Tuba Kalçık

Tuba Kalçık

Mail: gudfhdkf@hotmail.com

‘Ozanlar milli değerlerimizdir yaptıkları eserler klasik müziği de etkiledi’

Resital görüntüleri ve söyleşilerden oluşan 37 saatlik DVD’si çıkan dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, 80’lerden sonra büyük zorluklar yaşadığını söyledi. Sanatçı, Aşık Veysel, Aşık Mahzuni Şerif, gibi sanatçıların eserleriyle ilgili de “Ozanlar milli değerlerimiz, yaptıkları müzik ise ülkemizin müziğidir. Bu isimler klasik müzik yapan bestecilerin eserlerini etkiledi” diye konuştu

Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, GÜNAYDIN'a konuştu. Kariyerinin başlarında hiç zorlukla karşılaşmadığını belirten İdil Biret, 1980'li yıllardan itibaren sorunlar yaşamaya başladığını, yurt dışında engellendiğini dile getirdi.
 Türk bir piyanist olarak bu noktaya gelirken neler yaşadınız?
Başlangıçta hiç zorlukla karşılaşmadım. O devrin en değerli piyanistleri Kempff, Cortot eğitimime katkıda bulundu. Rubinstein, Gilels, Backhaus beni destekledi. Emil Gilels, 18 yaşındayken bana 16 konserlik Sovyetler Birliği turnesi organize etti. Büyük pedagog Nadia Boulanger'in denetiminde hazırlandım konser kariyerime. 22 yaşına geldiğimde Paris, Londra, Brüksel, Moskova ve Boston'da dünyanın sayılı orkestraları ile en ünlü şefler yönetiminde konserler vermiştim. Sorunlar 1980'li yıllarda başladı.

 Konçerto ve solo resital görüntüleri ve söyleşilerden oluşan 37 saatlik özel bir DVD seti hazırlandı sizin için...
Arşivimdeki video/film kayıtlarını içeren 12 DVD'lik bu kutu takım, 80. yıl dönümü edisyonu etiketiyle yayınlandı. Çalışma; Almanya, Amerika, Avustralya, Belçika, İngiltere, İtalya, Meksika, Peru, Polonya, Rusya ve Türkiye'de 1970-2020 yılları arasında kaydedilmiş 37 saat süren orkestralı konçerto ve solo resital filmleri, belgeseller, söyleşiler ve 32 sahifelik kitapçıktan oluşuyor. Yıllardır arşivde duran varlığını bile unuttuğum konser filmleri ve diğer görsel belgelerin gün ışığına çıkması beni çok memnun etti. Konserler gelir geçer, kaydedilmez ise de unutulur, kaybolur giderler. Bu nedenle daima gelecek nesillere de kalacak ses ve görsel kayıtlar yapılmasını çok önemsedim. Türkiye ve çeşitli ülkelerde son 50 yılda çekilen bu filmleri müzikseverlerimizin beğeneceğini umuyorum.



HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYİN
 Ülkemizde klasik müzik dinleyicisi neden hâlâ çok değil?
Artık hiçbir ülkede klasik müzik dinleyicisi çok değil. Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri ve özellikle ilk 50 yılda devlet desteği ile konservatuvarlar, orkestralar, operalar ve baleler kuruldu, konser ve temsillere belirli bir kesim rağbet etti, salonlar doldu ise de hep her şeyi devletin yapması beklendi. Zaman içinde ise büyük şehirlerimizde festivaller yapılmaya başladı ve özel şahıs ve şirket desteği buraya kaydı. Devlet Senfoni Orkestraları yetersiz maddi imkanlarla tanınmış solist ve şeflerle çalışamazken festivallere büyük plak firmalarının 'yıldız' sanatçıları büyük paralar ödenerek davet edildi. Devlet desteği bu dönemde sınırlı kalınca klasik müzik Cumhuriyetimizi kuranların istediği gibi ülke sathına yayılamadı. Her şey devletten beklenmemeli. Özel sponsor kaynakları büyük ölçüde birkaç büyük şehirdeki festivallerden devlet kuruluşu olan orkestra, opera ve balelere kaydırılmalı.



