Tarsus Belediyesi'nde sular durulmuyor. Tarsus Belediye Başkanlığı'nın değişimiyle Tarsus Şehir Tiyatrosu'nda ciddi kriz yaşanmıştı. GÜNAYDIN'a manşet olan bu kriz, daha da karmaşık bir hale geldi. Başkan Ali Boltaç'ın mobbinglerine daha fazla dayanamayan beş tiyatrocu daha istifa etti. Tarsus Belediyesi'nde yıllardır çok güzel oyunlara imza atan tiyatroculara insanlığa sığmayacak muamelede bulunan Boltaç ve ekibi elbette bunun hesabını er ya da geç Tarsus halkına verecektir. Tiyatrocular istifalarını kamuoyu ile paylaştılar. Ben de tiyatro ekibinden Yahya Okat'ı, istifaya giden süreci konuşmak için aradım. "Tarsus Belediyesi tarafından çok büyük mobbinge maruz kaldık" diyen Okat, şöyle konuştu:
"Başkan değiştikten sonra yapılan ilk iş tiyatromuzun kapatılması oldu. Bizi ekip olarak başka birimlere sürgün ettiler. Ben odacı olarak belediyeye bağlı sağlık işleri müdürlüğünde görevlendirildim. Paspas yaptım, temizlik yaptım. Çay ocağında bulaşık yıkadım. Yaptığım işler benim zoruma gitmedi. Asıl zoruma giden şey, Ali Boltaç'ın bize karşı tavrı oldu. Basına açıklama yaparak bizi hedef gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Bizim yaşadıklarımız basına yansıyınca da başkan yardımcıları bizimle görüşmek istedi.
Görüşmede '4 arkadaşınızı tekrar tiyatroya alalım' dediler. Ve bir hafta içinde oyun yönetmeni, sanat yönetmeni, ışıkçı olmadan yeni oyun çıkarmamızı istediler. Dalga geçer gibi… Bir hafta içinde 4 kişiyle bu imkânsızlıklarla yeni bir oyun çıkarmamız imkansız. Ama bizden 1 hafta içinde oyun istiyorsanız, ekibin geri kalanını tiyatroya geri çağırmanız durumunda mevcut oyunlarımızı revize ederek bu şekilde köylere uyarlayabileceğimizi söyledik. Belediye Başkanı kamuoyundaki tepkileri susturmak için böyle bir teklifte bulundu. Biz kabul etmeyince de basına çıkıp doğru olmayan, bizi hedef haline getiren açıklamalarda bulundu. Ben ve arkadaşlarım bu baskıya, mobbinge daha fazla katlanamadık ve istifa ettik. Sanat kimsenin tekelinde değildir."
O KİTAP YENİDEN GÜNDEME GELDİ
Bu hafta GÜNAYDIN'da yayınlanan Sevgi Sabancı röportajım medyada geniş yer buldu. İhsan Sabancı'nın resmi olmayan ilişkisinden olan kızı Sevgi Sabancı, 22 yıldır verdiği hukuk mücadelesini tüm yönleriyle anlattı. Sabancı Ailesi'ne açtığı miras davasıyla gündeme gelen Sabancı'nın yaşam hikayesi film olacak türden. Kendisi geçen sene 'Adana'da Piç Olmak' kitabında aile hikayesini cesurca kaleme almıştı. Röportaj sonrası kitap yeniden gündeme geldi. Okuyucular tarafından sosyal medyada paylaşılan kitap, ileriki günlerde daha çok konuşulacak gibi görünüyor. Sabancı Ailesi ile miras yüzünden birçok davası devam eden Sabancı'nın avukatı Ejder Demir ile bu süreci konuştum.
Atlı Köşk için açılan davanın kasım ayında karar duruşması olacağını söyleyen Demir, sözlerine şöyle devam etti:
"Sevgi Sabancı'nın miras haklarının kendisine verilmemesi sebebiyle Sabancı Ailesi'ne karşı açtığı birçok dava bulunmaktadır. Bu davalara Sabancı Ailesi'ne ait banka hisselerine ilişkin olan bir yenisi daha eklenmiştir. Geçtiğimiz günlerde açılan bu davada mahkeme davayı kabul ederek bir takım kurum ve kuruluşlara müzekkere yazmış, çeşitli bilgi ve belgelerin gönderilmesini istemiştir. Mahkemenin vereceği karar ile banka hisselerinin el değiştirip değiştirmeyeceği netleşecek olup bu dava bankanın halka açık olması nedeniyle kamuoyunu da ilgilendirdiğinden finans çevrelerince de yakından takip edilmektedir. Sevgi Sabancı'nın açtığı davalardan Sabancılar'a ait olup halen müze olarak kullanılan ve kamuoyunda Atlı Köşk olarak bilinen gayrimenkule ilişkin davada ise kasım ayında mahkemenin nihai kararını vermesi beklenmektedir."
Yorum Yazın