Başıboş ve saldırgan sokak köpekleri yüzünden pek çok çocuğumuzun canı yandı, yanıyor. Okurumuz Serkan Fırat da iki gün sonra okulların açılacağını hatırlatarak ilgilileri bu konuda önlem almaya davet ediyor:
"Yüksel Bey merhaba, ben Ankara'da yaşıyorum. Yazılarınızı beğenerek takip ediyorum. Sizlerden bir ricam olacak. Özellikle önümüzdeki hafta okulların açılacağını da göz önüne alarak sokak köpekleri konusunda ilgilileri uyaracak yazılara köşenizde bir müddet yer verebilir misiniz? Bu ara sürü halinde dolaşan ve maalesef uyarılarımıza rağmen yerleşim alanlarında, parklarda ve özellikle okul çevrelerinde sokak köpeklerini besleyen bir kesim var. Hatta şahit olduğumuz kadarıyla çiğ et/tavukla besliyorlar. Bu hayvanlar aç kaldıklarında daha saldırgan hale gelebiliyorlar. Tabii ki sokak hayvanlarının da bakıma ve beslenmeye ihtiyacı var. Ancak beslenme yerleri okul etrafı, çocuk oyun parkları değil. Bu konuda bizlerin sözcüsü olup yazılarınızda yer verirseniz çok mutlu oluruz."
YAZAR NOTU: Okul etrafında yuvalanan uyuşturucu satıcısı, sapık ve organ mafyası gibi "zararlılara" da önlem alınması şart.
Sarhoşluğa Finlandiya sistemi
Geçen hafta "Sarhoş yasağını destekliyorum" başlıklı yazım sizlerden büyük ilgi ve destek gördü. Okurum Necdet Sevinçel de konuya farklı bir perspektiften bakmış:
"Beyefendi, çeşitli yerlerde alkollü içki satılmaması konulu genelge hakkındaki yazınız ile ilgili olarak: 1981 yılında gittiğim Finlandiya'da şunu gördüm: Alkollü içkiler sadece devletin ALKO adlı dükkanlarında satılıyor; bu dükkanlar cumartesi ve pazar kapalı. Sabah açılış saati, akşam üzeri de (erkenden) kapanış saati var. Buralardan sadece belli yaş üstü büyükler alışveriş yapabiliyor. Alınan içki şişesi dışarıdan ne olduğu görünmeyecek şekilde bir kağıda sarılıyor. Bu paket ayrıca üzerinde hiçbir isim ve işaret taşımayan poşetlere konuluyor. Dışarıda nerede olursa olsun içki içmek yasak. Dışarıda içki içen yakalanırsa, 2 gün içeride yatıyor.."
HAFTANIN ŞİİRİ
EYLÜL
Bir eylül sabahında terk edin beni...
Çiğ tanelerinin ardına saklansın utangaç gözyaşlarım
Bulutların üzerinden bir leylek göçerken ılımanlara siz de bana veda edin...
Bir eylül gününde vurun beni
Yüzüm, bir mevsim dönümü gibi çaresiz ve mahzun, dönsün toprağa
Gözümün feri düşsün üzüm tanelerine salkım saçak bir bağbozumunda
Bir eylül ikindisinde gömün beni...
Toprak atan küreklerde sararmış yapraklar da olsun
Masum bir solucanın kış uykusu kadar deliksiz uykuma kapansın gözlerim
Ve bahara aldanıp, uyanmayayım...
Her eylülde hatırlayın beni...
Hüznün hazanla harmanında sarı başaklar gibi göğe savurun
Bilin ki; her tane düştüğünde toprağa dönüp size dokunuyorum...
Aşk Tedavülden Kalkmadan - Yüksel Aytuğ - 2005
Gaf kürsüsü
CNN TÜRK Haber Bülteni'nde Avrupa Şampiyonu olan Kadın Voleybol Milli Takımımız dışında Fenerbahçe'nin Ankaragücü; Beşiktaş'ın da Sivasspor galibiyetleri için de "Türkiye çifte mutluluk yaşadı" diyen spiker Burçak Güneş'e Ankaragücü ve Sivasspor camialarından büyük tepki var.
Zap'tiye
Kırklareli'nde "Doğada uyanmak, doğaya uyanmak" sloganıyla tanıtımı yapılan ruhsatsız bungalov evlerde sel 6 cana mal oldu. Hatay'da "Cennetten bir köşe" diye satılan çürük site de onlarca vatandaşa mezar olmuştu.
Ne demiş?
"Sistem olarak sana verilmiş beyin organının ve fıtratının, karakterinin sentezinin gereğini yapıp, sonucunu yaşıyorsun." (Hakan Ural'ın Neler Oluyor Hayatta'da beyin yakan cümlesi)
Yorum Yazın