"Merhaba Yüksel Bey, biz beş güzel kız arkadaşız. Bir arkadaşımız nişanlı. Bu arkadaşımızın nişanlısı futbolu çok seviyor. O da futbol konusunda kadın cahilliği algısına kurban gitmemek için iki aydır futbol maçları izliyor. Adeta ders çalışır gibi futbol çalışıyor; Türkiye ve Avrupa futbolu, futbol takımları ve futbolcularla ilgili notlar alıyor. İki kere kız arkadaşları olarak toplandık; eğlenerek, gülerek futbol maçı izledik. Nişanlı arkadaşımız dersine iyi çalışmış; biz de onun sayesinde futbol formasyonumuzu geliştirdik. Ancak maçı izleyen hanımlar olarak karşılaşma esnasında mide bulantısı yaşamaktan kurtulamadık: Futbolcu sümkürmesi. Bazı futbolcular, ilgili pozisyondan sonra kameralar tarafından sonra yakın çekime alınıyor. Ekranda kocaman bir kafa. Derken futbolcu arkadaş sağ elinin işaret parmağını burnunun sağ deliğine bastırıyor ve akıl almaz bir basınçla burnunu püskürtüyor. Aynı püskürtmeyi sol el, sol işaret parmağı ve sol burun deliğiyle yine yapıyor. Sokakta bile görmediğimiz bu mide bulandırıcı hareketi biz maç boyunca birkaç defa gördük. Sonra öğrendik ki futbol sahalarında bu durum sıkça görülüyor ve normal karşılanıyormuş. Bize normal gelmedi. İğrenerek baktık manzaraya. Ama bir çaresi vardır elbet: Ekrana getirmemek. Yayıncı kuruluş, sümüklü futbolcuları tespit eder ve bu futbolcuları bütün çekim ekibine bildirir. Ve der ki: Şunlar şunlar sümüklü futbolcudur. Yayıncı kuruluş olarak ekranları başındaki milyonlarca insana aniden sümük püskürmesi izletme riskimiz var. Bu sebeple bu futbolcular pozisyon sonrası pasif haldeyken yakın çekim yapmayın. Hele hele kafasını asla tam ekran vermeyin!"
Sürgün adasına eleştiri
Köşemizin aktif okurlarından Şerife Nalan Yılmaz, Survivor All Star'ın değişen kurallarını olumlu bulmamış:
"Yüksel Bey merhabalar, Survivor 2022 All Star başladı. Severek izlediğim bir program ama bu seneki yeni uygulama bana göre hiç adil değil. Her zaman olduğu gibi dokunulmazlık oyununu kaybeden takım ada konseyinde yapılan oylamanın ardından bir arkadaşlarını eleme adayı olarak belirliyor. Ama bu sene Sürgün Adası diye bir yer belirlendi ve elemede adı çıkan kişi oraya gönderiliyor. Diğer dokunulmazlık oyunları oynanıp eleme adayı olarak belirlenen diğer üç kişinin gelmesinin ardından bir kişi eleniyor. Ama Sürgün Adası konsepti bence hiç hoş değil. Eleme adayı olmak bir ceza değil ki. Bu seneye kadar yapılan Survivor'larda eleme adayı olan yarışmacı eleme gününe kadar oyunlara katılıp, hak ettikleri ödüllerden yararlanırken bu sene Sürgün Adası'ndaki yarışmacılar tam bir tecritte... Ne yarışabiliyorlar ne de ödüllerden faydalanabiliyorlar. Dünyanın en zor yarışması olarak adlandırılsa da bu bir oyun... İnsanlar oraya eziyet çekmek için gitmediler. İyi çalışmalar."
Ya sabır, ya selamet!..
Oturup tane tane anlattım. Dedim ki, "Koronavirüs'ü nezleden daha hafif şekilde atlatmamın sebebi 4 aşı olmamdır." Ama bazıları anlamamakta ısrarcı. Nihayetinde burası demokratik bir okur platformu. Sütunlarımızda her türlü düşünceye yer var. İşte aşı karşıtı okurum Zübeyde Özalp'in görüşleri. Karar her zaman olduğu gibi sizlerin...
"Sayın Yüksel Bey, hem aşı denen sıvıyı aklayan çalışmanızı hem de hiçbir işe yaramayan tedbirleri savunmanızı kınıyorum. (Şayet bunlar işe yarasaydı şimdiye kadar sonuç alınırdı) Bu, gelişmekte olan ülkelere vurulan bir zincirdir. Nitekim kapatmalara onlar da maruz kaldı, biz de. Ama onların enflasyonu yüzde 5, bizimki yuzde 38. Bu bir 'Plandemi' olup, tedavisi olan bir hastalıktır. Ölenlerin çoğu hastanede yapılan hatalardan ölmüştür. Lütfen ana akım küreselci kuklası medyanın yaptığını siz yapmayın, korku pompalamayın."
Ne demiş?
Marketlerdeki müze havası yok mu, çok acayip. İnsanlar eserin önünde duruyor, düşünüyor, sonra geri çekilip biraz uzaktan bakıyor. Sonra yaklaşıp eser hakkındaki açıklamayı okuyor, uzaklaşıp esere son bir kez bakıp "Vay be" diyor." (Sosyal medyadan)
Gaf kürsüsü
Antalya'da çöpten kağıt ve plastik toplayarak geçimini sağlayan Hakan Efe, KPSS'de 96,5 puan alarak Türkiye 25'incisi oldu.
Zap'tiye
Keşke şu siyasetteki yüksek gerilimi, enerjiye dönüştürebilseydik. Vallahi her siyasetçi, bir rüzgar gülünden yüz kat fazla elektrik üretirdi...
Yorum Yazın