiş olacak ki hiç adı bile geçmiyor suçlu olamadığı için. (!)
Nasıl objektif bir haberciliktir bu Allah aşkına?..
Ferhan Şensoy'un ardından
Bazı sanatçılarımızın ne denli kıymetli olduklarını ne yazık ki öldükten sonra idrak edebiliyoruz. Merhum tiyatrocu Ferhan Şensoy'un bu kadar çok sevilip sayıldığını yeni nesil bilmiyordu şüphesiz. Sosyal medyada, yazılı ve görsel basında ardından o kadar güzel sözler yazıldı ve söylendi ki... Keşke onca ekonomik zorluk içinde Ses Tiyatrosu'nu ayakta tutmaya çalıştığı günlerde de bu teveccüh gösterilseydi.
Bu hafta köşemizde mesaiye kalan sevgili okurum Ali Aktulga da onu duyulan katıksız sevgi ve saygıyı son derece isabetli bir yorumla anlatmış:
"Allah rahmet eylesin, büyük sanatçıydı. Telefonda, her polisim diyene inanarak malını mülkünü götürüp eliyle dolandırıcıya teslim eden ve rahmetliye de Gezi Parkı'nda Nazi kıyafetiyle yaptığı kimlik kontrolünde sorgusuz sualsiz kimlik gösteren yurdum insanı sermayesiydi zaten onun da. Halkın içinden, halkı çok iyi tanıyan ve malzemesi sınırsız bir sanatçıydı. Başarısının kaynağı da buydu zaten."
Müzisyenlere saygısızlık
Üniversiteden arkadaşım, meslektaşım ve perküsyon üstadı sevgili Cengiz Tağtekin dostum, TRT Müzik'teki bir 'arızaya' müzisyen duyarlılığıyla yaklaşmış: "Sevgili kardeşim, TRT Müzik'te banttan yayınlanan programlarda şarkıdan şarkıya geçerken parçanın sonu beklenmiyor. Oysa bir şarkının finali o kadar önemlidir ki. O finalde solist ve müzisyenler adeta nefes almazlar hata yapmamak için. Ama o finalleri dinlemek ne mümkün? Her şey görüntü ile oynayıp şık geçişler yapmak değil. Umarım müzik bilgisi olmayan montajdaki arkadaşlar artık dikkat ederler. Bu kez müzisyen kimliğimle sana sıkıntımı ilettim kardeşim. İyi çalışmalar."
Bu kadarı tesadüf ötesi
Köşemize sürekli katkı veren kadim okurlarımızdan Şerife Nalan Yılmaz bu sefer de Kanal D dizilerinin 'kıyafet piştisini' yakalamış:
"Yüksel bey merhabalar, Kanal D'nin bu yaz pazartesi ve salı günleri arka arkaya yayınladığı romantik komedi dizileri Aşkın Tarifi ve Baht Oyunu'nu severek izliyorum. Yaşadığımız bu zor zamanlarda birkaç saatliğine de olsa televizyon izleyip hoşça vakit geçirmemizi sağlıyor bu iki dizi... Ama dikkatimi çeken birkaç ayrıntı var. Her iki dizide de başrol oyuncularının tango yaptıkları bölümleri yayınladılar ve bu bölümlerde baş kadın oyuncuların ikisi de farklı modellerde de olsa tangoyla özdeşleşen kırmızı renkli elbiseler giymişlerdi. Dün akşam yayınlanan Aşkın Tarifi dizisinde bu kez Naz karakterinin giydiği çiçekli şortlu tulumun aynısını, dizinin arasında yayınlanan Baht Oyunu adlı dizinin fragmanında Ada karakteri giymişti. Belki farklı kanallarda yayınlanan iki ayrı dizi olsa dikkatimi çekmezdi ama aynı kanalda ve peş peşe günlerde yayınlanan iki dizinin başrollerinde görünce dikkatimi çekti."
Gaf kürsüsü
İşte bir Tansu Sarı dikkati daha: TRT Haber'de Heybeliada yangını konusunda açıklama yapan Ahmet Afşin Kaya'nın Giresun Üniversitesi'nde görev yaptığı yazıldı. Oysa Ahmet Afşin Kaya Gümüşhane Üniversitesi yetkilisiydi.
Zap'tiye
Adile Naşit, Kemal Sunal. Zeki Alasya, Metin Akpınar, Rasim Öztekin, Ferhan Şensoy.... Güldürenler erkenden gidiyor. Ağlatanlar yerli yerinde. Yüzümüzün artık gülmemesi bundan olmasın sakın?
Ne demiş?
"Lahmacun yerken akla gelebilecek şeylerle, portakallı ördek yerken düşünülenler apayrıdır." (Ferhan Şensoy)
Yorum Yazın