Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin İzmir Seferihisar’daki kampından yaptığı “Siz gerçekten benimle misiniz?” çağrısına ilk yanıt Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan gelmişti. İmamoğlu ve Yavaş saniyeler içinde “Yanındayım” diye tweet atarak bağlılıklarını bildirmişlerdi. O an Kılıçdaroğlu’nun zirvede olduğu bir andı. Cumhurbaşkanlığı yarışında önde olan iki ismin kendisine biat etmesini sağlamış, partisinin de desteğini cebine koymuştu.
O saatten itibaren artık Ekrem İmamoğlu’nun da Mansur Yavaş’ın da adaylık şansı kalmadı yorumları yapılmıştı.
Ancak Kılıçdaroğlu öyle hatalar yapmaya başladı ki bunu Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bile tahmin edemezdi.
HATALAR ZİNCİRİ
Önce bir Amerika gezisine çıktı. Seçime giderken Amerika’da ne işin var? Oraya icazet almaya mı gittin, diye tartışırken, Kılıçdaroğlu, kayıp 8 saat ve hamburger çıkışı ile tüy dikti.
Bütün bunlar, HDP’ye bakanlık tartışmalarının 6’lı Masa’yı gerdiği, “Kılıçdaroğlu ortak cumhurbaşkanı adayı olmazsa 6’lı Masa dağılır” tehditlerine karşı Meral Hanım’ın “Noter değiliz” diye çıkış yaptığı bir döneme geldi. İşler iyice sarpa sardı.
CHP’nin sicilindeki en kötü puan olan başörtüsü konusu tam unutulmaya yüz tutmuşken, Kılıçdaroğlu bir gece yarısı bir video çekip başörtüsü seferberliği başlattı. CHP yöneticilerinin dahi bundan haberi yoktu. Herkes şoktayken Kılıçdaroğlu bir de Meclis’e yasa teklifi sunmaz mı?
Sanki “Tüm bu yapılanlar benim cumhurbaşkanı adayı olmama engel olamaz” dercesine bir de İngiltere gezisine çıktı. Orada da bula bula FETÖ’den firari bir gazeteci ile görüşme yaptı.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ UMUTLANDI
Tüm bunlar neye mal oldu? Bunlar Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığı umutlarının yeşermesine neden oldu. Tükenmiş olan umutlarını diriltti. Kılıçdaroğlu’nun hataları onlara can suyu gibi geldi.
O andan itibaren Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da daha görünür olmaya başladılar. Gardroba kaldırdıkları adaylık kıyafetlerini yeniden giydiler. Bir süreliğine askıya aldıkları cumhurbaşkanı adaylığı çalışmalarını yeniden başlattılar. Bu aşamada beklemiyorum ama Ekrem İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanı adayıyım” diye ortaya çıkmaya hazırlandığı bile söylenir oldu.
6’LI MASA’NIN TAVRI
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayını ocak ya da şubat ayında belirleyeceği dikkate alınırsa, Kemal Kılıçdaroğlu böyle gittiği takdirde 6’lı Masa da onu taşıyamaz hale gelebilir. Kemal Bey ne yapıyorsunuz? Kendinizi yakmayın.
SİYASETİN BAŞÖRTÜSÜ SINAVI
BU hafta Meclis’e sunulacak olan başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği, tam bir turnusol kâğıdına dönüştü.
Yıllar sonra başörtüsü konusunu gündeme getiren ve hatta bu uğurda bir de yasa teklifi veren CHP, baştan yan çizdi. Başörtüsü yasağının mimarı olan parti hızla eski kodlarına döndü. Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr kesimin oylarını almak için yaptığı hamle ters tepti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu kendi silahıyla vurdu.
AKŞENER’İN BAŞÖRTÜSÜYLE SINAVI
İYİ Parti’de genel eğilim başörtüsüyle ilgili düzenlemeye destek vermek yönünde. Ancak CHP ile işbirliği yapan bir grup, “Anayasa değişikliğinin referanduma gitmemesi için hayır oyu verelim” diye kulis yapıyor. Başörtüsüne hayır diyen İYİ Parti, bunun hesabını millete veremez. Seçim meydanlarına çıkamaz. Hele hele başörtüsü mücadelesini bilen Meral Akşener kendisini inkâr etmiş olur. İYİ Parti Başkanlık Divanı bugün başörtüsü konusunu görüşmek üzere toplanacak. İYİ Parti’nin başörtüsü konusunda olumsuz bir tavır takınmasını beklemiyorum.
