Tam da üniversite giriş sınavlarının yapılacağı hafta ortalığa yine bir Katar yalanı salındı.
Gençler ve aileleri bir yılı aşkın bir süredir heyecan içinde hazırlık yapıyor.
Çoğu kaderinin en önemli dönüm noktalarından birinde olduğunu düşünüyor.
Çocuğu sınava girecek her ailede mutlaka duygusal gerilimler yaşanıyordur.
İşte tam da böyle bir zamanda yalan olduğu her tarafından belli bir haberin dolaşıma girmesi boşuna değil. Katarlı öğrencilerin Türkiye'deki üniversitelerde istediği bölümde sınavsız ve karşılıksız okuyacağı iddia ediliyor.
Üniversite ile az buçuk ilgisi olan herhangi bir kimse bu tür haberlerin yalan olduğunu daha ilk görüşte anlar.
Fakat çocuğunu üniversite sınavına hazırlayan aileler zaten stresli bir dönemden geçiyor. O nedenle bu haberin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu değerlendirmekte zorluk çekebilir.
İşte örgütlü yalancılık bu insanları hedef alıyor.
Uygun bir zamanlamayla insanlara bu iktidarın haksızlık yaptığı inancını aşılamaya çalıyor.
Önce bir internet sitesinden haber yayılıyor. Tüm Türkiye'de konuşulur hale geliyor. Milyonlarca insan paylaşım yapıyor.
Sonra işin aslı anlaşıldığında yalandan bir özür metni yayınlanıyor. Ancak haberin doğrusu maalesef yalanı kadar paylaşılmıyor.
İşin daha ilginç tarafı Kılıçdaroğlu'nun tavrı.
Haberin yalan olduğu ortaya çıktıkdan sonra bile benzer paylaşımlara devam ediyor.
Evet, Türkiye'de muhalefet bir yalan bataklığına saplanmış durumda. Kendileriyle beraber tüm ülkeyi de aynı çukura çekmeye çalışıyor.
Kanal İstanbul
Kanal İstanbul konusu da farklı değil. Düşünsenize Kanal açıldığında depremi tetikleyeceğini bile iddia ettiler.
Çok saygı duyduklarını söyledikleri uzmanlar "olmaz öyle saçma iş" deyince o uzmanları da suçlamaya başladılar.
Sanırım muhalefete "Kanal İstanbul kısırlığa neden olur" gibi saçmalıklar üreten uzmanlar lazım.
Aklı başında laf eden kimseye tahammülleri yok.
Mesela oturup kanalın ekonomik maliyetini hesaplayan yok. Bu kanalın ne kadar gelir getireceğine baktıkları yok. İstanbul Boğazı açısından sonuçlarını tartışmak yok.
Halbuki Kanal İstanbul ekonomik açıdan gelir getirici bir proje olmanın yanında İstanbul Boğazı'na da kurtaracak bir projedir.
Dünyanın en güzel Boğazı İstanbulluların kullanımına açılacak.
Boğaz'da büyük tehdit oluşturacak tankerler Boğaz dışına çıkartılmış olacak.
Tüm bunları bir kenara bırakıp "istemeyiz, yaptırmayız" sloganı atmaya devam ediyorlar. Boğaz'daki her köprüye itiraz eden zihniyet yine devrede. Ama şükürler olsun birileri bu ülkede hizmet üretmeye devam ediyor.
Yorum Yazın