Hasan Basri Yalçın

Hasan Basri Yalçın

Mail: ljlsfjsdl@hotmail.com

Masanın çocuk zekâsı

İfade için özür dilerim. Ama daha iyi tarif edecek bir kavram bulamadım. Masa siyasetçileri tam bir çocuk zekâsına sahip gibi geliyor bana.
Ya bizim bilmediğimiz çok özel bir bilgiye sahipler ve çocuklaştıkça kazanacaklarını sanıyorlar ya da bildiğiniz çocuk zekâsındalar. Şu olup bitene baksanıza. Siyasetin gerçeklerinden kopuk, sürekli birbirinin saçını başını çeken, birbirine küfredip sonra silen, Batı'dan "aferin" bekleyen bir grup sözüm ona siyasetçi. Bu hâl ve hareketlerle nasıl seçim kazanacaklarını düşünüyorlar bilemem ama bunları konuşmak zorunda olmak şahsen beni çok rahatsız ediyor.
Gerçekten kabak tadı verdi. Ne programları program, ne vizyonları vizyon, ne üslupları üslup. Teker teker bakalım. Kılıçdaroğlu mesela iyiden iyiye karikatüre bağladı. Ezber sosyal medya şakalarıyla kampanya yürütebileceğini sanıyor. Bir dediği diğerini tutmuyor. Seçimin bu ülkede yapılacağını unutmuş, yurtdışında icazet turları atıyor. Biz de çaresizce anlam çıkarmaya çalışıyoruz.
Meral Akşener sürekli başkasının elindeki oyuncakları almaya çalışan çocuk gibi. Uzlaşmaz, anlaşmaz, iflah olmaz bir tavır içinde. Mahallenin huysuz çocuğu gibi. Kılıçdaroğlu'nu istemiyor. Kendinin aday olduğunu söyleyemiyor. Ortalığı karıştırdıkça karıştırıyor. Hele Saraçhane tiyatrosundaki çocukça sevincine ne dersiniz? Çak yapmalar. Kutlamalar. Bu halleri izlerken ben yerin dibine giriyorum. Ülkem adına hayıflanmadan edemiyorum.
Davutoğlu daha da beter. Ettiği lafları çocuk etmez. Saçma Marvel serilerinden fırlamış gibi. Gerçek ötesi bir dünyada çocukluk hayallerinin içinde yaşıyor. Kendini Süpermen sanıyor. Nasıl ineceğini bilmeden uçmaya kalkıyor. Ortaya koyduğu tekliften utanacağı yerde çocuk gibi tepinerek inatla ve çocukça bir kibirle "Siz beni yanlış anladınız" demeye getiriyor.
Gelelim Alican'a. Onun hâli içler acısı. Batılı abilerinden "aferin" almanın peşinde. Ona anlayacağı dilden konuşmak gerek. Koş Ali koş. Bak Ali bak. Ali bu Davos. Ali topu tut. Ali bak bu SİHA. Dokun Ali dokun. Ali SİHA'ya dokun. Al Ali al. Aferin. Otur. Sıfır.
Bunların içinde Gültekin Uysal'ı daha az tanıdığımız ve daha az konuştuğu için söyleyecek pek sözümüz yoktu. Ama o da şımarıklıkta kendini kanıtlamanın peşine düştü. Hani çocuklar kim daha yaramaz yarışına girer ya? İşte tam öyle. Ümit Özdağ'la ettiği kavgada kullandığı ifadeleri buraya taşımaya ben utanırım. Pek de uysal değilmiş. Ağzı epey bozukmuş. Biber sürülecek kıvamda. Kulağını çektiler herhalde. Tweet'ini sildi. Özrünü diledi. Artık çiçek çocuk olmasını bekliyoruz.
Şimdilik farkında değiliz de üzerinden biraz zaman geçtiğinde bu siyasetçileri gündem yapıp üzerine bu kadar konuştuğumuz için kendimizden utanacağımızı sanıyorum. Şöyle Demirel'i, Ecevit'i, Erbakan'ı, Özal'ı, Türkeş'i ve diğerlerini bir hatırlayın. Bunlar deve dişi gibi siyasetçilerdi. Konuştukları lafın bir hükmü, bir doğrultusu, bir karşılığı, bir itibarı vardı. Bu kadar sululuk neyin nesidir, hangi kafanın ürünüdür anlamakta güçlük çekiyorum.
Benim bildiğim siyaset bu kadar ucuz, bu kadar kifayetsiz bir iş değildir. Açıkçası, toplumsal karşılığı olmayan, normalde siyasetin hiçbir kademesinde görev yapamayacak bu isimleri konuşup durmaktan ben bıktım usandım. Gereksizce çok fazla gündem işgal ettiler. Ülkenin gerçek gündemini ve gelecek tartışmalarını ıskalamaktan korkuyorum. Ama maalesef bir müddet daha konuşmak zorundayız gibi. Erdoğan çocuğa anlatır gibi anlatmaya çalışmış. 14 Mayıs'ta "Bay bay Kemal olacak" demiş. Keşke "Bay bay hepiniz" olsa da kurtulsak artık bu çocukça işlerden.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar