Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi zirvesiyle toplantı yapmasından önceydi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati aradı. Sesi iyi geliyordu. “Nasılsınız?” diye sorduğumda “Enerji doluyum” diye yanıt verdi. Hazine ve Maliye Bakanı ile yaptığımız görüşmeyi kendisinden izin almadığım için yazmayacağım ama Nureddin Nebati’yi kararlı ve başarılı olacağı konusunda inançlı gördüm. Konuşmamız sürecinde birkaç kez “Başaracağız” derken samimiydi.
Nureddin Nebati, bütçe görüşmeleri sırasında iktidarı ve muhalefeti kucaklayan bir konuşma yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı’nın bu tarzı, siyasette karşılık buldu.
Ekonomi yönetiminin yarısı doğru kararlar almaksa yarısı da diyalog ve güven iklimini tesis etmek. Nureddin Nebati bunu çok doğal olarak yapıyor. Zaten yapmacık olsa samimi bulunmaz. Hafta sonu iş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelmişti. Toplantının çok verimli geçtiğini söyledi. Nureddin Nebati, diyalog ve müzakereyi bir yönetim şekli olarak düşünüyor. Ekonominin iletişimine önem veriyor. Yönetimden ziyade, yönetişim tanımını tercih ediyor. Liyakat ve ehliyete göre tüm kesimlere açık. Önümüzdeki hafta bankacılarla bir araya gelecek. Ondan sonra ekonomiyle ilgili temayüz etmiş akademisyenlerle görüşecek. Ardından ekonomi yönetimi ve gazetecilerle bir araya gelmeyi planlıyor.
PİYASALARA GÜVEN
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, düşük faiz ve yüksek büyümeye dayalı üretim ekonomisinin doğru olduğuna inanıyor. Piyasadaki dalgalanmaları dikkatle takip ediyor ama yeni ekonomi politikalarının başarılı olacağından kuşkusu yok. Tabii bakan önce kendisi inanmalı ki toplumu inandırabilsin. Demirel, 1991 yılında DYP-SHP koalisyon hükümetini kurduğunda bakanlara, ”Önce siz kendinize inanın ki millet size inansın. Önce siz kendinize güvenin ki millet size güvensin” demişti. Ancak yeni ekonomi politikalarının başarılı olmasının bir şartının da piyasalara güven vermekten ve iktidarı ve muhalefeti ile her kesimi kucaklayan bir yaklaşımdan geçtiğinin farkında.
O nedenle Nureddin Nebati hakkında karar vermeden önce, Nureddin Nebati’yi izleyin derim. Nureddin Nebati’yi değerlendirmeden önce bir süre kredi verin diye de eklerim.
SOSYAL MEDYA VE 2023 SEÇİMLERİ
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, İletişim Zirvesi’nde yayınlanan video mesajında, sosyal medyanın bir ulusal güvenlik sorunu haline geldiğini söyleyip, “Sosyal medya, günümüz demokrasisi için ana tehdit kaynaklarından birine dönüşmüştür” deyince Meclis’in yolunu tuttum.
Çünkü AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın başkanlığında yapılan bir sosyal medya düzenlemesi vardı. Akıbeti ne oldu? Ne getiriyor, ne zaman çıkar sorularının peşine düştüm.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman’ı ziyaret ettim. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un da çok emek verdiği sosyal medya düzenlemesi üzerindeki çalışmalar tamamlanmış. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak toplantıda son şekli verilecek.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNİN İLKELERİ
Sosyal medya düzenlemesi 4 temel esas üzerine oturuyor:
1- Kişisel verilerin korunması.
2- Yerli ve milli yazılımın sağlanması.
3- Dijital ağ temsilciliklerinin kurulması.
4- Dünyayı tehdit eden dezenformasyonla mücadele.
CİDDİ SORUN DEZENFORMASYON
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dezenformasyon sadece bir milli güvenlik meselesi olmanın ötesine geçerek, küresel bir güvenlik sorunu halini almıştır” demişti.
Hüseyin Yayman, “Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği gibi, dezenformasyon sadece bizim problemimiz değildir. Dezenformasyon konusu dünyanın bir milli güvenlik meselesidir. Günümüzde dezenformasyon sorunu, global bir güvenlik sorunu haline gelmiştir” diye konuştu.
Yayman’a yasa taslağının son durumunu sordum.
“İçeriği hakkında bilgi vermeye mezun değilim” dedi. Sosyal medya düzenlemesinin sadece AK Parti’nin talebinin olmadığının altını çizdi. “Meclis’te temsil edilen bütün partilerin dezenformasyonu önleyecek bir yasanın çıkarılması konusunda bir talebi var. Halkımızın da talebi var. Siyaset, halkın taleplerine duyarsız kalamaz. Meclis’in bu talebe olumlu karşılık vereceğini düşünüyorum” dedi.
MUHALEFETİN SANSÜR KAYGISI
Sosyal medya düzenlemesine ilişkin olarak muhalefetin bazı çekinceleri var. Yasa taslağına son şeklini vermeden önce bunların dikkate alınmasında yarar var. Muhalefet, sosyal medya düzenlemesi adı altında özgürlüklerin kısıtlanacağını ve sansür getirileceğini düşünüyor. Sosyal medyaya kısıtlamalar getirileceği kaygısını taşıyor. Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Yayman’a bu konuyu sordum. Sosyal medya üzerinden dezenformasyon yapıldığını konuşuyorduk. Hüseyin Yayman, “Tam bu da bir dezenformasyon konusudur” diye itiraz etti. Dezenformasyon, mezenformasyon... Muhalefet böyle bir kaygı taşıyorsa dikkate almakta yarar var. Hüseyin Yayman da ona itiraz etmiyor. “Komisyonumuz hem özgürlükleri koruyan hem de milli güvenliği koruyacak bir prensiple hareket edecek” diye güvence verdi.
Yeni yılın ilk çeyreğinde çıkarılması beklenen sosyal medya düzenlemesi hakkında bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
2023 SEÇİMLERİ
Bu düzenlemenin sadece sosyal medyayı ilgilendiren yüzü yok. Türkiye, kıran kırana bir yarışa sahne olacak 2023 seçimlerine gidiyor. 2023 seçimleri Türkiye açısından bir kader seçimi niteliğinde. 2023 seçimlerinde sosyal medya çok etkin bir şekilde devrede olacak. Birileri, 2023 seçim kampanyasını sosyal medya yalanları üzerinden yürütmek isteyecek. Sosyal medyadan yürütülen dezenformasyonla seçimlerin kaderini belirlemeye çalışacak. Bir anlamda 2023 seçimleri sosyal medya seçimleri olacak. O nedenle sosyal medya düzenlemesini yaparken, 2023 seçimleri ihmal edilmemeli.
Yorum Yazın