Yakından Kumanda'nın duyarlı okurları, felaketin ilk saatlerinden itibaren yorum, görüş ve önerileriyle bana rehber oluyor, olayı daha iyi kavramama, halkın nabzını tutmama yardımcı oluyorlar. Onlar, hepimizin ruhundaki artçı sarsıntıların sesi, nefesi oluyorlar. İşte okurlarımın birbirinden değerli mesajları:
"Yüksel Bey'ciğim yüreğimiz yandı. Derler ki 'Ateş düştüğü yeri yakar' ama bu ateş o kadar büyük ki tüm Türkiye'yi yaktı. Naçizane benim de birkaç önerim var, maddeleyecek olursak:
1- Müteahhitlerimizin ellerinde satışa hazır binlerce ev/daire var. Acaba bunlar depremzedelere tahsis edilemez mi?
(Hiç olmazsa evleri yapılıncaya kadar ya da düşük kiralarla) 2- Halkımızın büyük bir çoğunluğu, depremzedeleri (Özellikle kadınlar ve çocuklar) evlerinde misafir etmek istiyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız bu organizasyonu yapabilir. (Bazı kötü niyetli kişilerin istismar alanına açık bir teklif o yüzden Bakanlık eliyle yapılmalı.) 3-Aynı Bakanlık, anasız- babasız çocukları 'evlat edindirme' veya 'koruyucu aile olmak' için bir kampanya başlatabilir.
4- TOKİ evleri yıkılmamış hatta hasar bile almamış. Deprem bölgelerinin yeniden yapılaşmasında bu durum dikkate alınmalı, inşaatlar TOKİ tarafından denetlenmelidir.
Artık yüksek kat çılgınlığına bir son verilmeli, yatay mimariye geçilmelidir.
5- Ülkemizdeki bütün binaların (özellikle inşaat halindeki binaların) dayanıklılık testleri acil yapılmalı, eğer uygun değillerse hemen yıktırılmalıdır.
Benim ilk anda aklıma gelen bunlar." (Ali Uygur)
KAĞITTAN EVLER
"İnşaat Mühendisleri Odası'nın binası ayakta, Mimarlar Odası binası ayakta, Mimarlar Odası Başkanı'nın yapıp vatandaşlara sattığı Rönesans Sitesi yerle bir... Kendi binaları için gösterdikleri özeni vatandaşa sattıkları binalar için göstermemişler anlaşılan." Okurumuzun başka söyleyecekleri de var: "Ey Charlie Hebdo, düşmanlıkta başa güreşmeye çalışırsın ama senden daha fazla Fransız olanımız var. Kur'an'a dil uzatmayı özgürlük sanırsın, senden daha zalim Kur'an'sız olanımız var." (Ali Şahin)
"Deprem yaralarına bir nebze de olsa faydası olacağını düşündüğüm EYT'den gelecek maaşın ötelenmesini canı gönülden isterim. Umarım iki buçuk milyon kişi de böyle düşünmektedir." (Murat Aydın)
"Yüksel Bey, Antalya'dan bir öğretmen olarak şöyle bir önerim olacak. Bir kere her ne olursa olsun deprem bölgesi dışındaki okullar açık tutulmalı.
Hiçbir mazeret kabul edilmez. Antalya'da yurtlara misafirler kabul edileceği için boşaltıldı. Ama öncelikle oteller, pansiyonlar, misafirhaneler, boş bulunan binalar (satılık veya kiralık) kullanılsın.
Yurt sorunu olan öğrenciler gönüllü ailelerce ağırlansın, sonra da zorunlu olarak haziran ayına kadar her aile bir öğrenci misafir etsin. Ben iki çocuğu üniversitede okuyan aile olarak bir öğrenci kabul edebilirim.
Lütfen okullar açık tutulsun." (Hüseyin Karabulut)
KESİNTİ YAPILSIN
"Benim de bir önerim var Yüksel Bey, sadece 2023 yılında geçerli olmak üzere cep telefonu faturalarına her ay 5 lira, elektrik faturalarına 20 lira, araç alım satımlarında 1000 lira, gayrimenkul alım satımlarında 5000 lira deprem yardımı kesilmesi için kanun çıkması iyi olur.
Yazınızda destek olursanız sevinirim." (Mehmet Şükrü Ekmekçibaşı)
"Sayın Aytuğ, konsoloslukların kapanması, 276 metre boyundaki son derece teknolojik geminin İstanbul'a demirlemesinin, ABD'nin Haarp Sistemi ile bir ilgisi olabilir mi?
Zira bu sistem bu büyüklükte deprem yapamıyor ama yüksek enerji biriktiren fay hatlarında tetikleme yapıyor. 2010 ve 2011'de Rusya'daki felaketleri Putin'in bu sisteme bağlayan konuşmaları arşivlerde mevcuttur." (Ahmet Tırpan)
Şeref kürsüsü
Umre parasını depremzedelere bağışlayan Mehmet Dede'ye Türkiye'nin dört bir yanından "Seni Umre'ye biz götürelim" diye teklif yağdı. 77 yaşındaki dedemiz bir kez daha gönülleri fethetti: "Teşekkür ederim ama onun yerine depremzedelere yardım edin."
Zap'tiye
Şu adaletsizliğe bakar mısınız? Dünyanın dört bir yanında yaptıkları havaalanları, köprüler, yollar, spor tesisleri, oteller ve dev sitelerle herkesin hayranlığını kazanan bizim inşaat kahramanlarına da "müteahhit" deniliyor, deprem bölgesine kağıt evler yapıp milleti canlı canlı mezara koyanlara da...
Ne demiş?
Muhabir, enkaz başındaki kurtarma görevlisine sordu: "Burası çok soğuk, üşümüyor musunuz?" Aldığı cevap tüm geceyi ısıttı: "Bizim canımız yok. Bizim canımız şu anda Türkiye..."
Yorum Yazın