Dün sabah geç kalktım...
Hayat her şeyimle geç başladı...
Öğleye doğru bir arkadaşım aradı ve “Twitter’da TT oldun” dedi...
İki numaraya kadar çıkmışım.
Gerçi geriye dönüp aradım üçer saat aralıklı listelerde görmedim ama galiba kısa bir süre TT olmuşum.
*
Biraz tuhaf değil mi...
TT olmama neden olan yazımın başlığı şuydu:
“Emin Çölaşan gibi yazmak istiyorum, lakin olmuyor”
O her gün memleketin en ciddi konularını yazıyor bense en hafif sayılan konularını...
*
Mesela dünkü yazılarımın konuları şunlardı:
- Erkekte yüksek testosteron iyi midir kötü mü...
Malum benimki yüksek...
- Angelina Jolie, yüzünde ve vücudunda yüzlerce arı ile fotoğrafçıya 18 dakika nasıl poz verdi...
- Oscar alan hergele eşek Shrek 20 yaşında...
*
Evet dünkü yazılarım bunlardı...
Sizce niye TT oldum...
Acaba her gün memleketin en ciddi meselelerini yazan Emin Çölaşan’ın adı geçtiği için mi TT oldum diye düşündüm...
Emin Çölaşan her gün memleketin en ciddi meselelerini yazıyor ama hiç TT olmuyor...
Öyleyse ne?
*
Aniden aklıma geldi...
Sakın o harika eşşek Shrek’i yazmam sayesinde TT olmasın...
İçime bir şüphe düştü...
Yoksa bana her gün “Memleketin bunca meselesi varken sen neler yazıyorsun” diyen bütün bu adamlar ve kadınlar, kendileri memleketin en ciddi meselelerini değil de “hergele eşekleri” mi okuyorlar...
*
Vallahi ben 20 yıldır o hergele eşşeği seyretmekten hiç bıkmıyorum...
Zaten seyrede seyrede ona benzedim...
*
- NOT: Dün geç kalktım, geç kendime geldim ya, yazımda kendimce affedilmez bir hata yapmışım. Shrek filmini Pixar yaptı demiştim.
Oysa DreamWorks yapımı...
Allahtan hergele eşşek Shrek’in benim gibi başka bir hayranı daha var ve o mesaj atıp uyardı beni...
TAŞI KUCAKLAYAN BU AĞACI KANALA KİM DİKTİ
ÖNCEKİ akşamüzeri Türkiye saati ile 17.45’te Venedik kanallarından birine ilginç bir ağaç dikildi...
Kurumuş bir ağaç gövdesiydi ve insan kollarını andıran dalları arasında büyükçe bir taşı kollarında tutuyordu.
Ünlü İtalyan sanatçısı Giuseppe Penone’nin anıtsal bir eseriydi...
*
Dikilen ağaç, Venedik Bienali çerçevesinde hazırlanmış bir tasarımdı...
Venedik hâlâ büyük ölçüde kapalı bir şehir...
O nedenle bu eserin açılış törenine az sayıda insan katılabildi...
Elliye yakın kişi de bu tören için özel bir davetiye aldı ve törene Zoom bağlantısı ile katıldı.
Bu kişilerden biri de bendim...
*
Venedik’te güneşli bir hava vardı...
Visconti’nin ünlü filmi “Venedik’te Ölüm”ü seyrettiğimden beri Mahler’in Beşinci Senfonisi’nin adagietto bölümü ve Dirk Bogarde’ın şahane biçimde canlandırdığı Thomas Mann’ın kahramanı Gustav Von Aschenbach karakteri ile aklımdan hiç çıkmayan bu şehir yine harika görünüyordu.
*
Açılışa davet edilmemin nedeni ise şuydu:
Venedik Bienali’nin önemli tasarımlarından biri olan bu eserin proje ortağı bir Türk vakfıydı.
Hürriyet’in eski CEO’su Vuslat Doğan Sabancı’nın kurduğu “Vuslat Foundation” (Vuslat Vakfı-Türkiye’deki adı V Foundation) bu şahane eserle ilgili projenin ana ortağıydı.
En önemlisi vakıf ne yapmak istiyor ve bu eser neyi anlatıyordu...
BİR AĞACIN KOLLARINDA ÜÇ BOYUTLU DİNLEME
VENEDİK Bienali’nde sergilenen eserin ana teması “Can kulağı ile dinlemek”...
