Yaklaşık iki yıla yakındır kültür sanat sezonu kapalı olsa da en nihayetinde, 2020-2021 kültür sanat sezonu bitti ve ben de memleketim Ordu'ya, köyüm Karaağaç'a geldim. Her ne kadar büyükşehir yasasından sonra mahalle dense de ben ısrarla köyüm demeye devam edeceğim.
Olanı biteni, köyümden, ayağımı doğup büyüdüğüm topraklara basarak, takip ediyorum.
İnsan, olan bitene dünyaya merhaba dediği topraklardan bakınca, gündemi ve gündemde konuşulanları, bir başka görüyor.
Şöyle bir düşünüyorum da aslına bakarsanız, ne içeride ne de dışarıda yaşananlar, kırk elli yıl öncesinde yaşananlardan pek de farklı değil!
Zaten, kırk elli yıl öncesindeki haleti ruhiyemiz değişmediği için, bugünü, bugünkü gündemi ve bu gündemle ilgili yaşadıklarımızı, yaşamak durumunda kalıyoruz!
Korkarım ki, böyle devam edersek, son kırk elli yılda ne yaşamışsak, akıbetimiz yine aynı olacak!
İşin acı tarafı da kaybeden biz olacağız!
Tıpkı, kırk elli yıl öncesindeki gibi...!
Bakınız, işi öyle büyük ölçeklerde, dünya ölçeğinde falan değil, kendi köyümden örneklerle anlatacağım.
Bizim Karaağaç Köyü, Ordu merkezle olan coğrafi konumu itibarıyla, çevre köylerden çok daha avantajlı olmasına rağmen, köyümüze yanıbaşındaki Kuylu Köyü'ne nazaran hep daha az yatırım yapılmıştır!
Çevremizde ilkokullar, ilk olarak komşu köylerimiz Kuylu ve Hacılar Köyü'nde aynı anda açıldı, daha sonrasında açılan ortaokul da merkeze daha uzak olan Kuylu Köyü'nde açıldı.
İlk sağlık ocağı, Ordu merkeze daha yakın olan benim köyüm Karaağaç ve hemen yanı başımızdaki Hacılar Köyü'nde değil, en uzak Kuylu Köyü'nde açıldı.
İlk telefon, Kuylu Köyü'ne bağlandı.
Bütün bunlar olurken, bizim köyde ne mi oldu?
Efendim, bizim köyde hemen hemen her muhtar, köyün olmayan maddi imkanlarını amiyane tabirle, söğüşlemekle suçlandı!
Komşu köye yapılan sağlık ocağı ve ortaokul, bizim köyde yapılacak arazi bulunamadığı için (!) yapıldı!
Bizim köydeki talebeler, Kuylu Köyü'ndeki orta okula, hastalar da orada açılan sağlık ocağına gittiler!
Devamı mı?
Bizim köydeki ilkokul kapandı!
Daha sonra, bizim köye de sağlık ocağı yapılmış olsa da şimdilerde, otların arasında çürümeye terk edilmiş durumda!
Şimdilerde ise, bizim köyde yılın 11 ayında sadece üç ya da beş hane yaşamakta!
Kuylu Köyü mü...?
Onlar da köylerindeki ortaokulla övünmeye böbürlenmeye dalıp, liseyi ne zaman nerede açacağız diye düşünmediklerinden, 20 haneye kadar düştüler!
Kalan hanelerin çocukları da her sabah 8.3 kilometre uzaktaki Aydınlar Köyü'ne gitmekte!
Ben de bu satırları, köyümün semalarında fink atan Elon Musk'un uydularını seyrederek yazıyorum!
Şimdi alın, bizim köyde ve komşu köylerde yaşananları ülkemize, Avrupa'ya uyarlayın ve düşünün...!
Bu arada bütün bu olan bitene, bir de bu ülkenin Cumhurbaşkanı'na, milletin parasına çöken çete reisi isnadında bulunan muhalefet liderini de ekleyin, varın gerisini siz düşünün!
Yorum Yazın