Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Müge Anlı'nın ortaya çıkardığı büyük tehlike

Öncelikle Müge Anlı'nın cuma günkü müthiş 'rekorundan' söz edeyim: Program ekibi sadece 24 saat içinde tam 6 kayıp çocuğu bulup ailelerine teslim etti. 13 yaşındaki Ebru Ankara, 13 yaşındaki Yaren ve 15 yaşındaki Yusuf İstanbul, 8 yaşındaki Nihan, Pınar ve 13 yaşındaki Cemile Adana'daki evlerinden kaçmışlardı. Aileleri önce polise, ardından da atv'deki Müge Anlı ile Tatlı Sert programına başvurdular. Program ekibi tek kelime ile 'insanüstü' bir çaba göstererek kayıp 6 çocuğu 24 saat içinde ailelerine kavuşturdu. Gelelim, başlıktaki konuya: Programın ortaya koyduğu çok acı bir gerçek var: Evden kaçma yaşı 8'e kadar düşmüş durumda. Bu, son derece tehlikeli bir gelişme. Pedagoglar, sosyologlar, psikologlar, eğitimciler bu işe vakit geçirmeden el atmalı. Aksi halde hem aile bütünlüğünü bozacak kötü bir alışkanlık ortaya çıkacak hem de çocukları pusularına düşürmek için bekleyenlere fırsat doğacak. Peki 8 yaşındaki çocukları evden kaçmaya yönelten sebepler neler?
 Pandemi nedeniyle ortaya çıkan ekonomik zorluklar, ebeveynlerin dikkat ve ilgilerini çocuklarının üzerine odaklamasını engelliyor.
 Yaşam gailesi; hem ebeveynlerin psikolojilerini bozup, çocuklarına daha kötü davranmalarına yol açıyor hem de çocuklarına ayıracakları zamanı azaltıyor.
 Giderek daha fazla şiddet toplumu haline dönüşmemizin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi de bir başka etken. Evinde, sokağında, okulunda, televizyonda, gazetelerde karşısına çıkan şiddet sarmalından kurtulmaya çalışan çocuk, çareyi evden kaçmakta görüyor.
 En büyük sebeplerden biri de dijital çağın iletişim olanaklarını artırması. Çocuklar internet aracılığıyla tanımadıkları kişilerle temas ediyor, her türlü tehlikeye açık hale geliyorlar. Sonra da kandırılıp, sokağa çekiliyorlar.
Bunlar, benim gazeteci olarak naçizane gözlemlerim. İşin uzmanları, daha 8 yaşındayken mutluluğu sokakta arayan çocukları bu duruma yönelten sebepleri çoğaltacaktır.
Eminim, duama siz de katılacaksınız: Allah, evlatlarımızın karşısına iyi insanlar çıkartsın...

Müge'de ne ses varmış?
Müge Anlı, gecikmeli de olsa sosyal medyaya giriş yaptı. Instagram'daki mügeanlıoficial sayfası sadece 24 saatte 1 milyon 250 bin takipçiye ulaştı. Sayfayı ziyaret edenleri müthiş bir de sürpriz bekliyordu. Müge, Türk Sanat Müziği'nin en beğenilen eserlerinden Vurgun'u söylüyordu. Ama ne söylemek?.. Pek çok müzik yarışmasında jüri üyeliği yaptığım için bu konuda rahatlıkla 'ukalalık' yapabilirim. Müge'de ses de var, usül de, makam da... Notaların üzerine sağlam basıyor. (Tizlere biraz daha çalışmalı) Gerektiği yerde, gerektiği kadar 'nağme' de yapıyor. Daha önce bu köşede Müge Anlı'nın kanun dersi aldığını yazmıştım. Belli ki sadece çalmakla yetinmemiş
Müge'nin yerinde başkası olsa, hele ki magazin müdürlüğü yaptığı dönemde çevresi ve imkanı da varken, tek albümle kestirmeden şöhret ve paraya ulaşırdı bu sesiyle. Ama o, daha zor ve çok daha hayırlı bir kulvarı seçti.
Müzik sektörü için önemli bir kayıp ama insanlık adına büyük kazanç...

"Beni tanımıyor musunuz?"
Oyuncu Merve Boluğur... Pandemi döneminin anti-kahraman kişiliği... Ona uzun süre maske taktıramadık. Magazin muhabirleri onu sokakta maskesiz dolaşırken her yakaladıklarında, o meşhur kahkahasını attı... Koronavirüs ile kendince dalgasını geçti.
Merve Boluğur'un son icraatına gelince: Nişantaşı'nda bir AVM'ye girerken kapıdaki güvenlik görevlisi HES kodunu sormuş. Malum, artık HES kodu taraması yapılmadan bu tür alanlara giremiyorsunuz. Merve Boluğur ne dese beğenirsiniz? "Ben HES kodu kullanmıyorum. Beni tanımıyor musunuz?"
Evet sevgili Merve, seni artık çok iyi tanıyoruz...

Gaf kürsüsü
İbrahim Tatlıses, Deniz Seki'ye sözde şaka olsun diye "Hani zayıflamıştın? Davul gibi olmuşsun?" deyince hem Deniz Seki afalladı hem de stüdyo buz kesti. (Bir kadına "Davul gibi olmuşsun" demek, 3. Dünya Savaşı sebebidir yahu!)

Zap'tiye
Merdiven altı yoğurdun üzerine peçete serip, kaymak süsü veriyorlarmış. Gölden ayran olur da, bizden bi cacık olmaz...

Ne demiş?
Salgının 3'üncü dalgasının 5'inci pikinin, 8'inci tikinin, 14'üncü periyodundayız. Yani... Dönülmez akşamın ufkundayız... (Sosyal medyadan)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar