Cenaze helallik alınmak için evin önüne getirildiğinde imam şöyle seslendi; "Aslında bizim bu günahsızz Sabii, melek kızımızdan helallik alacak bir yüzümüz yok, ancak yine de adet yerini bulsun."
İmam bu cümleleri, geçtiğimiz günlerde sokak köpeklerinin saldırısından kaçarken kamyon tarafından ezilen, rahmetli yavrumuz Mahra Melin Pınar'ın cenazesi esnasında kurdu. Son dönemde yetişkin çocuk demeden "başıboş" veya yetiştirilmesi yasak ırklar tarafından saldırı haberlerini çok duyuyoruz. Öncelikle belirtmek zorunda hissediyorum; kendisi 3 köpek, bir inek ve 8 kanatlı hayvan sahibi birisiyim. Çünkü, bunu belirtmez isem hayvan düşmanı ilan edilmem içten bile değil. Hayvan sevmek ayrı bir şey, şu vahşete göz yummak ayrı şeyler. Tabi bu durumda suçlanacak merci belli değil. Fakat devlet kurumları halkın üstesinden gelemediği meselelere çözüm bulmak için kurulmuş oluşumlardır. Sosyal medyada hayvan sever kisvesi altında vefat eden yavrumuzun arkasından hayale sığmayacak yorumlarda bulunan caniler de ayrıca incelenmesi gereken bir husustur. Bu hususta devlet tarafından incelenmesi zorunlu olan bir söylenti mevcut, sokak köpeklerini beslemede kullanılan mamaları üreten şirketlerin pazarının, son 10 yılda epey geliştiği ve sokak köpeği mamaları için fon toplayan mama üreticilerinin, sokak köpeği nüfusuna etki ettiği yönünde... Konunun detayıyla ilgili arama motorlarına, "Maske dernekten, satış şirketten" yazarsanız güzel bir yazı bulabilirsiniz.
Diğer taraftan bu saldırılara rağmen, suçu el kadar yavrularda bulan tırnak içinde "hayvan sever" bireylerin hiç gündemine bile almadığı bir haber daha var: "Denizli'de geçimini hayvancılıkla sağlayan Özcan ailesinin, aşı yapılan 150 küçükbaş hayvanından çoğunluğu gebe 70 tanesi 25 gün içerisinde telef oldu. Ailenin ölen hayvanlarının başında akıttığı gözyaşları yürekleri dağladı." Ayrıca, "Ankara'nın Bala ilçesinde besici Özkan K.'nın hayvanları telef oldu. Habere göre, besici, hayvanların ölmesinin nedeninin hamile koyunlara yapılan aşı olduğunu iddia etti.Aşının ardından hayvanlarının durumunun kötüleştiğini söyleyen besici Özkan K'nın kızı Medine K., kuzuların telef olan annelerinden besin alamadığından öldüğünü söyledi ve yardım talep etti." Hayvan sever arkadaşların radarına girmese de önümüzdeki süreçte epey başımızı ağrıtacak bir husus gibi görünüyor. Aslında küreselcilerin pompaladığı yapay ete geçiş için mi acaba, sorusu da aklımıza gelmiyor değil.
Doğa bir bütündür diyerek, insanın, doğal hayatı tehdit ettiği söylenir. İnsan yalnızca onların doğal alanını işgal ederek değil, bazen de hayvan popülasyonlarını çoğaltarak tehdit eder. Mesela, Afrika'dan yıllarca şehirlere taşınmış ve bakılamayıp salınmış papağanların, güçlü yapılarıyla o bölgelerin diğer kuş türlerinin nesillerini tehdit ettiği, hatta bazı bölgelerde yok ettiği, uluslararası belgesellere bile konu oldu. Bu günlerde, ülkemiz özelinde sokakta başıboş gezen hayvan çeteleri, alt edebilecekleri insanları tehlike olarak görüp, saldırıya geçtiği çok haber duyuyoruz. Evet, beslenmesi izin verilen köpek türlerinin, belli bir eğitimden geçtiği ve insanın himayesinde olduğu sürece, insanoğlunun en yakın dostu olduğunu biliyoruz. Fakat özlerinde yırtıcı hayvanlar, hele ki fıtratları gereği sürü olabilmişlerse, doğadaki vahşi köpek sürülerinden bir farkı kalmıyor. Devletin bir an önce buna sağlam bir el atması gerekiyor. Hali hazırda mevcut sürüler zaten çok fazla, yeni eklemeler olmaması açısından köpek besleyenleri daha sıkı kontrol altına alarak, olası bir sokağa salma durumlarında, gerekirse hapis cezasına kadar yaptırımlar uygulanabilir. Ayrıca yasaklı ırkları besleyenler konusunda da ruhsatsız silah taşıma muamelesi görmeleri taraftarıyım.
Ayrıca internette karşılaştığım bir istatistiğe göre (yanlış ise uyarın); İnsanoğlu 2021 yılında evcil hayvan ürünlerine dünya genelinde 189 milyar $ harcamış. Bu sene 200 milyar $'ı aşması bekleniyor. Bu köpek başına yıllık ortalama 1480 dolar ediyor. Bütün Afrika kıtasına, tüm dünyanın senelik yaptığı yardım ise 49 milyar $. Haydi kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın