Geri sayım başladı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı başvurusu için bugün son gün. Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun başvuruları YSK tarafından kabul edildi. Muharrem İnce de 100 bin imzayı tamamladı. Dün akşam saatlerinde Ata İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan da 100 bin imza barajını aştı. Artık 4 Cumhurbaşkanı adayı ile 14 Mayıs'ta sandık başına gidileceği kesinleşti. Bu yarış içerisinde son günlerde en çok tartışılan isim olan Muharrem İnce'nin iki büyük iddiası var. Memleket Partisi olarak ana muhalefet partisi olmak ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nu geçmek. Bu iddia gerçeğe dönüşür mü bilemem. Ama İnce'nin bu iddiası CHP'lileri ve CHP'nin sözcülüğünü üstlenmiş isimleri çıldırtmaya yetiyor. Bu isimlerden biri de ünlü piyanistimiz Fazıl Say. Muharrem İnce'nin 100 bin imzayı aşması üzerine Fazıl Say açtı ağzını yumdu gözünü. Tabi söz ustası Muharrem İnce de bundan geri kalmadı. Sosyal medyada kraldan fazla kralcı olanların da katıldığı böyle tuhaf tartışmalara şahit oluyoruz.
Muharrem İnce'ye saldıranlar, itibarsızlaştırmak için ona birçok sıfat takmış. Merak ediyorum, madem bu kadar itibarsız biri olduğunu düşünüyorlar, neden bu kadar saldırıyorlar?
Bunun tek bir cevabı var; CHP'de sıkışmış ulusalcı oylar, ilk kez sandığa gidecek CHP'ye meyilli Z kuşağının oyları ve HDP ile ittifak nedeniyle İyi Parti'ye küsmüş oylar hızla Muharrem İnce'ye gidiyor. Muharrem İnce'nin oylarını yüzde 1'den bir anda yüzde 6'ya çıkarmasının başka bir açıklaması olamaz. Muharrem İnce'nin bu çıkışı CHP'ye en az 40 milletvekili kaybettirir diyen araştırmacılar var. Peki Muharrem İnce hareketi Türk siyasetinde kalıcı olabilir mi? Bilindiği gibi CHP'de kurucu unsunlar tasfiye edilerek marjinal sol örgütlerin kontrolündeki bir yapıya dönüştü. Şimdi Atatürkçü ve Ulusalcı kesimin bir partisi yok. Eğer iyi bir kadro kurabilirse bu parti neden Memleket Partisi olmasın?
***
AKŞENER MASAYI YİNE DEVİREBİLİR
7'li koalisyon masasında sular durulmadı. İyi Partili Yavuz Ağıralioğlu her gün CHP ve HDP yönetimini topa tutuyor. Meral Akşener'den ses çıkmaması bu açıklamaların danışıklı olduğu iddialarını güçlendiriyor.
3 Mart'ta tarihi bir konuşma yaparak masayı dağıtan Akşener, bir daha geri dönmemek için çok ağır sözler söylemişti. Sonrasında İstanbul sermayesi ve bir medya kuruluşunun patronu devreye girerek masa tekrar bir araya getirildi. Daha doğrusu dayatıldı. Ama kulislerde konuşulanlar, bizlere gelen duyumlar Akşener'in son gelişmelerden memnun olmadığı yönünde. Dahası, Akşener'e yakın çevreler masanın her an yeniden devrilebileceğini söylüyor.
Masada HDP etkisi arttıkça İyi Parti'nin oyları da hızla düşüyor. Son kamuoyu araştırmalarına göre yüzde 7'ye kadar gerilediği de ortada. Masada artık DP lideri Gültekin Uysal kadar değeri kalmayan Meral Akşener'in fazla bir çıkış yolu yok. Bakalım ülkücü damarı mı galip gelecek yoksa Kandil'in adayı Kılıçdaroğlu ile kol kola seçim çalışması mı yapacak..!?
Yorum Yazın