"Alan kişi... Bu zor günler geçecek... Biz hep sizin yanınızdayız... Sizi seviyorum... Balıkesir'den Yaren..." Asrın felaketini yaşayan güzel ülkemde, yaralar sarılmaya çalışılırken tek satırlık ama milyonlarca ciltte anlatılamayacak yoğunluktaki bu güzel mesaj, Türk milletinin ne kadar büyük olduğunu anlatmaya yetiyor.
Balıkesirli 10 yaşındaki minik Yaren'in, kendi oyuncaklarını bir koliyle deprem bölgesindeki akranlarına gönderirken yazdığı bu not, milyonlarca Yaren yüreğin de sözcüsü çünkü. Coğrafya kader, muhakkak ki bu kaderi değiştiremeyiz. Son yüzyılın en büyük felaketini yaşayan ülkemiz, milletçe kenetlendi ve diğer ülkelerden gelen yardım ekipleri ve yardımlarla yalnız olmadığımızı bir kez daha gördük.
Uzmanlar söylüyor; Kahramanmaraş'ta üst üste yaşanan iki deprem, 1999 Gölcük Depremi'nden sadece şiddetiyle büyük değil. Gölcük depreminin 42 saniye sürdüğü, Pazarcık depreminin ise bir dakika civarında olduğunu düşünürsek, kıyaslama daha net yapılabilir. 1939'da 7.2 büyüklüğündeki Erzincan depreminde 52 saniyede 33 bin kişi can vermişti.
Bugün yaşanan iki büyük deprem, Doğu Anadolu fayında meydana geldi. Ve yine uzmanlar, Türkiye'nin bu iki büyük depremde 3 metre hareket ettiği bilgisini veriyor. Deprem ivmesinin yerçekimi ivmesinin 2 katı olduğu, bu yıkıcı etkinin de beklenenin çok üstü bir değere karşılık geldiğini yine yetkililer söylüyor.
17 Ağustos Depremi'nin ikinci günü sahada gazeteci olarak günlerce bulunduğum için kıyaslama yapmam hiç zor değil. Alan itibarıyla 10 ilde, 130 atom bombası gücünde 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde yaşanan, 6 bin civarında binanın yıkıldığı bir afet, bugüne kadar yaşanan hiçbir deprem ve afetle kıyas kabul etmeyecek bir etkidedir.
Unutmayalım ki, devlet tüm kurumlarıyla depremin ilk anlarından itibaren bakanlarıyla, kurumlarıyla, sağlık ve kurtarma ekipleriyle sahada, görevinin başında insanüstü bir gayretle çalışıyor. "Devlet-millet el ele" sözü bir kez daha ispatlandığı için, yüreğiyle, emeğiyle, bedeniyle, duasıyla üzerine düşeni yapan tüm güzel insanlar teşekkürü hak ediyor. Gün birlik olma günü. Ne siyaset, ne ideoloji, ne kin, ne nefret bu olağanüstü dönemde gündeme gelemez.
İnsanlığın, kardeşliğin dili, dini, ideolojisi veya cinsiyetinin olmadığını bir kez daha gösterdiği için öncelikle yerli ve yabancı tüm arama-kurtarma görevlilerine, tanıdığı- tanımadığı bir canı kurtarabilmek adına enkaz başında yardım etmeye çalışan insanlarımıza, gücü yettiğince para ve malzeme yardımında bulunan vatandaşlarımıza, verdiği kanla can olmaya çalışanlara, kahraman polisimize, askerimize, canları pahasına o zor koşullarda tüm yaşananları kamuoyuna aktarabilmek adına görev yapan tüm meslektaşlarıma ve sosyal medyalarında yardım amaçlı paylaşım yapan tüm iyi insanlara, her şeyden önce İNSAN olmanın önemli ve öncelikli olduğunu bir kez daha gösterdikleri için sonsuz teşekkürler.
Yorum Yazın