Öyle üstünkörü bir 'pardon' ile geçiştirilemeyecek kadar büyük bir gaf bu. CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seccadeye ayakkabılarıyla basmasının, sıradan bir insanın yapacağı bir eylemden çok daha fazla siyasi karşılığı olur.
Sonuçta bu bir bez parçası diye olayı değersizleştirmeye çalışanlar bile oldu. Bu milletin değerlerine, inancına böylesine duyarsız olmak bir yana hakaret edenlere bir hatırlatmada bulunmak isterim; Sonuçta elbette hepsinin özü bir bez parçası belki ama; (sizin deyişinizle) o bez parçasını değerli kılan şey; hepsinin birer aidiyeti ve anlamı olmasıdır!
Seccadenin, Müslümanlar için ne anlama geldiğini bilmemeniz mümkün değil, tıpkı Türk milleti için yine özünde bezden yapılan Türk Bayrağının ne anlama geldiğini bilmemeniz gibi!
Türk milletinin inancı, istiklali ve istikbali adına kutsal ve değişmez gördüğü değerlerine bu denli saldırı ve en hafif ifade ile özensizliği gösteren siyasetçilerin, Atatürk'ün kurduğu partiyi yönetenler olması her yönüyle durumu daha da acıklı kılıyor!
Bugün kol kola, omuz omuza seçime birlikte girmeye hazırlandıkları, terör örgütü PKK'nın siyasi sözcüsü durumundaki partinin temsilcilerinin "100 yıllık Cumhuriyet ile hesaplaşacağız" diyerek 14 Mayıs seçimlerini işaret etmeleri boşuna değil!
Bu hesaplaşmayı başlatmanın ve sonuç almanın önündeki en büyük engel olarak gördükleri Başkan Erdoğan'ı devirmek, en büyük motivasyon ve birlik sebepleri. Ama o Erdoğan ki; ne bu milletin inancını ne de istikbal ve istiklal sebebi kutsalı Türk Bayrağını ayaklar altında çiğnetmedi. 2009'da ABD'nin Pittsburg kentindeki, 2012'de Meksika'nın Los Cabos kentindeki ve 6 Eylül 2013'te Rusya'nın St Petersburg kentindeki G-20 Liderler Zirvesinde aile fotoğrafı çekimlerinde ülke liderlerinin yerlerini belirtmek için yere konulan Türk Bayrağını her seferinde üzerine ayaklarıyla basmak yerine, eğilip aldı! Sizin için belki bez parçasından fazla bir anlamı olmayan seccadeyi de bayrağı da ayaklar altında değil, yüreğinde taşıyanlar oldukça bu devlet, bu millet var olacak!
***
MERAL HANIM ÖZÜR DİLEYİN!
Bunun adı basbayağı siyasi fırsatçılık! İP'in İstanbul İl Başkanlığı'na isabet eden mermi üzerinden çıkarılan gürültüden söz ediyorum. Yanlış anlaşılmasın, hangi parti olursa olsun; il binası ya da herhangi bir mensubuna yönelik fiziki ya da ateşli silahla şiddeti savunmam mümkün değil elbette ve tam tersine en şiddetli şekilde karşı çıkarım. Ama; siz, olayın meydana gelmesinden neredeyse yarım gün sonra, bizzat Genel Başkanınızın yanına aldığı yaverleri eşliğinde meydan okuyan ve doğrudan Başkan Erdoğan'ı suçlayan ifadelerle bir algı yaratmak ve bu algı üzerinden oy devşirmeye yönelik çağrılarınızı da eksik etmemenizin üzerinden daha birkaç saat geçmeden; neyin ne olduğu ortaya çıktı! O civardaki bir inşaatta meydana gelen hırsızlık girişimine karşı, inşaat bekçisinin ruhsatlı silahı ile açtığı ateşten seken mermi İP binasının camına isabet ettiği hiçbir yönüyle tartışma götürmeden ortaya çıktığı halde; ne Meral Hanımdan ne de sözcülerinden bir özür mesajı duyan oldu mu? Peki; muhalefet yanlısı gazetecilerden ya da gazetelerden yaptıkları 'Kurşunla seçim startı verildi!' türü haberleri için bir özür dileyen oldu mu?
Yorum Yazın