29 Ekim’de Cumhuriyet’in ilanını kutlarken ilk yerli ve milli otomobilimiz Togg üretim bandından indirilecek.
Gurur verici bir şey. Bu millet yıllarca kendi ürettiği otomobilin rüyasını gördü. Hele yıllarca Devrim Otomobili’nin başına gelenleri bildiğimiz için Togg bizim için bir hayalin gerçeğe dönüşmesiydi. Ama başardık. Artık yollarımızda kendi otomobilimiz de olacak. Togg bütün bir milletin gururudur. Bu işin iktidarı, muhalefeti olmaz.
Ankara’da 29 Ekim Cumhuriyet bayramı etkinliklerinden sonra Togg’un üretildiği Bursa Mudanya’daki tesislerde bir tören düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan törene muhalefet liderlerini de davet etti.
KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER
Togg milli bir proje olduğu için muhalefet liderlerinin katılması onlara prim yazardı. Ama ne oldu? Önce Kılıçdaroğlu’nun katılmayacağı açıklandı. Faik Öztrak, “Bu davet şirket yönetiminden gelseydi seve seve katılır, seri üretim bandından inecek ilk aracı da ayakta alkışlardık” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı milli bir projenin açılışına davet ediyor, katılmıyorsun, bir de şirket davet etse katılırdık de.
‘Özrü kabahatinden büyük’ sözü herhalde bugünler için söylenmiş.
Milliyetçi bir lider olan Meral Akşener ise Togg’un açılışında olmak yerine, programı önceden hazırlandığı için katılamayacağını açıklamış.
Kimse katılmasa dahi Akşener’in katılması gerekirdi. Çünkü milliyetçi olan bir lider ‘Önce devletim, sonra partim’ der. Milliyetçi bir lider olarak Akşener’in ilk yerli ve milli otomobille herkesten çok gurur duyması gerekirdi.
Türkiye’yi düşünen bir muhalefet Togg’un açılışına katılmaktan niye kaçınır? İnsan sormadan edemiyor. Siz iktidara mı muhalefet ediyorsunuz yoksa Türkiye’ye mi?
MUHALİF GAZETECİLERİN DAVETİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Ekim Cuma günü açıklayacağı Türkiye Yüzyılı programına muhalif gazeteciler de davet edildi. Çok iyi yaptılar. Muhalif de olsa iktidara yakın da olsa gazeteci gazetecidir.
AK Parti hangi strateji belgesini açıklarsa açıklasın, 2023 için Türkiye’ye ne vaat ederse etsin bu kadar etkili olmazdı. Muhalif gazetecilerin davet edilmesiyle birlikte stratejinin ilk adımı doğru atıldı. Gömleğin ilk düğmesi doğru iliklendi.
Doğruya doğru...
BİTLİS’TE BEŞ MİNARE
Sabah dilimde “Bitlis’te Beş Minare” türküsüyle düştüm yollara. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu ile istikamet Bitlis... Ulaştırma Bakanı Bitlis’e gelince sordu, “Beş minareyi buldun mu?” diye. Bitlis’te beş minareyi buldum ama daha da güzeli Bitlis’i bir şantiye halinde buldum.
Demirel’le ve Özal’la birlikte gelmiştim Bitlis’e. Ortasından Bitlis çayının geçtiği meydanın perişan hali üzmüştü. Bu kez tarihi binaların etrafındaki yapılar yıkılmış, Bitlis çayının üstündeki binalar yıkılmış ve Bitlis’in tarihi dokusu ortaya çıkmış. Çevre düzenlemesi tamamlandığında Bitlis’te beş minare de olur 15 minare de. Ben Bitlis’te bu kadar tarihi bir doku olduğunu görmemiştim. Çünkü Bitlis Kalesi dahi görülecek durumda değildi.
YENİ BİTLİS DOĞUYOR
Bitlis Çarşı’nın üzerinden 170 bina ve 640 bağımsız yapı yıkılmış. CHP’li Faik Öztrak ve Meral Akşener, Bitlis’e gelince, “Define için kazıyorlar” demişler ya, doğru söylemişler. Bildiğiniz gibi define bulamamışlar ama Bitlis Çayı ve tarihi doku ortaya çıkmış. O yönüyle bakınca defineyi bulmuşlar denilebilir. Bitlis çayının üstünde bir köprü olduğu biliniyormuş, binalar yıkılınca 9 tarihi köprü daha ortaya çıkarılmış. Bitlis adeta küllerinden yeniden doğuyor. Yeni bir Bitlis ortaya çıkıyor. Öyle ki tur operatörleri şimdiden Bitlis’le ilgili hazırlıklarına başlamışlar bile.
KÖPRÜ İNŞAATINDA
Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu ile Bitlis’e gelmemizin bir nedeni Bitlis’le ilgili sözünü ettiğim çalışmaları yerinde görmekti. Diğer bir nedeni ise Bitlis’le Siirt’in Baykan ilçesi arasında yapılan köprüyü görmekti. Köprü dedimse öyle böyle değil. Tarihi İpek Yolu üzerinde İran’dan girip Van ve Bitlis üzerinden gelen yolu Gaziantep’e Diyarbakır’a bağlıyor. Şantiye denilince, yol denilince Ulaştırma Bakanı’nın gözleri parlıyor. Ama Baykan’daki viyadükler üzerine yapılmış olan köprüyü görünce doğrusu benim de gözlerim parladı. Çünkü bölge bir zamanlar ikinci Kandil denilen terör bölgesiydi. Sehi denilen bölge. Bir dönemler PKK’nın kampları varmış. Şimdi terörden temizlenmiş. Heyelan nedeniyle sık sık tıkanan, gidiş gelişli tek şeritli yolun yerine şimdi viyadükler üzerinden akıp giden bir yol yapılmış. Muhteşem bir yol. Ayrıca farklı bir teknik kullanılmış. “itme-çekme yöntemiyle orta trafik” diyorlar. Mühendisler teknik olarak adını böyle söylediler.
EYFEL KULESİ’NDEN FAZLA
Ulaştırma Bakanı ise Eyfel Kulesi’nin yapımında kullanılan demirin iki katı kullanıldı diye anlattı. Eyfel Kulesi’nin yapımında 7 bin ton demir çelik kullanılmış, bu yolda 15 bin 600 ton demir çelik kullanılmış. Anlayacağınız üzerine beton dökmemişler, demir çelikten yapmışlar köprüyü. Yüzde yüz yerli bir proje. Heyelan nedeniyle ya da terör yüzünden kapalı olduğu için o yolların adını çile yolu koyanlar artık su gibi akıp giden köprüden geçip istedikleri yerlere ulaşacaklar.
BÜRYAN KEBABI
Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu ile viyadük birleştirme segmenti kaynak töreninden sonra Bitlis’e geçtik. Bitlis izlenimlerini aktardım. Huzur ve güven ortamı sağlanınca bölge ayağa kalkıyor. Bunu Diyarbakır’da da Bitlis’te de gördüm. Bu arada Bitlis’te her konuya girdik ama özellikle Büryan kebabı Bitlis’in mi yoksa Siirt’in mi tartışmasına girmedim. Çünkü Bitlis’te bu iş Rus işgaline karşı verilen savaş kadar ciddi bir mesele. Neme lazım...
Yorum Yazın