Engin Ardıç

Engin Ardıç

Mail: jdfdnd@hotmail.com

Kıvrık uçları batar

Bir gurbetçimiz anlatmıştı...
Almanya'ya daha yeni yeni işçi gönderdiğimiz yıllar... Bir lokantada garsonluk yapan bir kızımız, Almanlar'a şirin görünme gayretiyle olsa gerek, masaya oturan müşterilere "Heil Hitler" demiş...
Polis çağırmışlar. Neye uğradığını anlama yeteneğine sahip olmayan ve körkütük cahil hanım kızımız çok şaşırmış.
Benzer bir durumu yakın zamanlarda Polonya'da da gözledik.
Auschwitz kampını gezen iki Türk genci... Bunlar Viyana'da okurlarmış, merak etmişler gelmişler.
(Bendeniz de gitmiştim... Müzenin kafeteryası yaptıkları salonun, insanların saçlarının kesilip kollarına dövmeyle numara kazındığı yer olduğunu öğrendiğimde, yediğim yemek boğazıma dizilmişti.)
Barakalardan birinin önünde resim çektiriyorlar, hoşluk olsun diye kollarını kaldırmışlar, Nazi selamı vermişler!
Ortalık elinde Hazret-i Davut yıldızlı İsrail bayrağıyla dolaşan Musevi turist kaynıyor, oğlum sizi oracıkta çiğ çiğ yerler...
Neyse ki polis çağırmakla yetinmişler.
Çocuklar bir süre yattılar, faşist olmadıkları, bu hareketi yalnızca densizlikten ve salaklıktan yaptıkları anlaşıldı da serbest bırakıldılar.
Bu konunun şakası yoktur. Aklınızda bulunsun.

***

CHP'nin eline geçen belediyelerden pis kokular geliyor.
"Mecazi" anlamda değil, gerçek anlamda.
Heybeliada Ruhban Mektebi'ne çıkan yolun başı... Bir çöp "konteyneri"... İki tekerleği kırık... Üç apartman oraya çöpünü boşaltıyor... Arkasında iki aydır toplanmayan hayvan gübresi, kibarcası bu, Türkçe söylersek bok.
Kokuyor tabii.
Bunu çok haklı olarak yazdılar ve eleştirdiler, fakat kimse çöp tenekesinin üstündeki rezilliğe dikkat etmedi.
Kusura bakmazsanız gene Türkçe konuşacağım, bu sefer başka bir bok:
Bir gamalı haç!
Hayrola, aramızda "dazlak" mı var?
O gamalı haçı oraya cahil bir velet mi çizdi, ne yaptığını pek iyi bilen bir kazık mı?
Cezasız mı kalacaktır?
Yakalanıp kulağı çekilmelidir ki bir daha yapmasın, iyiyi kötüyü ayırt etmeyi de öğrensin.
Laf aramızda, ilkokulda biz de yapardık.
Müsvedde defterimize (ünlü sarı defter) bir orak-çekiç çizer, görürlerse başımız derde girmesin diye yanına da bir gamalı haç eklerdik.
Sonra da bir ay yıldız tabii.
Ama dedim ya, çocuktuk daha.
Tarih kitabındaki "Türk büyüklerine" kalemle gözlük ve sakal yapanların ihbar üzerine yakalanıp karakola götürüldükleri yıllardı...
Aman günümüzün cahil çocuğu, çöp tenekesi hadi bir derece de, aynı haltı Internet'te yersen gidersin okkanın altına. Kendine gel, aklını başına topla.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar