Öncelikle filmin yaratıcısı Şafak Sezer'e kocaman bir alkış. Türk Sineması'nda korku temalı absürt bir komediyi dördüncü sayısına eriştirmek öyle her babayiğidin harcı değil. Serinin dördüncü filmine imzasını koyan yapımcı Polat Yağcı'yı da cesaretinden dolayı tebrik ediyorum. Çünkü absürt komedi bıçak sırtı bir iştir. Dozu kaçırdın mı, işin adı "saçmalamak" olur. Kutsal Damacana - 4 bir kez daha formülü tutturmuş.
Film, bu türe ilgi duyanları tatmin edecek sahneler içeriyor. Beklentinizi fazla yükseltmeden salona girerseniz, sizi günlük hayatın hayhuyundan bir buçuk saatliğine kurtarıp, kafanızı dağıtmanıza vesile olabilir. Ancak filmin ilk 10 dakikasındaki Vatikan sahneleri, bu ülkede yüzyıllardır barış ve dostluk içinde beraber yaşadığımız Hristiyan dostlarımızı incitebilir, bu notu da buraya düşmek zorundayım. Ayrıca galiz küfürlü konuşmalar, filme çocuklarını götüren ebeveynleri zor durumda bırakabilir, söyleyeyim.
Şafak asıl bombaları ise filmin finaline saklamış. Alternatif finallerde film kendi kendiyle dalga geçiyor. Şafak'ın gerçek mizah gücü de işte bu "organik" sahnelerde daha da öne çıkıyor.
Film kadar, galası da renkli ve neşeliydi. Bunda insanları eğlendirmeyi çok iyi bilen Polat Yağcı'nın yaratıcılığının da etkisi olduğunu düşünüyorum. Filmin final yazıları perdeye düşerken salona oyun havası eşliğinde full makyaj zombiler girdi. Konukların zombiler ile karşılıklı göbek attığı anlar ise bana göre filmin anlattığından çok daha absürt bir hikayeydi.
İbrahim Tatlıses ise aynı zamanda nasıl zeki bir "eleştirmen" olduğunu galada gösterdi. Sahnede mikrofonsuz konuştuğu için sesini duyurmakta güçlük çeken ve "En güzel salon burası. Çünkü İbrahim Tatlıses manzarası var" diyen Şafak Sezer'e, "Bilseydim, bizim Hüseyin'e söylerdim de buraya bir mikrofon tesisatı kurardı" deyip, iğneyi saplayıverdi.
'Hey hanımefendi poponuzu düşürdünüz!'
Yeni dönemde Youtube üzerinden yayında olan Kısmetse Olur programında skandalların ardı arkası kesilmiyor. Bu kez de gelin adaylarından Yaren Dağ'ın protez kalçasının düştüğü iddiası sosyal medyada dilden dile dolaştı.
Habere göre Yaren, tam 10 bin dolar harcayarak kendisine "zenci poposu" diye bilinen protez kalça yaptırmıştı. Yaren'in en büyük özelliği ise aslıyla hiç ilgisi olmayan, görsel efektler ve fotoşop yöntemleri uygulayarak paylaştığı inanılmaz fotoğraflarıydı. Ancak yarışmacının havası çabuk söndü. Program sırasında çekildiği idida edilen fotoğrafta kalça protezinin aşağıya doğru kaydığı görüldü.
Uçakta sönen protez göğüsler, öpüşürken patlayan silikon dudaklar, canlı yayında kayan kalça protezleri...
Günümüzün estetik meraklısı kadınlarının neresini tutsan, elinde kalıyor!..
Gaf kürsüsü
A Spor'daki programdan bir kesit: Zeki Uzundurukan: "Johan Curuyuf diye Hollandalı bir antrenör varmış. Gençliğinde de iyi futbolcuymuş." Gürcan Bilgiç: "Bildiğimiz Johan Cruyff işte o..." Zeki Uzundurukan: "Yok, yazınca başka biri çıkıyor, o değil."
Zap'tiye
Su fiyatları bu hızla yükselirse artık her damacana "Kutsal Damacana" muamelesi görecek!
Ne demiş?
"Sinema öyle bir aşk ki... 40 derece ateşle kamera karşısına geçtiğimi bilirim. Attan düştüm, eksi derecelerde nehirlere girdim. Kameranın önüne geçince Allah beni korur diyorum, gözüm kararıyor." (Küçükçekmece'de hayranlarıyla buluşan Türkan Şoray'ın sözleri)
Yorum Yazın