 Harika Çocuklar Yasası ile Fransa'ya eğitim için gönderildiniz. Türkiye'yi yurt dışında temsil ettiğinizde neler hissediyorsunuz?
Çocukluk ve gençlik yıllarında pek farkında değildim fakat zamanla Türk sanatçı olarak ülkeyi yurt dışında temsil etmenin ve Cumhuriyet müzik devrimlerinin kazançlarının yabancılar tarafından bilinmesinin önemini kavrayıp bununla gurur duydum.
 Bu topraklardan çıkan Aşık Veysel, Aşık Mahzuni Şerif, Neşet Ertaş gibi ozanlarımızın eserleri için neler söylemek istersiniz?
Adlarını verdiğiniz ozanlar, milli değerlerimiz ve yaptıkları müzik ülkemizin müziğidir. Etkileri solistlerden ziyade klasik sahada çalışan bestecilerimizin üzerinde ve eserlerinde görülür.
 Ülkemizde son yıllarda her alanda dünyaca başarı sağlayan sanatçılarımızın sayısı arttı. Siz bu başarı hakkında neler söylemek istersiniz?
Çok memnun oluyorum bu başarılar karşısında. Bilhassa Can Çakmur'un İskoçya ve Japonya'da yarışmalar kazanması çok önemli. Yarışmalarda bu seviyede başarı kazanan daha önce sadece büyük piyanistimiz Verda Erman olmuştu. Daha ilerilere doğru giderlerken benim karşıma çıkarılan zorluklarla karşılaşmamalarını dilerim.



ALMANYA'NIN EN BÜYÜK PLAK FİRMASI KONSERLERE ENGEL KOYDU
 Karşılaştığınız zorluklardan biraz bahseder misiniz?
(Bu soruyu İdil Biret'in eşi Şefik Büyükyüksel cevaplıyor)
İdil, 20. asrın ikinci yarısında dünya sahnelerine çıkan piyanistlerden dehası ile ayrılır. Yaptıklarını yapabilen başka piyanist yoktur. Adlarını 'yıldız' olarak bildiğimiz İdil'in neslindeki ve sonra gelen kabiliyetli piyanistlerin hemen hepsi çok iyi seçilmiş resital programları ve birkaç konçerto ile bağlı oldukları büyük plak şirketlerinin sağladığı medya desteği ile kariyer yapmış 'yıldız' olmuşlardır. Kendi yaşıtları olan en büyük 'yıldızlar' piyanist Martha Argerich ve Daniel Barenboim; İdil'in yaptıklarının pek azını yapabilmişlerdir. Bağlı oldukları büyük plak şirketleri de muhtemelen Leyla Gencer de olduğu gibi İdil Biret'i de listelerine almak istememişlerdir. İdil ne zaman büyük bir proje yapma imkanını elde etse bunu durdurmak için uğraşanlar oldu. Almanya'nın en büyük plak firması İdil'i kara listeye almış, Almanya ve çeşitli ülkelerde konserlerini engelletmiştir. Alman gazetelerinin bile söz ettiği bu tutum ne yazık ülkemizde ne ilgi ne de tepki görmüştür.

GENİŞ REPERTUVARIMIN SIRRI SÜREKLİ ÇALIŞMAK
 Dünyanın en geniş repertuvarına sahip piyanisti olarak da biliniyorsunuz. Bunun için ne gibi özverilerde bulundunuz?
Repertuvarımın büyük kısmını gençlik yıllarımda hazırladım. Aldığım eğitim, yeni eserler çalışacağım zaman onları nasıl analiz etmek gerektiğini bana öğrettiğinden kolaylıkla bunların üstesinden gelebildim. Tabii sürekli çalışmak da bu repertuvarı muhafaza etmenin birinci şartı.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar