Evet...!
Önceki gün İstanbul'da, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı, "Türkiye Kültür Stratejisi Formu" düzenlendi.
Öncelikle böyle bir başlık belirleniyor ve bu başlığın konuşulma süresi bir gün oluyorsa, bu sadece ve sadece bir başka stratejinin konuşulacağı anlamını taşır!
Konu kültür ise ve kültür üzerine bir strateji belirlenecekse, bu bir günde yapılmaz, yapılamaz!
Peki, nedir öyleyse yapılan?
Gerek merkezi idareden gerekse yerel yönetimlerden beslenmeye alışmış bir kesimin, İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya belediye başkanlıklarını alıp, özellikle de hortumları kesildikten sonraki icraatlarına bakılırsa, ne demek istediğim çok daha net anlaşılacaktır!
Bütün işi gücü bıraktım, Türkiye Kültür Stratejisi Formu'nu bizzat Sayın Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından takip ettim.
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlgezdi de daha sonrasında kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da sözlerine, "Son 20 yıldır sanatın üzerinde baskı.." diye başladılar ve devamında da malum sözler...!
Eğer, konu sanat ve sanatçıysa, 40 yıldır Anadolu'yu her yıl tiyatro turnesi yaparak dolaşan biri olarak diyorum ki, Cumhuriyet tarihimiz sürecinde en fazla salon, mevcut Ak Parti döneminde yapılmıştır!
Özellikle Devlet Tiyatrosu, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesinde, gerek korolara gerekse mahalli yapılara pek çok yeni sanatçı alınmıştır.
Eğer, konu altyapı, istihdam ise yine iddia ediyorum ki, Ak Parti iktidarları dönemi, Cumhuriyet tarihinin en verimli dönemidir.
Ama, bu formdaki iki şey, aslına bakarsanız, bu formun niyetini, net olarak ortaya koymaktadır.
Birincisi, formda kürsüye çıkan hemen hemen herkesin dillendirdiği, sanatın üzerindeki baskı (!) lakırdısı!
El insaf, insanda birazcık olsun utanma duygusu olmalı!
Bakınız, hemen hemen her sektör Covid sürecinde sıkıntı yaşadı, özellikle de sanat alanında faaliyet gösteren, çalışan kesim bu sıkıntıyı çok daha fazla yaşadı ve hala da yaşamakta!
Bu sıkıntılara sebep, sadece bu iktidar görülmeyip, tüm iktidarlar mesuliyet taşımalıdır!
Çünkü, sanat sektöründe yapısal, köklü reformlara ihtiyaç vardır.
Özellikle de şu son Covid sürecinde, sadece ülkemizde değil tüm dünyada, hemen hemen her fırsatta, bir araya gelen sanatçıları bizzat dinleyen bakan, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy olmuştur!
Sıkı durun bu toplantılara, kendisine, kendi iktidarına, kendi iktidarının bakanına sosyal medyada hakarete varan paylaşımlar yapmış, önceki gün de CHP' nin "Formu"nda olanları davet etmiş, üstelik istediklerini istedikleri şekilde konuşmalarına da müdahale etmemiştir!
Kültür Bakanlığı'nın Özel Tiyatrolara Yardım Komisyonu'nda da temsil edilmelerini sağlamıştır!
Önceki gün düzenlenen CHP'nin Türkiye Kültür Stratejisi Formu'na kendilerine muhalif bir tek farklı sesi davet etmemeleri, her söze de, "Sanat üzerinde baskı " lakırdısıyla başlamaları çok daha başka anlamlar taşımaktadır!
Ben, buradaki anlamın, niyetin ne olduğunu, 40 yıldır Anadolu yollarında iliklerime kadar yaşamış biriyim.
İkinci bahsim, bu niyetle alakalı, "Nedir, o niyet?" diye soracak olursanız, o da aslında Kılıçdaroğlu'nun sanatçı tarifinde gizli!
Şu söze bakar mısınız, "Kimin sanatçı olduğuna sanatçılar karar verir(!)" !
Bu söze ne demeli, bilmem?
Böyle bir başlıkla toplanılıp, böyle bir sanatçı tarifine karşılık, ön sıralarda oturan meslek duayenlerimizin diyecek tek bir sözü de mi yoktu?
Olamaz efendim, olmaz!
On yıl öncesinde dediğim gerçeği bir daha diyorum, "Ülkemizde kültür sanat alanında Stalinist bir yapılanma var"!
Bu yapı, muhalif söze, hayat hakkı tanımaz!
Bu yapı sanattan kültüre, sanatçıya kadar tüm tanımlamayı kendi zalimliği ile yapar ve asla farklı bir kimliğe, söze, hayat hakkı tanımaz, itibarsızlaştırır, linç eder, sürer, öldürür!
Hülasa, bu form, kültürden ziyade, işte bu Stalinist kafanın ne olduğunu asla bilemeyeceğimiz, yaşadıkça göreceğimiz bir strateji toplantısından başka bir şey değildir!
İnşallah, ben haksız çıkarım!
Şunu da bir daha arz etmek isterim ki, ülkemizin acil, bizzat Cumhurbaşkanlığımız himayesinde, bölgeler, iller bazında, günlerce sürecek kültür şurasına, yapısal reformlara ihtiyacı vardır!
Çünkü, özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinde, dünyada asıl savaşın kültür sanat üzerinden yaşandığını, acı tecrübelerle gördük!
Dijital Çağ'da, bu alanda yeni silahlar icat edildi ve edilecektir!
Bu ülkenin kültürü, sanatı Stalinist kafaya bırakılmamalı!
Yorum Yazın