Profesör İzzet Özgenç’in ağır ekonomik bunalım gerekçesiyle ‘Olağanüstü Hal’ ilan edilebileceği yönündeki tweet’i ortalığı karıştırdı. Zaten diken üzerinde olan piyasaları olumsuz yönde etkiledi.
İzzet Özgenç bunun üzerine akşam saatlerinde, “Ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hâl ilanına ilişkin açıklamalarım, herhangi bir kişi veya kurumla irtibatlı olarak ya da yönlendirme üzerine yapılmamıştır. Bu açıklamalar, sadece ülkemizdeki ekonomik gidişatla ilgili olarak duyduğum endişelerin ifadesinden ibarettir” diye açıklama yaptı.
Ekonomide kritik bir süreçten geçiyoruz. O nedenle piyasalar en kötü senaryoyu almaya hazır. Ayrıca birileri de en kötü senaryo üzerinden algı operasyonu yürütmeye hevesli. Böyle olunca sanki yarın OHAL ilan ediliyormuş gibi bir hava oluştu. Zaten kırılgan olan sürece zarar verdi. İzzet Özgenç’in yaptığı açıklama dahi yeterli olmadı.
OHAL Mİ DEDİNİZ?
OHAL’le ilgili düzenleme Anayasa’nın 119. maddesinde yer alıyor. Orada sadece ağır ekonomik bunalım sayılmıyor. Savaş, savaşı gerektirecek bir durum, ayaklanma ve kalkışma gibi şartlar da sıralanıyor.
AK Parti iktidara geldiğinde 90’lı yıllardan beri uygulanan OHAL’i kaldırdı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra getirilen OHAL ise bir süre uygulandıktan sonra uzatılmadı.
Fiyat artışı ve dövizdeki dalgalanma dışında ekonomideki temel parametreler iyi. Ayrıca savaşı gerektirecek bir durum mu var?
İZZET HOCA ERDOĞAN’A YAKIN MI?
İzzet Özgenç bir dönemler Erdoğan’ın fikirlerinden istifade ettiği önemli bir hukukçuydu. Ama İzzet Hoca bir süredir muhalif. İktidara yönelik eleştirilerini esirgemiyor. Bunu saygıyla karşılıyorum. İzzet Özgenç’in OHAL’le ilgili paylaşımları; Erdoğan’a çok yakın bir isim, kendi görüşlerini değil Erdoğan’ın düşüncesini yansıtıyor şeklinde değerlendirmelere konu olduğu için hatırlatmak istedim. İzzet Hoca artık Erdoğan’a yakın değil, onun görüşlerini paylaşmıyor. Ayrıca İzzet Hoca’nın OHAL’le ilgili değerlendirmesinin Erdoğan’ın eğilimini yansıttığı yorumlarından en çok Cumhurbaşkanı’nın rahatsız olduğundan eminim. Bu iddia hem doğru değil hem de bu dönemde ekonomiye yapılacak olan en büyük kötülük, OHAL ilan edilmesini gündeme getirmek olur. Ekonominin en kritik süreçten geçtiği bir dönemde, oluşturulmak istenen sisli hava en çok Erdoğan’ı rahatsız eder. Ekonomi nedeniyle OHAL ilan eden ülkeye yabancı sermaye gelir mi?
KURTULMUŞ’TAN OHAL TEPKİSİ
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk’teki yayında Dicle Canova’nın OHAL’le ilgili iddiaları sorması üzerine, “Saçma sapan bir iddiadır. Böyle bir şey söz konusu olmaz, düşünülemez. Kimsenin aklından OHAL geçmesin” diye yanıt verdi.
EKONOMİ ÇEVRELERİ NE DİYOR?
OHAL iddiaları üzerine ekonomi çevrelerine ulaştım. OHAL iddialarına karşı tepkiliydiler. “Kesinlikle böyle bir gündemimiz yok. Böyle bir hazırlık yok. Böyle bir çalışma yok. Böyle bir niyet ve arzu yok. Bu tamamen İzzet Özgenç hocanın attığı bir tweet üzerinden yönetilmeye çalışılan bir algı operasyonundan ibarettir” denildi.
Bu iddianın ortaya atıldığı andan itibaren ekonomi çevreleriyle temas halindeyim. OHAL ilan edileceğine ilişkin en ufak bir izlenim edinmedim.
KILIÇDAROĞLU, CUMHURBAŞKANLIĞININ TEK ADAYI MI?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusunda en net açıklamasını yaptı. Haber Global’de Candaş Tolga Işık’ın sorusu üzerine, “İttifak da kabul ederse bundan onur duyarım” dedi.
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir strateji dahilinde hareket ediyor. 1 yıl öncesine kadar Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına ihtimal veriliyor muydu? Geçen yılki bütçe görüşmeleri sırasında AK Parti milletvekillerinin, “Aday mısın?” sataşmaları üzerine, “Benim aday olup olmayacağımı size kim söyledi?” yanıtı ile adaylık sürecini başlatmış oldu. Milat 7 Aralık 2020. O günden bu yana kendisini cumhurbaşkanlığı denkleminin en ön sırasına yerleştirdi. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı geri plana itmeyi başardı.
AKŞENER VE KARAMOLLAOĞLU NE YAPACAK?
Ama bundan sonraki süreç daha kritik. Çünkü, adaylığa Millet İttifakı liderleri karar verecek. Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla Akşener ile Karamollaoğlu’nu bir tercihle baş başa bıraktı. Akşener ve Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sorulduğunda ne yanıt verecekler?
Bu sorunun yanıtını aramak üzere İYİ Parti’nin nabzını tuttum. İYİ Parti şimdiden kendisini bağlamak istemiyor. Cumhurbaşkanı adayının belirleneceği süreçte ibre kimden yana olur onu görmek istiyor. Çünkü Akşener, “Seçilecek aday olmalı” ölçüsünü ortaya koymuştu.
AKŞENER BELİRLEYİCİ OLACAK
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığını masaya getirirse seçilme ihtimali yoksa Akşener’in itirazını dile getireceği söyleniyor. Ama Kılıçdaroğlu ısrarlı olursa son aşamada Akşener’in destekleyeceği ifade ediliyor.
Bir görüş daha var. Eğer Kılıçdaroğlu seçilme şansı olmamasına rağmen ortak adaylık konusunda ısrarlı olur, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş alternatiflerini de engellerse o zaman ilk tura her parti kendi adayıyla girebilir. Ben bu formülü çok güçlü görmüyorum ama Kılıçdaroğlu’nun ısrarı ortak adaylığı da getirebilir, Meral Akşener’in adaylığının önünü de açabilir. O nedenle Meral Akşener’in tavrı belirleyici olacak. Bir anlamda Kılıçdaroğlu’nun kaderi Akşener’in elinde. Ama siz siz olun Temel Karamollaoğlu’nu yabana atmayın. Temel Reis’i dikkatle izlemekte fayda var.
Yorum Yazın