Her ölüm kalanlarda da ölüme, daha doğrusu farklı ölümlere sebep oluyor!
Belki de ölenden ziyade, kalanlardaki ölümler üzüyor insanı!
Çünkü, insanı insan yapan hikayelerinden bir sayfa daha kopuyor!
Ve düne, bugüne ve yarına dair bir muhasebe başlıyor!
Kısa bir süre önce, Türk Tiyatrosu ve Türk Sineması'nın abide şahsiyetlerinden birini kaybettik!
Kartal Tibet'i...!
Benim içinse, Altar'ın oğlu Tarkan!
Altar'ın oğlu Tarkan'ın ölüm haberini, memleketim Ordu'da aldım!
Ben, onu da Ordu yazlık Yıldız Sineması'nda tanımıştım, dünyaya açılan penceremden...
Defalarca seyrettiğim, Tarkan sinema filminden...
''Bana ve kurduma'' diyerek yemek istemesinden...
En fazla da filmin 10. dakikalarında çıkan kurttan...
Hemen yanı başında ortaokulum Merkez Orta Okulu vardı, az ötesinde de Orduspor maçlarını seyrettiğim 19 Eylül Stadı...
Cemil Turan'ı ve Banik Ostrava maçlarını, ben o statta seyretmiştim.
19 Eylül Stadı da yakında yıkılacak!
Evet, bugün çok modern bir stat yapıldı Ordu'da, ama Orduspor yok!
Önce, yazlık Yıldız Sineması öldü, şimdi de Kartal Tibet!
Orta okulumun yerinde otopark ve el ürünlerinin satıldığı stantlar, Yıldız Sineması'nın yerinde de şimdilerde çok bilinen bir elektronik markasının satış mağazası var!
Envai çeşit markalarda bilgisayarlar, telefonlar, televizyonlar...
Şimdiki zamanın insanları, o mağazadan aldıkları telefon ve bilgisayarlarda seyrediyorlar, şimdiki zamanın Kartal Tibetlerini!
Çoğu insan merhum Kartal Tibet'in tiyatro sanatçısı olduğunu bilmez, hem de Devlet Tiyatrosu sanatçısı...!
Tiyatro dedim de aklıma geldi, az ötede ülkemizin perdesini hiç kapatmamış OBKT (Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu) binamız vardı.
Artık, OBKT de yok!
Yandı!!!
Yıldız Sineması'nın yerindeki mağazadan aldığım bilgisayarımda bu satırları yazarken, bir yandan da Orduspor 1967 Futbol Takımı'nın, Rize İl Özel İdare Spor'la maçını izliyorum.
Orduspor 1967 bu maçı alır, Kastamonu 1967 - Çankırı Spor maçının galibi ile oynayıp, son maçını da alırsa 3.lige çıkacak.
Maçlarını da dünya standartlarındaki yeni stadyumunda oynayacak.
Yeni nesil, Ordu sokaklarında beni görünce, ''Merhaba Sabri Abi'' diye selamlayacaklar, ben de, ''Siz nereden biliyorsunuz Sabri Abi'yi'' diye sorduğumda, aynı cevabı verecekler, ''Deli Yürek'i internetten izledik ağabey"!
Evet, Merkez Orta Okulu yok, kızım da üniversitedeki son bir buçuk yılını Konya'daki okuluna gitmeden internetten bitirdi!
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, ''Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber. Ölüm güzel olmasa ölür müydü Peygamber'' demiş de ...
Mekanın cennet olsun, Altar'ın oğlu Tarkan.
Bahtın açık olsun, Sabri Abi'nin kızı...
Evet, ölüm de var..!
Yorum Yazın