Yönetememek, becerememek, liyakatsizlik ve siyasetsizlik işte tam budur. Değil altı, altmış altısını bir araya getirseniz olmuyor. Üç senedir ağustosböceği gibi saz çalıp türkü söyleyen muhalefet karakışa girdi. Yapacağı tek bir iş vardı. Aday belirlemek. Onu da beceremedi. Eline yüzüne bulaştırdı. "Yapamayacaklar" dediğimizde genel başkanlarını eleştirmek yerine doğruyu söyleyenlere saldıranlar uyanır mı bilmem ama defalarca söylediğim gibi bir kez daha söyleyeyim. Bu parti genel başkanlarıyla muhalefet iki adım öteye gidemez.
Dedik ki, "Adayınız yok", dediler ki "Saklıyoruz". Dedik ki, "Açıklayın", dediler ki "Yıpranmasın". Dedik ki, "Elinize yüzüne bulaştıracaksınız", dediler ki, "Fesat sokuyorsunuz". Alın şimdi hayrını görün.
Siyaseten bu zamana kadar yetersizliklerini her defasında kanıtlamış isimlerden başarı beklemek "olmayacak duaya amin" demekten ibarettir. Evet liyakat gerçekten önemliymiş. Ve kendini yönetemeyenlerden ülke yönetmesini beklememek gerekirmiş.
Muhalefet, Meral Akşener'i suçlu ilan edip kaldığı yerden devam etmek isteyecektir. Ancak artık her şey için çok geç. Son bir yıldır doğru düzgün ve samimi bir müzakere süreci yönetmiş olsalardı, en azından bu kavgayı bir yıl önce çıkarsalardı belki bir şansları olabilirdi. Ancak hepsi kendi kişisel çıkarlarıyla o kadar meşgul ve kendini kandırmakta o kadar mahirdi ki, bugün geldikleri nokta sürpriz değil.
CHP'nin tek planı vardı. Adaylığı mümkün olduğu kadar geciktirip herkesi bir oldubittiye razı etmekti. Akşener'in hep blöf yaptığına inandılar. Zerre kadar şüphe duymadılar. Halbuki Akşener bu zamana kadar oturduğu tüm masaları devirmiş, katıldığı tüm partileri bölmüştür. Bunu bile göremediler. Halbuki bu iş siyasetin organik işleyişine tersti. Yüzde onluk bir partiden binde üçlük bir parti gibi hareket etmesini beklediler. "Olmaz" dediğimizde çokbilmiş ifadeyle "Olacak" dediler.
Bakın olmadı. Bir fay hattının yıllarca biriktirdiği enerji patlayıverdi. Masayı devirmekle kalmadı, hepsinin siyasi kariyerine son noktayı da koydu. Kılıçdaroğlu'na artık CHP ve HDP dışında oy veren olmaz. Akşener, CHP makinesi tarafından ezilip kenara atılır. Zaten doğru düzgün bir parti tabanı inşa edemediği için zaman içerisinde elenir gider. Dört küçük parti ise artık onları var eden masa olmadan hiçbir anlama sahip değiller. Meral Akşener bununla da yetinmedi, toptan temizlik yaptı. Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını isim vererek isyana çağırdı. Şimdi onlar isyan etse bir dert, etmese başka bir dert.
Normal şartlarda bu isimlerin zaten siyaset sahnesinde bir karşılığı olamazdı. Ama muhalif seçmeni yıllarca saçma sapan hülyalara sürükleyen ve nefret diline mahkûm eden bir propaganda makinesi sayesinde ayakta durabiliyor, koltuklarını koruyabiliyorlardı. Sanırım artık bunun da sonuna geldik.
Yorum Yazın