Nedim Şener

Nedim Şener

Mail: fmdkfldk@hotmail.com

‘Öz savunma’dan ‘Ön savunma’ya...

Terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’nde açılan davada süreç işliyor.

Yargıtay Başsavcılığı’nın iddianamesinin kabul edilmesinden sonra HDP ön savunma verdi. Geçen hafta da Yargıtay Başsavcılığı, iddianamede olduğu gibi esas hakkındaki mütalaasında da HDP’nin kapatılmasını talep etti.

Somut olaylara ve delillere dayandırılan iddianameye karşı HDP’lilerin ön savunmaları gerçekten traji-komik olmaya başladı.

Bunlara değineceğim ama önce iki gülünç açıklamayı aktarayım.

Selahattin Demirtaş, kendisinin dahi inanmadığı bir yalanı dünyanın gözüne baka baka söyledi: “Ne benim ne de partimizin PKK ile doğrudan ya da dolaylı bir bağlantısı veya ilişkisi var” dedi. Bu açıklamayı yabancı bir haber sitesine yapmasının nedeni, kapatma davasına karşı uluslararası destek arayışıydı.

‘Öz savunma’dan ‘Ön savunma’ya...
‘Öz savunma’dan ‘Ön savunma’ya...
 

Şimdi de HDP milletvekili Tayip Temel, “HDP’nin terör örgütleriyle yakınlığı, ilişkisi tamamen bir algı operasyonudur” diyor.

Açıklamaları da, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları ön savunmaları gibi yalandan ve laf cambazlığından başka bir şey değil.

LAF CAMBAZLIĞI

Dikkat etmişsinizdir; ne Demirtaş ne de Tayip Temel, “PKK” ile “terör” kelimelerini yan yana getirip “PKK terör örgütü ile ilişkimiz yoktur” demiyorlar. Örgütün siyasi kolundan böyle bir şey demesini beklemek de yanlış zaten. Hatta maaş aldıkları devlete “terörist” derler, PKK’ya ağızlarını açamazlar.

Şimdi laf cambazlığı ile savunma yapmaya çalışıyorlar.

Nerede o, 2014’te, “Tüm Kürdistan halklarına da çağrı yapıyoruz. Ulusal birlik sadece siyasi birlik değil. Gerekirse bu barbarlığa karşı ortak ordulaşmaya bile gidilmesi tartışılmalıdır. Ortadoğu’daki toplulukların kendi öz savunma birliklerini oluşturmaları tarihsel bir zorunluluktur” diyen Demirtaş...

PKK’nın silahlı gücünü arkasına alıp çukur eylemlerini savunan, PKK elebaşı Öcalan’ın görüşleri doğrultusunda “öz savunma” altında ordulaşmasını dile getiren Demirtaş ve diğerleri, şimdi artık “öz savunma” değil, “ön savunma” hattında Anayasa Mahkemesi önünde hesap veriyor.

DİLEKÇE, TARİHİ SİYASİ MESAJMIŞ!

Ama ne savunma; mesela kapatma davası dilekçesinin, 7 Haziran 2021 günü Anayasa Mahkemesi’ne verilmesinin siyasi mesaj olduğunu söylüyorlar.

HDP’liler, dilekçenin veriliş tarihinin, 7 Haziran 2015 tarihindeki seçimlerde yüzde 13.1 oy almasına karşı bir mesaj olduğunu kast ediyorlar!!!

Bu derece uyanık olan HDP’liler ön savunmalarında, terör örgütü PKK ve kendileri dışında herkesi suçlu görüyorlar.

Mesela, Yargıtay’ın kapatma davası açma konusunda tek yetkili organ olmasını, ön uyarı yapmadan kapatma davası açılmasını eleştiriyorlar.

Hayır, terör örgütü ile ilişki konusunda kimsenin ön uyarı yapmasına gerek var mı?

“Apo’nun heykelini dikeceğiz”, “HDP, Öcalan’ın 20 yılını adadığı projedir” diyen Demirtaş, “HDP fikriyatının büyük emektarı sayın Öcalan” diyen Pervin Buldan, “Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye, PYD’ye dayıyoruz” diyen Figen Yüksekdağ’ın teröristlerin sözcülüğünü yapmaması için uyarıya mı gerek var?

PKK’lı teröristleri hastanelerde tedavi ettiren, araçlarında silah taşıyan milletvekillerinin ön uyarıya ihtiyacı mı var?

PKK SEÇMENLERİNİ KATLEDERKEN SUSAN HDP

HDP, Anayasa Mahkemesi’ne yolladığı ön savunmada, “Kapatma kararı alınması halinde seçmenin iradesinin yok sayılacağını” yazmış.

6 milyon seçmeni olduğunu söyleyen HDP’nin aklına nihayet oy verenler gelmiş. Her ağzını açtığında, PKK elebaşı “Öcalan’a özgürlük” diyen, terörist cenazelerine katılan, teröristlere belediyelerden para aktaran, saldırılarını meşrulaştıran HDP’liler hangi gün seçmeninin hakkını korudu? Terör örgütü PKK, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Kürt kökenli işçi, köylü, çoban, kadın, çocuk, bebek katlederken HDP’lilerin aklı neredeydi? Hatta HDP seçmeni olan kişileri katleden PKK’ya karşı hangi tepkiyi gösterebildiler? “Biz halktan oy aydık, TBMM’de Anayasa üzerine yemin ettik, PKK bir terör örgütüdür ve onlarla hiçbir ilişkimiz yoktur, bize oy veren halkın iradesinden başka güç tanımıyoruz” diyebildiler mi?

Anayasa’ya ve yasalara bağlılık, ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda namus şeref sözünü tutmayan milletvekillerinden kimse böyle bir tutum beklemiyor.

DEMİRTAŞ’IN SÖZÜ SAVUNMAYI ÇÖKERTİYOR

HDP’liler ön savunmada, HDP kurulmadan önce dolayısıyla HDP üyesi olmadan önceki eylemlerinin parti kapatma davasına gerekçe olamayacağını iddia etmiş. Yani bundan önce Öcalan’ın talimatıyla kurulan ve PKK terör örgütünün talimatıyla hareket eden ve bu ilişkisinden dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan partilerin eylemlerinin HDP’yi bağlamayacağını anlatmaya çalışıyor. Oysa 1990’da kurulan HEP dahil hiçbir parti PKK’yı terörist olarak görmedi. Bunu ben değil, HDP’’li Demirtaş söylüyor: “Biz PKK’yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. Bizim bugüne kadar, 1990’dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK’yi terör örgütü olarak tanımlamadı.”

Selahattin Demirtaş’ın sözleri bile HDP’nin savunmasını çökertiyor. Dava ile ilgili gelişmeleri takip ediyorum, bakılım daha neler olacak...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar