Farkında mısınız, "Enteresan" kelimesini artık, ne kadar çok kullanmaya başladık ve bizim için ne kadar olağan hale geldi?
Buna bir de, "Tevafuk" kelimesini ekleyelim, "Enteresan tevafuk ve/veya tevafuklar"...
Bu ifadeyi de, bazen kendi kendimize bazen de yanımızdakilere ne kadar çok mırıldanır olduk!
Şimdi, beni bu dönem bu kelimeleri sıklıkla kullanmaya iten enteresan tevafuklardan bahsedeceğim.
Irak, Arap Baharı devamında Mısır, Suriye derken, iş geldi dayandı İran'a!
Bir kadının, İran devlet yapısına hakim olan zihniyet tarafından gözaltında ölmesi ya da öldürülmesiyle ortalık karıştı! Dahası, İran'ın güneyinde Azerbaycan Türkleri'ni de birileri gıdıklamaya başladı!
Enteresan bir tevafuk ki (!) bundan tam 97 yıl önce bugün, İran'da Rıza Şah Pehlevi, Kaçar Hanedanı'na son verdi! Hatta, sosyal medyada da Gazi Mustafa Kemal Paşa ile Rıza Han Pehlevi' nin Türkçe konuştuğu videoları görebilirsiniz.
Tarih, 1925...
Tam da Anadolu, Ortadoğu, hatta Arabistan daha doğrusu Osmanlı İmparatorluğu sonrası İslam coğrafyasında sınırların yeniden çizildiği yıllar!
Ne enteresan tevafuktur ki, 1979' da bir başka Rıza Şah Pehlevi, ülkesini terk edip kaçmak zorunda kalıyor, yerine Paris'ten İmam Ayetullah Humeyni oturuyor.
1980'de de ABD'nin, "Bizim çocuklar " diye tarif ettiği çocuklar Anadolu'da darbe yapıyor!
Tam da şu anda, Halk Tv'de Şirin Payzın son günlerin ne enteresan acı tevafuktur ki, bir kız çocuğun üzerinden yaşanan hali hali, İran'daki Amini olayına bağlıyor (!)
Sahi ya, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bir önceki gece tam da bu saatlerde, milletvekillerine randevu verip, on dakika basına kapalı toplantıdan sonra ertesi sabah Adalet Bakanlığı 'na yürüyor (!)
İmdi...!
Hadi, akleden aklıselimler, gerek İran'da gerekse ülkemizde kadınlarımız, kızlarımız üzerinden yaşananlarda, taraf olup tarafımızı seçelim! Bir kadının başını yarım yamalak örtmesinden gözaltına alınmasını haklı görüp (Tamam, İran bağımsız bir devlet içişleri bizi ilgilendirmez de) İslam Medeniyeti mensubu, dahası o medeniyetin bayrağını elinde tutan Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olarak tarafımızı seçelim!
Tam da da da da...
Hadi, bu sabi sübyan kızcağızın olayında tarafımızı seçelim!
Ben bir kız babası ve bir kız dedesi olarak buradan haykırıyorum, UTANIYORUM!
Bu hal bize YAKIŞMIYOR!
Yazıktır, günahtır, vallahi aldığımız nefes HARAMDIR!
Bu bizim içimizde, bizi, İslam Medeniyeti'ni bitiriyor!
Değil sokağa çıkamaz hale gelmek, bizi kız çocuklarımızın, torunlarımızın yüzüne bakamaz hale getirdi!
Dün geç bir vakit tiyatrodan çıkıp otoparkta aracıma yürürken, aracımın hemen yanında iki arabanın arasında çökmüş biri 12 yaşlarında erkek, biri 9 biri 6 diğeri 5 yaşında kız Suriyeli evladın ağlıyordu!
Yaklaştım, yağmurun altında tesbih satan çocukları zabıta yakalamış, ellerindeki paraları almış, yağmurdan sırılsıklamdı yavrucuklar!
Paylaştık varımızı ...
Dördü de sabah okula gideceklermiş...!
Bu arada, bugünlerde bir başka Rıza Şah Pehlevi, ABD Washington D.C.'de bavulunu toplamış bekliyor(!) Biliyor musunuz, 1934 yılında Atatürk, dedesi Rıza Şah Pehlevi'ye Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yaptığı 5 adet uçağı hediye etmişti!
Sahi, bugün Yerli Malı Haftası başlıyor (12-18 Aralık)...
Sayın Mustafa Varank Bey, TOGG çok afili, kırkbin kere maşallah!
Mümkün olsa da bu hafta TOGG'ların içerisine kız çocuklarını doldurup, 81 vilayeti gezdirsek...
Hatta, her bir ünlüye bir vilayet tahsis edilse... (Ordu'ya ben talibim, kaptırmam)
Ne bileyim, enteresan tevafukların enteresan bir şekilde arttığı bu günlerde enteresan bir gülümsemeye sebep olmaz mı?
Baksanıza, bizim medeniyet kardeşimiz Fas Milli Takımı'nın başarısına, bizim 2002 Dünya üçüncülüğümüz kadar bizi sevindirmedi mi?
Yorum Yazın