Üç hafta önce partisinin grup toplantısında meseleye kitabın ortasından girdi. İsim vermeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş suikastı üzerinden sürdürülen kampanyaya dikkat çekti ve "şerefsizce saldırganlık" benzetmesi yaptı.
"Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır. CHP'sinden İP'ine kadar malûm partiler neyi biliyorsa acilen mahkemeye yetiştirmelidir. Bakalım hukuki süreç Ankara'da mı bitecek, yoksa Pensilvanya'ya mı dayanacak? Hodri meydan, hep beraber göreceğiz!" diyecek kadar iddialı ve net konuştu.
Derken dün...
Ülkücü Şehitleri Anma Günü dolayısıyla, bu kez eşkâl çizip ve isim vererek yine sert bir mesaj paylaştı
"... kimler varsa, mahkemede dinlenmelerini, ifadelerinin alınmasını, şayet varsa tevsik edilmiş bilgi, belge ve bulgularını mahkemeye sunmalarını istiyor, bu hususta adli müracaatımızı en kısa sürede gerçekleştireceğimizi şehitlerimizin manevi huzurunda ilan ediyorum" dedi.
Sonra, Cumhur İttifakı'na yönelik kurgulara değinerek, devam etti:
"Cumhur İttifakı'nı zafiyete uğratmak, terör örgütünün siyasi uzantısına yönelik milli tepkimizi zayıflatmak, sorgulatmak ve soğutmak maksadıyla; 'bir senaryo kapsamında üzerimize gelenlerin', gürültü çıkaranların, yumuşak karnımızı yoklayanların, dış bağlantılı ajanlarla işbirliği halinde Türk düşmanlarına taşeronluk yapanların alayını birden her seviyede karşılayıp paramparça etmek ecdadımıza, tarihimize ve milletimize hayat, haysiyet ve nimet borcumuzdur!"
Açıkçası...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ankara'da herkesin bildiği sır" olarak tasnif edilen adli ve siyasi olaylar dizisine karşı anlaması gerekenlerin anlayacağı dilden hitap etmeyi sürdürüyor. "MHP'yi köşeye sıkıştıran hadiseler var. O nedenle böyle çıkışlar yapıyor" varsayımında bulunanların aksine, rest üstüne rest çekiyor
Ve son noktada...
MHP üzerine oynayanları işaret ederek, kimler tarafından, hangi malzeme ile donatıldıklarını açıklığa kavuşturmaya çalışıyor.
Görünen o ki... Bürokratik bir yapı sistematik bilgi, belge, iddia sızdırma faaliyeti içinde... Organize olarak süren bu yönlendirmeler Sn. Bahçeli'nin sinir uçlarına basmayı, birikimle gelen ani kararlar almasını sağlamayı, ortaya çıkacak kaotik tablodan istifade etmeyi düşünüyor olabilir.
Yeri gelmişken...
Sinan Ateş suikastına ilişkin iddianamenin hak ettiği ölçüde dolu ve güçlü olduğu söylenmiyor. O halde çare belli. Yargılama aşamasında tüm kartların açılması! Gölgesi bu cinayetin üstüne düşen, varsa açık ve örtülü iz bırakanların tespiti ile adaletin yerini bulması!
***
VERGİ MÜFETTİŞLERİ
Hazine ve Maliye Bakanlığı son dönemde hem kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması hem de vergi kaçakçılığı ile etkin mücadele için vites yükseltti. Risk analizine dayalı vergi denetimlerinin başladığı yeniden duyulur oldu. Vergi Müfettişleri; vergiye gönüllü uyumu sağlamak, kayıt dışılığı önlemek ve haksız rekabetin önüne geçmek amacıyla şu an sahada. Bu hassas günlerde vergi incelemesine ve denetime yetkili birimlerin motivasyonu mücadelenin ve çalışmanın verimliliği açısından kritik önem taşıyor. Vergi incelemesine yetkili kurmay kadronun tek çatı altında toplanması, yılların talebi idi. Bu yapıyı parçalamaya dönük önerilerin bugünlerde artması gerçekten ibret verici. Sistemi iyileştirmek ve insan kaynağını geliştirmek elbette gerekli. Lakin tekelci yapıları geri getirmek veya mevcut yapıdaki geçiş esneklerini ortadan kaldırmak Türkiye'ye de mali idareye de fayda sağlamaz!
Yeri gelmişken... Kamuya yeni personel alımının sınırlandığı bu dönemde, nitelikli insan kaynağının devlette tutulması, mümkünse özlük haklarının iyileştirilmesi de bir büyük ihtiyaç.
Yorum Yazın