Kimin ne olacağını Allah bilir elbette ama ben deprem tehlikesine karşı en güvenli yerde oturduğuma inanıyorum. Neden mi? Ünlü deprem uzmanı Profesör Naci Görür ile aynı sitede oturuyorum da onun için... Bundan daha büyük bir "güvence" olabilir mi? Adam ailesiyle birlikte bizim siteyi tercih ettiğine göre önce Allah'a, sonra Naci hocaya emanetiz demektir.
Şaka bir yana, geçen pazar düzenlenen site yönetiminin genel kurul toplantısında hocamızın tespit ve öngörülerinden bir kez daha yararlanma şansı buldum. Naci hoca çok önemli bir şey söyledi. Dedi ki:
"İstanbul'u, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçen hayali bir yatay çizgiyle kuzey ve güney olarak iki bölgeye ayırın. 8 şiddetinde beklenen İstanbul depreminde şehrin güney bölümü büyük hasar alacak. Kuzey bölümünde ise büyük bir yıkım gerçekleşmeyecek. Bu nedenle kuzeydekiler kendilerini güneydekilere yardım etmek için hazırlasınlar. Şehrin kuzeyinde oturanlar 1999 depremini nasıl geçirdilerse aynısını hissedecekler. Sadece Sarıyer'in merkezi dışında. Orada sağlam ev kalmayacak."
Yeri gelmişken bu çok önemli bilgiyi de paylaşayım istedim.
Bir dolandırıcılık girişimi daha
Daha önce demiştim ya, dolandırıcılar için cazibe merkeziyim diye, vallahi peşimi bir türlü bırakmıyorlar. Bir gün boş bulunup ağlarına düşeceğim diye endişelenmiyor da değilim hani.
Yine elektronik posta kutuma talih kuşu (!) kondu. Detayına girmeyeceğim. Yok efendim, Avrupa Birliği Londra Yatırım Bankası ve IMF tarafından, yasal olarak yetkilendirilmiş bir bankaymışlar da, fonların gereksiz yere sınır dışı edilmesinin nedenini araştırmak üzere onlara yetki verilmiş de, bu nedenle bankalarında benim hesabıma geçmesi gereken 1 buçuk milyon dolar varmış da, banka müdürü Dr. Wermer Hoyer benden işbirliği için acil cevap beklermiş de...
E-posta: eiborg11@hotmail. com
Web sitesi: www.eib.org Doktorun e-postası: eiborgwernerhoyer@ gmail. com
Aranızda sazan varsa benim yerime başvurabilir. Yoksa bu elektronik postayı şu eski Galatasaraylılara mı göndersem? Onlar ilgilenir mutlaka...
Hayvanseverlik lüks oldu
Evcil hayvan besleyenler durumu biliyor. Beslemeyenlere de ben duyurayım: Evde hayvan beslemek ya da sokaktaki patili dostları doyurmak artık "lüks" haline geldi. Çünkü mama ve veterinerlik hizmetlerinin fiyatları aldı başını gidiyor.
Ben evde iki, bahçede beş olmak üzere 7 kediye bakıyorum. Sokaktakilere en ucuzundan açık kuru mama alıyorum. Evdekilere de ortalama bir markanın ürününü. İki kediye bir ay yeten 5 kiloluk mamamın fiyatı olmuş 1050 lira... Aşının tanesi 250-400, bir kısırlaştırma ameliyatı 7.500 - 10.000 lira arası...
Yok, yok bu iş böyle olmayacak. Bizimkileri mutlaka bir dizide filan oynatmam lazım... Ya da kafalarına dolardan bigudi bağlayıp TikTok fenomeni filan yapmalıyım...
Gaf'let kürsüsü
Bu fotoğraf Fenerbahçe - Fatih Karagümrük maçından. İsmail Kartal'ın arkasındaki sarışın kadına dikkat: Önünde çocuğu, ağzında sigarası. Yasak olmasına rağmen tribünde sigara içtiğine mi, çocuğuna kötü örnek olduğuna mı yanayım?
Zap'tiye
Sıkı durun, en büyük hayalimi açıklıyorum: Milyoner'de adım gibi emin olduğum, cevabını ezbere bildiğim 5 milyon liralık soruda sırf eğlence olsun diye seyirci jokeri kullanmak...
Ne demiş?
"Eğer bir yol güçlük çıkarmıyorsa sizi hiçbir yere götürmez." (Atv'nin dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'da Erman'ın sözü)
Yorum Yazın