Ebeveynler birincil hedef olarak çocuklarının gelir getiren bir meslek sahibi olmasını istiyor. Eğitim kurumları ise öğrencilere ilk ve orta öğretimde ansiklopedik bilgi yüklüyor, mesleki lise ve yüksek öğretimde ise mesleki bilgiler veriyor. Kişinin bir meslek sahibi olması hedefleniyor. Bu anlamda başarı kutsanıyor. Oysa böyle bir tutum sorunlu bireyler yetişmesine, toplumsal sorunlara yol açıyor. Yani gerçek anlamda okullarımızda insan yetiştiremiyoruz. Meslek sahibi olmak birey olmayı aynı zamanda toplumsal bir varlık olarak insan olmayı kapsamıyor.
Almanya’da bir lise müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş:
“Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.
Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur. Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”
Başarıyı kutsuyoruz ama nedir bu başarı? Başarıyı iç başarı ve dış başarı olarak iki anlamda inceleyebiliriz.
İç başarı; bizim bilgimiz, sevgimiz, erdemimiz, özgüvenimiz, özsaygımız, iç barışımızdır.
Dış başarı ise bizim servetimiz, şöhretimiz, makamımız, diplomalarımızdır.
Bizi gerçek insan yapan iç başarıdır. Mutluluğumuz ve sosyal huzurumuz iç başarımıza bağlıdır. İç başarı başkalarıyla paylaşılarak çoğalır. Bilgi, sevgi, erdem dağıtıldıkça artar. Ama dış başarı öyle değildir. İç başarıdan yoksun dış başarı ise insanı bencil ve acımasız yapar. Makam sahibi daha yükseğini ister, zamanla Nemrutlaşır. Zengin zenginliğini katlayarak Karun olmak ister.
Şu gazete haberi sanırım meselemizin ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.
“Çankaya Üniversitesi'nde öğrenci araştırma görevlisini öldürdü. Ankara'da, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin bıçaklayıp, silahla vurduğu araştırma görevlisi Ceren Damar hayatını kaybetti.” 2 Ocak 2019-Gazetelerden
Ceren’in eşi cenaze töreninde; "İYİ BİR İNSAN OLMAYA ÇALIŞIN" Genç arkadaşlarımdan şunu rica ediyorum, iyi bir mühendis, iyi bir hukukçu, iyi bir doktor değil iyi bir insan olmaya çalışın. En önemlisi insanları sevin ve kötülüğe kötülükle cevap vermeyin." demiştir.
Ebeveynler ve eğitim kurumları öğrencilere iç başarı ve dış başarıyı dengeli bir şekilde öğretmezse sonuç hem ebeveynler hem de toplum için hüsran olur.
Sözümüzü Franklin Roosvelt’in bir sözüyle bağlayalım. “Bir insani ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.”
**
Tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutluyorum.
Yorum Yazın