Hasan Basri Yalçın

Hasan Basri Yalçın

Mail: ljlsfjsdl@hotmail.com

Mısır'la müzakerelerin ucu açık

Türkiye ile Mısır, ilişkilerini normalleştirebilecekler mi bilmem ama en azından şimdilik her iki taraf da baltaları gömmek istiyor. Yapılan müzakereler sadece istihbarat örgütleri düzeyinde değil. Dışişleri de devreye girdi. Zaman içinde büyükelçi atamaları bile gerçekleştirilebilir. Ama şimdilik ikili ve kapalı müzakereler sürüyor. Ucu açık. Ne kadar ilerleyeceğini göreceğiz.
Müzakere konularını tahmin edebiliriz. Bunların başında hiç şüphesiz Doğu Akdeniz konusu olduğunu düşünüyoruz. Mısır esasen fiili olarak Doğu Akdeniz'de Türkiye tezini benimsemiş durumda. Ancak Türkiye, Mısır'ın bunu resmi olarak ilan etmesini sağlayabilirse o zaman Doğu Akdeniz'de Türkiye tezi, çoğunluğun savunduğu ve Yunanistan'ın dışlandığı bir hale bürünebilir. Türkiye ve Mısır, Doğu Akdeniz'e en uzun sınırı olan iki ülke. Onların kabul edeceği model, doğal olarak diğer ülkelerin tercihlerini de etkileyecektir. Mısır ikna olduktan sonra aslında İsrail'in de ikna olması an meselesidir. Sonrası zaten çorap söküğü gibi gelir.
Mısır, Türkiye'nin böylesi bir ilandan çok kârlı çıkacağını bildiğinden görüşmeleri sonuna kadar zorlayıp birçok başlıkta Türkiye'den taviz koparma peşinde olabilir. Türkiye'nin yaklaşımını tahmin etmek için de müneccim olmaya gerek yok. Muhtemelen Türkiye "zaman içinde bütün Mısır beklentilerinin müzakereye açık olduğunu fakat öncelikle şu önümüzdeki kritik ve somut gündem maddelerini ele almak gerektiğini" söylüyordur.

MISIR HANGİ ZEMİNDE?
Mısır ile Türkiye normal şartlarda birbirlerinden oldukça rahatsız iki ülke. Türkiye, Mısır'ın tavrının İslam dünyasında bir bölünmeyi meşrulaştırmak için kullanıldığını düşünüyor. Mısır ise Türkiye'nin Arap Baharı günlerinden kalma yaklaşımını kendi egemenliğine yönelik bir müdahale olarak görüyor. Müslüman Kardeşler'in bazı üyelerinin Türkiye'ye sığınmış olması, Mısır'ın aklından çıkaramadığı bir durum.
Hiçbir veriye dayanmıyorum ama Mısır her türlü müzakereyi getirip Müslüman Kardeşler konusuna bağlıyor olabilir. Bu uğurda mantıklı uzlaşma ve kazan-kazan formüllerini bile göz ardı edebilir. Zira Mısır zaten bunu birçok konuda açıktan yapıyor. Sisi tarzı rejimlerin genel sorunu budur. Ülkenin ulusal çıkarını devlet başkanının kişisel çıkarına kurban etme eğilimi doğabilir. Mısır'ın zaten son yıllarda Ortadoğu'da attığı bütün gereksiz adımlar böylesi bir yanlışlığın sonucudur.
Değişen iki şey var. Birincisi, Mısır Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kazanacağını, şimdiye kadar kazanmadıysa bile kaybetmeyeceğini gördü. Bu nedenle Doğu Akdeniz'de kendi ekonomisini kurtaracak nitelik ve nicelikteki bir kaynak için Türkiye ile uzlaşmaktan başka çare olmadığını görüyor. İkincisi, Trump dönemindeki zırva küre siyasetinin de bittiği görülüyor. Kendisini ayakta tutan Suud ve BAE'nin para desteği ve siyasi ortaklığına artık güvenemiyor. Suud'un İran ile görüşmeye kalktığı, BAE'nin Türkiye'ye yönelik sıcak mesajlar yayınladığı bir dönemde Mısır da kendini beş yıl öncesine hapsetmek istemiyor.
Ama dediğim gibi, birçok takıntı, rasyonel siyaset düzleminin önünü kapatıyor olabilir. Gerçi işler ciddiye bindiğinde bu siyasi sorun alanlarının etrafından dolanmak da mümkün olabilir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar