Suriye’den gelen sığınmacıların, ilk gelmeye başladıkları günden bugüne kadar, onların yaratacağı atmosfer hakkında sürekli yazılarımla uyarı yapan biriyim. İlk zamanlar, gelen sığınmacı sayısı doğrultusunda “600-700 BİN SURİYELİ TRAJEDİSİ” başlıklı yazı ve benzeri diğer yazılar yazmış, iktidarın o dönemki yanlış politikalarını eleştirmiş ve sığınmacıların ülkede hangi sosyal yükü meydana getireceğini sık sık ifade etmiştim. Zamanla gelen sığınmacı sayısı arttı. Bununla beraber tartışmalarda çoğaldı. Kimisi bu konuyu siyasi kazanım için istismar ediyor kimi de sağduyulu şekilde Türkiye’deki sığınmacı probleminin çözülmesini istiyor. Bu konu gerçekten önemli bir meseledir. Samimi şekilde çözüm önerisi sunan ve kaygılarını dile getiren herkes muhakkak dikkate alınmalıdır. Fakat bu meseleyi provokasyon için kullananlara da asla fırsat tanınmamalıdır.
Bu konuyu en fazla dile getiren yazarlardan birisiyim. Hükümetin güvenli bölge oluşturmak için yaptığı terör örgütleriyle mücadelesini, sığınmacıların kabulü için Beşar Esad’la tekrar diyalog kurma çabasını ve Suriyeli sığınmacıların vatanlarına dönmeleri için yapılan onbinlerce briket ev projesini sonuna kadar destekliyorum. Bu meselenin çözümü için atılan ana adımlar zaten bunlardır ve hükümet bu konuda olması gerekeni yapmaktadır.
Türkiye’de sığınmacı karşıtlığı üzerinden en çok muhalefet yapan kim? Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Ümit Özdağ avaneleri değil mi?
CHP zaten HDP ile beraber hareket ederek ve Türk Ordusu’nun terör örgütleriyle yaptığı mücadeleye karşı çıkarak güvenli bölge oluşturmasına karşıdır. Meral Akşener’in partisi şimdi milliyetçi maske takmak ve CHP’den ayrı durmak adına tezkereye evet oyu verdi. Fakat terör örgütü YPG’ye büyük darbe vuran Zeytin Dalı Operasyonu içinse “Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti olarak tamamen karşıyız” açıklamasını yapmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir önceki Irak ve Suriye tezkeresine karşı çıkma saçmalığını da bu İP’li yetkililer, “Kapsamlı bir çelişki de görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye’nin kuzeyi başka bir yer” saçmalığında savunmuştu.
Ümit Özdağ’ı da biliyorsunuz İP’de siyaset yaparken Türk Ordusu’nun Zeytin Dalı Operasyonu’na “Afrin’i almak için karşılığında ne verdiniz?” saçmalığında şiddetle karşı çıkıyordu. Türk Ordusu’nun mücadelesini karalamak için elinden geldiğince kara propaganda yapıyordu.
Son seçimde bu üç partinin ittifak ortağı HD(P)KK idi. Yani seçimi kazansalar ülkeyi PKK ile birlikte yöneteceklerdi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapalı kapılar ardında PKK’ya ne sözler verdiğini bizzat HD(P)KK’lılar açıklamıştı.
Şimdi bu özet bilgiler ışığında sığınmacılar konusunda “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama -Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ‘’suçlaması ile tutuklandığı söylenen kişilere ve yapılan tartışmalara getirmek istiyorum. Tutuklanan kişilerin tamamı Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, parçalamak isteyen HD(P) KK ittifak yapan, Suriye’de güvenli bölge oluşturmak için terörle mücadeleye karşı çıkmış CHP, İP, Zafer gibi partilere oy veren ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu gibi her türlü hain politikaları eylem ve söylem olarak uygulamaya çalışan birine oy verenlerdir. Her şeyden öte Türkiye’deki sığınmacıların Suriye’ye dönüşlerine engel olmak için Suriye’nin kuzeyinde birçok büyük şehri işgal etmiş ABD destekli terör örgütü YPG’ye sınırsız aşk duyan Kılıçdaroğlu’nu sonsuz destekleyenlerdi. Hani bunlar Türkiye’deki sığınmacıların gönderilmesi için mücadele ediyordu?
Onların tutuklanma dosyalarının içeriğini görmediğim için detaylı değerlendirme yapamıyorum. Ama siyasi eylem ve söylemleri noktasında durdukları yer çok garabet… Bunların tamamı da HD(P) KK ortağı CHP’ye dost, MHP’ye düşmanlar… Hepsinin paylaşımına bakın bunu görürsünüz. “YPG ezilmeli” diyen MHP’ye düşmanlar, “YPG vatansever oluşum, YPG Suriye’nin kuzeyinde vatan kurmalı” diyen CHP’ye ve ittifak ortaklarına dostlar. Tuhaf değil mi? Meselenin sığınmacı karşıtlığı olmadığını bu tuhaf denklem içinden zaten anlayabilirsiniz.
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama -Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ‘’ suçlamasıyla tutuklanan bazı kişilerin de polis tutanağında “Türk Milliyetçisi Paylaşımlar Yaptığı Tespit Edilmiştir” şeklinde suçlandığına dair haberler var. Böyle bir belge yayınlanmadı ama yaygarası var. Eğer böyle bir tutanak tutulduysa da zaten o da ayrı garabettir. Türk milliyetçisi paylaşım yapmak suçsa bunu hepimiz yapıyoruz. Sığınmacılar konusunda da birçok başyazım ve köşe yazım bulunmaktadır. Sığınmacılar konusunda Türkiye’nin huzurunu, birliğini, geleceğini korumayı amaçlayan makul, mantıklı ve vicdani çözümleri bizlerde aramaktayız. O yüzden böyle bir sıfatla suçlama olamaz
Sosyal medyada daha garabet bir halde daha 6 ay önce Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı seçtirmek için HD(P)KK ile ortaklık yapanların, oylarını PKK’lılarla sandıkta birleştirenlerin “Milliyetçilik” nutukları atması, “Türk milliyetçiliği suçlanamaz” diye ahkâm kesmeleridir.
HD(P)KK ile ortaklığa bir sesin çıktı mı?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van’da PKK’lıların doldurduğu mitinginde atılan “Dişe diş, kana kan. Seninleyiz Öcalan” sloganlarından rahatsızlık duydun mu?
Hepiniz gittiniz tıpış tıpış HD(P) KK ortağı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiniz.
Sizin nereniz milliyetçi de millete milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorsun?
Desteklediğiniz CHP ve ortaklarının, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD, Azerbaycan, Irak, Suriye, PKK, YPG, terörist Demirtaş, FETÖ ilişkisindeki ihanetleri ortada iken sizden olsa olsa pabucumun milliyetçisi olur.
Suriye’de terör örgütü YPG safında durup, Türkiye’de sığınmacı karşıtlığı yapacak zekâ da olsa olsa sizde olur değil mi?
Belli ki hiç utanmanız ve yüz kızarmanız yok! Peki, “Hiç mi aklı başındaki insanlara dalga konusu oluyoruz” diye düşünmüyorsunuz?
Milliyetçilik suç değil de siz Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyen PKK’lıların ittifak ortağısınız. Hafızanız bu kadar mı bitik? İstediğiniz kadar maske takıp takıp çıkarın, tarihe terör örgütü PKK’nın ortağı olarak geçtiniz. Ahmaklar unutur, tarih bunu asla unutmaz!
Yorum Yazın