Ufak ufak ufaktan hayatın aşınması mı desem yoksa akıp giden zamanın önüne katıp götürdükleri mi desem...?
Ne dersek diyelim, ancak asıl bizden gidenlere ne demeli?
Mesela, torununuz lokum istese nereye gidersiniz?
Yaşı yarım asrı aşkın herkesin gideceği yer, bakkal olur, lakin günümüzde bakkal bul bulabilirsen!
Dün, torunum lokum istedi ben de tuttum elinden sitenin marketine gittik, maksadım lokum bisküvi alıp püskevit yapmak, torunumla kendi çocukluğumun tadında buluşmak!
Hani, iki bisküvi arasına konulan lokumla püskevit yapıp, yanına da bir gazozla değme keyfime demek için...
Markete girip lokum sorduğumda, ne cevap aldım dersiniz?
"Bizde lokum yok abi"!
Nasıl yani demeye kalmadı, market çalışanı bana bitişikteki unlu mamüller fırınını gösterdi.
"Ne yani lokum fırında mı satılır oldu " diyecektim, yine de fırına sorayım dedim, ama fırında da lokum yoktu!
Oysa, bakkala girdiğinizde, ilk ahşap kasanın içersinde lokum karşılardı sizi...
Çaresiz eve geri dönerken, "Unlu Şeyler " yazan ufacık bir dükkana girdim ümitsiz de olsa, "Sizde lokum var mı" diye sorduğumda "satmak için yok " cevabını aldım. Çocuğun istediğini anlamış olacak ki, "Satmak için yok, ama küçük hanıma lokum vereyim" dedi ve kürdanın ucunda bir lokum verdi.
Burası Antakyalı bir çiftin kendi elleriyle yaptıkları kurabiye pastaları sattıkları ufacık bir dükkan. Hanımefendi, "Ne güzel lokum isteyen bir torununuz var" demez mi?
İşte, o anda kendime geldim.
Doğru ya, bu zamanda kaç çocuk lokum ister ki?
Daha doğrusu, kaçımız lokum alalım da ağzımız tatlansın diyoruz?
Hülasa, bakkallar giderken lokumu da alıp götürmüşler.
Hülasa, ağzımızın tadı da bozulmuş!
Eee bir insanın ağzının tadı bozulmaya görsün, ne söylediğini bilir ne de işittiğini anlar!
Anlaşılmayınca da malum, tam da şu anda ki halimiz oluyor!
Kavga...
Neler bitmedi ki?!
Mesela, bugün Pazar, çok değil 40 yıl önce ben Ordu'da 11.00 seansına sinemaya giderdim, çünkü 11.00 seansında kovboy filmi oynardı sinemalarda.
Şimdilerde ise hemen hemen her şehirde, sinemaların yerinde AVM' ler var!
İçinde lokum satılmayan AVM'ler...!
Artık bisküvinin yerine adını bile telafuz edemediğim şeyler, "şeyler" diyorum, çünkü tatlı desem tatlı değiller...
Sinemaların yerini de önce televizyonlar aldı, televizyonların ömrü de uzun sürmedi, şimdilerde ise tabletler...
Sakın, yeniliğe karşı olduğumu düşünmeyin, tam aksine zaman akıp giderken götürdüğü gibi, götürdüklerinin yerine de mutlaka başka bir şeyleri getirir koyar!
Tıpkı, bisküvi ve sinemada olduğu gibi...
Bütün bu değişimlerin yanında zamanın akışına direnenler de var!
"Unlu şeyler " dükkanının sahibi Antakyalı çift gibi...
"Korkut Ata Türk Sinema Festivali" gibi...
Evet evet, yanlış okumadınız!
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul'da "Korkut Ata Türk Sinema Festivali" tertip etti. Bir hafta süreyle Türk Dünyası'ndan sinema filmleri seyirci ile buluştu. Son gün ödül töreni de Atatürk Kültür Merkezi'ndeydi!
Tam da Türk lokumu tadındaydı...
Eskiye dair tatlar, güzellikler hayattan elini eteğini çektiği gibi, eskiden beri içimizde büyüyen burukluklar dökülüp giderken, bazen içimizde umut çiçekleri de açabiliyor!
Nasıl mı?
İki bisküvi arasına lokum koyup püskevit yediğim yıllarda, bırakınız, "Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali"ni, "Türk Dünyası" sözünü telaffuz etmenin bedeli bile çok ağırdı!
Ben bugün torunumla lokum bisküvi "püskevit" tadında buluşamadım belki, ama torunum çocuklarıyla, Türk Dünyası'nın bir sinema filmini birlikte seyrebilecek!
İnşallah...
Yorum Yazın