BAŞÖRTÜSÜNE EVET, AİLE DÜZENLEMESİNE HAYIR
HDP’de genel eğilim başörtüsü oylamasına destek ama aileyle ilgili düzenlemeye hayır oyu vermek yönünde. Bu arada AK Parti’nin, HDP’yi ziyareti iyi izah etmesi gerekiyor. Eğer başörtüsü serbestisine anayasal güvence getirilmesini hedefliyorsanız HDP’yi dışlayamazsınız. Çünkü Cumhur İttifakı’nın sayısı yetmiyor. Ama başörtüsünü siyasi şov haline getirirseniz o zaman destek arayışına ihtiyaç duymazsınız. O da AK Parti’nin başörtüsü konusundaki samimi çabalarına ters düşerdi. Maksat üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Bu, HDP’nin politikalarına, PKK ile olan bağlantısına itiraz etmenize engel olmaz. Meclis’te grubu bulunan partileri ziyaret ederken HDP’yi dışlarsanız o zaman HDP’ye oy veren insanlar ne düşünecek?
SANDIĞA DİKKAT
Siyaset bir kez daha başörtüsü sınavından geçiyor. 90’lı yıllardan bu yana başörtüsü konusu, seçimlerde çok belirleyici oldu. İktidarları tayin etti, muhalefeti belirledi. Bu oylamada da yanlış yerde duranlar seçimlerde bedelini öder. Benden hatırlatması...
YENİDEN REFAH MI, SAADET Mİ
MİLLİ Görüş kökeninden gelen Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nin birer hafta arayla kongreleri yapılınca kıyaslama imkânı oldu.
Yeniden Refah Partisi Ankara Arena’yı doldurmuş, bir o kadar kalabalık da dışarıda kalmıştı. Saadet Partisi’nin aynı salonu kullanma imkânı olmadığı için bir kıyaslama yapmak haksızlık olur.
Yeniden Refah Partisi’nin kongresi Erbakan Hoca döneminin havasını, ruhunu ve rengini taşıyordu. Fatih Erbakan için atılan “Mücahit Erbakan” sloganları bile o duygudaşlığı yansıtıyordu. Saadet Partisi kongresinde o ruh zayıftı. Daha çok CHP kurultaylarını andırır bir havası vardı.
Fatih Erbakan, TV programlarında durgun bir görüntü çiziyor ama kongrede iyi bir performans ortaya koydu. Erbakan Hoca gibi, “Mahşeri bir kalabalık halinde toplanmış bulunuyoruz. Kongremiz 7 milyar insanlık için hayırlı olsun” dedi. İktidarı hedef aldı. Ama Temel Karamaoğlu’nun yaptığı gibi CHP diliyle değil, Milli Görüş’ün cümleleriyle eleştirdi. Hiçbir ittifaka girmeyeceklerini ilan etti.
SAADET PARTİSİ’NE ELEŞTİRİ
Saadet Partisi’ni isim vermeden bir yerde eleştirdi. Ama, “Sosyal demokrat Milli Görüş projesine alet olanlar, İstanbul Sözleşmesi’nin geri getirilmesine alet olanlar... CHP’nin arkasını toplamayı, eksiğini tamamlamayı Milli Görüş diye sunanlar. Milli Görüş diye başka yere savrulanlar...” diyerek doğru yerden vurdu.
KILIÇDAROĞLU’NA İCAZET TEPKİSİ
Kılıçdaroğlu’na ABD ve İngiltere gezisi üzerinden yüklendi. “Amerikalarda, İngiltere’de icazet arayışımız olmamıştır. Biz iktidarı Washington’dan ya da Londra’dan değil, Anadolu’dan istiyoruz” dedi.
6’lı Masa’yı eleştirirken, “Çözüm ne masadakilerde ne de kasadakilerde, çözüm adil düzende... Çözüm Milli Görüş’te” deyince, “Tam Erbakan Hoca gibi konuştu” dedim.
AYASOFYA
Fatih Erbakan, Temel Karamollaoğlu’ndan farklı olarak Ayasofya’nın açılmasına, Taksim’e camiye, başörtüsü yasağının kaldırılmasına değindi. Fakat sonunda, “Ama” diye başlayan cümlelerle muhalefet etmek için kendini zorladı. Bence ona gerek yoktu. Ayasofya’yı açan Erdoğan’a teşekkür etse bu onu büyütürdü.
Yorum Yazın