İsmine Kobani diyorlar, ama söylenecek tek ismi var: "Vicdan Davası." Hem de Türkiye'nin vicdanı davası. 35 kişinin hayatını kaybettiği, 2 polisin şehit olduğu, 326 polis ve 435 vatandaşımızın yaralandığı 6-8 Ekim 2014 ayaklanmasının yargılaması pazartesi başladı.
PKK tarafından planlanan ve teröristlerin siyasi temsilcisi HDP'nin en yetkili kurulu tarafından alınan kararla desteklenen Kobani ayaklanması, açıkça ve alenen kolektif bir suçtur. Aralarında HDP'li Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 kişinin yargılandığı davanın görüldüğü Sincan'da, sanıklar ve yandaşları tarafından bir savunma değil adeta şov yapıldı.
Daha önce Barzani ile görüşmelerinde Kürtçe bilmediği için tercüman aracılığıyla konuşan Selahattin Demirtaş'ın video yoluyla katıldığı duruşmayı Kürtçe selamlamasının başka ne gibi bir izahı olabilir? Avrupa Parlamentosu'ndan çok sayıda siyasetçi ve STK temsilcisinin de takip ettiği duruşmada, 15'e yakın baroya mensup yüzlerce avukatın, adam öldürme, yağma, alıkoyma, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma gibi 30 ayrı suçtan yargılanan sanıkları savunmak yerine; devleti, hükümeti ve güvenlik güçlerini suçlayan, olayı tamamen siyasallaştıran tutumlarını es geçmek mümkün değildir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendi özel avukatını da mağdurlar adına davaya dahil etti. 48 avukat, mağdurların hakkını aramak için duruşmadaydı ama ben buradan bütün barolara sesleniyorum: 3 Mayıs'taki duruşmada, Türkiye'nin vicdan davasının tarafı olarak yüzlerce, binlerce avukat mağdurların, acılı ailelerin yanında yerini almalı.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkan ve üyeleri, hangi parti olursa olsun insan hakları, dış ilişkiler ve medya ile ilgili her siyasetçi, ism-i ne "insan hakları" sıfatını koyan tüm STK'lar, kendisine aktivist diyen herkes PKK'nın planlayıp silah sıktığı, HDP'nin azmettirdiği bu davanın tarafı olarak 3 Mayıs'ta Sincan'da duruşma salonunda hazır bulunmak zorundadır
Dünyanın neresinde olursa olsun, bu tür davalar, mağdurların savunulması üzerinden yürür. Burada alçak teröristler ve onların sözde savunucuları, bu suçu kolektif işleyen ve işlemeye devam edenler; bu davayı siyasallaştırmak, suçu devlete, hükümete, güvenlik güçlerine yıkmak propagandası üzerinden davayı yürütmeyi planlıyorlar.
Bir iddianameye sığmayacak kadar büyük, Türkiye'nin vicdan davasını, bu alçakların çarpıtma ve şov arenasına çevirmesine izin verecek misiniz? Hesabını hem yargıda hem vicdanlarda sorup mahkûm etmeyen, bu davada HDPKK'nın tarafında olan her kim ise, en hafif tabirle yazıklar olsun!
***
ŞEHİT İSMİNDEN RAHATSIZ OLAN ATATÜRKÇÜ!
Haziran 2017'de Batman'ın Kozluk ilçesinde öğretmen Şenay Aybüke Yalçın, henüz 22 yaşındayken, öğrencilerine karne dağıttığı sırada PKK'lı teröristler tarafından şehit edilmiş, tüm Türkiye gözyaşına boğulmuştu. Geçen 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Balıkesir Edremit'te, mezun olduğu Anadolu Lisesi'ne Aybüke öğretmenin ismi verilerek büyük bir vefa örneği gösterildi. Fakat Edremit Lisesi Mezunlar Derneği, mahkemeye başvurup şehit Aybüke öğretmenin isminin değiştirilmesini istedi.
2010 yılında ismi Körfez Lisesi olarak değiştirilmesinden bu yana rahatsız olmayan ve harekete geçmeyen bu dernek, her ne hikmetse liseye şehit ismi verilince harekete geçti. Üstelik Atatürkçü Düşünce Derneği Edremit Şubesi'nin de kurucusu Hasan İleri'nin başkanı olduğu derneğin açıklaması aynen şöyle: "Bu okul, vatandaşın kendi topladığı paralarla imece usulü yapılmış bir okuldur. Devletin değil, halkın önde gelen isimlerinin önayak olmasıyla yapılmıştır. Bedavadan nam sahibi olunmaz!"
İnancımıza göre peygamberlikten sonra en yüce makam olan şehitlikten öte "nam" nasıl olur bilemiyorum. Atatürk'ün ilkelerini yaşatmak için kurulan derneğin sözde kurucusu olan bu zat ve onun destekçileri, neyin kafasında onu da bilemiyorum. Ama konunun en başından bu yana takipçisi olan AK Parti İlçe Başkanı Ekrem Umutlu, MHP yönetimi, Memur- Sen, Eğitim-Sen, TÜGVA, Sağlık-Sen gibi STK'ların Edremit temsilcilikleri ve binlerce Edremitli, verdikleri yazılı-sözlü tepkilerle kimeneye hizmet ettikleri belli olmayan bu tiplere meydanı boş bırakmadılar.
İçişleri Bakanlığı da söz konusu dernek ve yöneticileri için soruşturma başlatıyor. Şehit Aybüke öğretmenimizin ve tüm şehitlerimizin aziz hatıraları, üç-beş çapulcuya heba ettirilecek kadar bu millet sahipsiz değil
Yorum Yazın