Vuslat Doğan Sabancı açılışta bunu şöyle anlattı:
“Can kulağı ile dinlemek Türkçemizin en güzel ifadelerinden biri. Aklınla olduğu kadar kalbinle de dinle der, önyargılardan uzak, kelimelerin ötesinde, söylenmek isteneni de cömertçe dinle...”
*
Vakfa adını veren kelime olan “Vuslat”, kurucusunun da adı.
Türkçede “Özüne kavuşmak” anlamına geliyor ve üç boyutlu bir dinleme kavramını yaymayı amaçlıyor:
Yani kendimizi, birbirimizi ve doğayı dinlemek...
Bence içinde bulunduğumuz şu ağır psikolojik ortama çare olacak en iyi reçete...
O nedenle bomboş bir Venedik’te, Mahler’in o sessiz adagiettonun eşliğinde bu eseri seyretmek bana çok iyi geldi...
*
V Foundation’a çıktığı bu çok güzel yolda başarılar diliyorum.
Hem Türkiye hem dünya için güzel bir yola girdiler.
Hep diyorum ya...
Umut sanatta...
BÖYLE SIX PACK FUTBOL İÇİN Mİ GEREKLİ, NARSİST DUYGU İÇİN Mİ
CRISTIANO Ronaldo geçtiğimiz haftalarda bu fotoğrafını paylaştı...
Onu ilk defa böyle kaslı görüyoruz... Karnı basbayağı six pack yani baklava karın olmuş...
Mustafa Sandal’ı fersah fersah geride bırakmış.
*
Sakın kıskandım falan sanmayın.
Bu fotoğrafa futbol sağlığı açısından baktım.
Çocukluğumuzun Lefter’leri, Metin Oktay’ları, Pele’leri gözümün önüne geldi.
Hiçbirinde böyle bir vücut yoktu...
Messi’yi Barcelona’nın kendi sahasında yakından izledim.
Kısa bacaklı ve vücudunun üst kısmı neredeyse bacakları ile eşit uzunlukta bir futbolcu...
Cristiano Ronaldo onların yanında bir Apollo...
İncelmiş, modern bir David heykeli gibi...
*
Futbolcu sağlığı ile ilgili uzmanlara sormak isterdim.
Bu vücut futbol için iyi mi... Yoksa narsist duygulara mı daha elverişli...
BU FOTOĞRAFA BAKARKEN NE DÜŞÜNMELİ, NE HİSSETMELİYİZ
BU fotoğraf önceki gün Gazze’den geldi...
Günlerdir bana umut veren ilk fotoğraf. Fotoğrafı yayınlayan New York Times, altına şunu yazmış:
“Gazze’deki Filistinliler ateşkes anlaşmasının ilanını kutluyorlar...”
Haberde ise özellikle “Bu ateşkesin Mısır’ın arabuluculuğuyla gerçekleştirildiği” belirtiliyor.
Benim günlerdir umutla beklediğim fotoğraftı bu... Yani bu kanlı savaşın durması ve ateşkesin ilanı... Ama fotoğrafa bakınca şunları da düşünüyorum.
Bu Filistinliler neyi kutluyor?
Yüzlerce ölü, harabeye dönmüş bir şehir...
Yani ortada bir zafer yok... Acı ve ıstırap var... Öyleyse nedir bu sevinç?
Acaba Gazze halkı da bu savaşlardan usandı ve artık gerçek bir barış mı istiyor...
Kolektif bir şuurun altındaki ortak umudun ifadesi miydi bu...
Hem Hamas’tan hem Netanyahu’dan bıkmışlığın, usanmışlığın ifadesi de diyebilirsiniz...
NOKTA KOY INSTAGRAM PAYLAŞIMINDAKİ MESLEKLER
INSTAGRAM’da bir anons dikkatimi çekti.
“Nokta Koy Zirvesi” adlı bir toplantının duyurusuydu.
“Kadına yönelik önyargıya ve kalıplara nokta koy zirvesi...”
20-23 Mayıs 11.00-19.00 saatleri arasında Instagram üzerinden canlı yayınlanıyor.
Katılımcılar için iki ayrı anons hazırlamışlar.
Birinde katılımcıların isimleri var.
Aralarında tanıdığım birçok isim bulunuyor.
Bir ayrı anonsta ise katılımcıların meslekleri yazılmış sadece:
Karikatürist, insan yönetim uzmanı, komedyen, kalp ve damar cerrahı, ödüllü öğrenci, iş elçisi, melek yatırımcı, İETT otobüs kaptanı, dalgıç, insan hakları hukukçusu, CEO...
Anlıyorsunuz ki, artık meslek yelpazemiz çok renklenmiş ve çeşitlenmiş...
Yorum Yazın