Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Onu sadece anneler anlar

"Allah'ın dediği olur ama bu çok büyük bir acı. Şuram acıyor şuram... Rabbim evlat acısını kimseye vermesin. Beni sadece anneler anlar. Ben çocuğumu yalnız başıma büyüttüm... Doktor, 'Mucize bekleyin' diyor. Ben başında şimdi sadece dua edebiliyorum..."
Bu sözler 21 yaşında bir trafik kazasına kurban giden Aleyna Nur Gökçe'nin acılı annesine ait. Siz bakmayın benim "trafik kazası" dediğime... Bunun adı resmen cinayettir. Çünkü sürücü Sezer H.'nin ehliyetine iki ay önce alkollü araç sürdüğü için el konulmuş. Ama o iflah olmamış. Yine alkollü ve ehliyetsiz olarak direksiyon başına geçmiş ve kaldırımda yürüyen gencecik bir insanı ezip, öldürmüş.



İşin çok daha trajik olan yönü ise o sürücünün iki saat içinde serbest bırakılmış olması. Peki neden serbest bırakılmış? Otomobilini park ettiği yerden alıp, kendine yeni kurbanlar araması için mi?
Bir hakim çocuğu olarak değerli hakimlerimize, savcılarımıza sesleniyorum. Lütfen karar verirken hukuk terazisinin kefesine kanunlarla birlikte vicdanınızı da koyun. Aksi halde bu ülkede adalete inanç kalmayacak.

Çök-kapan-tutun!
Lütfen doğruyu söyleyin: Cumartesi akşamı 18.57'de cep telefonunuza deprem uyarısı geldiğinde evinizdeki rahat koltuğunuzdan kalkıp, çök-kapan-tutun hareketi yaptınız mı? Yapmadınız değil mi?
Peki bulunduğunuz binanın depreme dayanıklılığını karot testiyle ölçtürdünüz mü? Başucunuzda bir deprem çantası var mı? Bölgenizdeki deprem toplanma alanının yerini biliyor musunuz? Peki çevrenizdeki hangi yollar deprem acil güzergahı olarak ayrıldı, öğrendiniz mi? Cevabınız "Hayır" değil mi?
İşte bu yüzden yıllardır depremlere on binlerce kurban veriyoruz. Çünkü biz bu işi ciddiye almıyoruz. Tedbir almak bize külfet geliyor. Oysa Japonya'da bu eğitim hemen her hafta okullarda uygulamalı olarak veriliyor. Japon çocuğu kafasında "Depremde ne yapabilirim?" düşüncesiyle büyüyor, farkındalığı 5 yaşından itibaren gelişiyor.
Bir de bazı telefonlara deprem uyarısı ulaşmamış. Tatbikattan sonra yapılan açıklamada "Vatandaşın telefonundaki acil uyarı butonunu açması lazım. Yoksa uyarı gelmez" denildi. Yahu bu açıklama tatbikattan sonra mı yapılır? En başından duyurmanız gerekmez miydi?
Allah, cümlemizi büyük depremden korusun. Çünkü işimizi sadece ona bıraktık...

Çok mu kuşkucu olduk?
Cumartesi gecesi Atv'deki Kim Milyoner Olmak İster?'in yarışmacılarından biri dahi idi. Üstün zekası nedeniyle özel bir okulda eğitim görmüş ve daha sonra Hacettepe Üniversitesi'nde akademisyen olarak göreve başlamıştı. Master eğitimini ise ODTÜ'de tamamlamıştı.
Aras Kalyoncu adlı 32 yaşındaki yarışmacı, 100 bin lira ödüllü soruya kadar geldi. Soru ilginçti: "Kenya Dağı nerededir?" Dahi yarışmacı uzun süre fikir yürüttü. Sonunda "Nijerya" seçeneğinde karar kıldı ve 30 bin lira ile yetinmek zorunda kaldı. Çünkü doğru yanıt "Kenya" olacaktı.
E, Kenya Dağı nerede olacaktı ki zaten? Ama yarışmacı, Kaliforniya Körfezi'nin Meksika sınırları içinde olmasından hareketle bu soruyu da "tuzak" sanmış ve "Nijerya" şıkkına yönelmişti.
Aslında bu durum giderek kuşkucu, kaygılı bir toplum haline gelmemizden kaynaklanıyor. Gün boyu "Acaba dolandırılıyor muyum, aldatılıyor muyum, atlatılıyor muyum?" endişesiyle yaşamanın doğal bir sonucu bu.
Diğer yandan yarışmacılara küçük bir tavsiye: Seyirci jokeri kullanmadan önce sakın yorum yapmayın. Çünkü seyircinin vereceği cevabı ister istemez etkiliyor ve kendi bilginizin size geri dönmesine yol açıyorsunuz.

Gaf kürsüsü
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, matematikten sınıfta kaldı: "Size bir ortalama vereyim: 800 ile 900'ü toplarsın, ikiye bölersin, ortalaması 700 olur."

Zap'tiye
Masanın altına girip ana rahmindeki cenin pozisyonu alacağımıza, kâr uğruna vatandaşa çürük ev satan müteahhitlere karşı pozisyon alsak ya?

Ne demiş?
"Sokakta normal bir adam görürseniz boynuna sarılın, sevip, okşayın hatta birlikte selfie çekin." (Hakan Ural'ın Neler Oluyor Hayatta programındaki sözleri)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar