Size de oluyor mu bilmem, bazen dejavuya benzer bir hal yaşayabiliyor insan.
Literatürde böyle bir isimlendirme var mıdır bilmem, ama tarihi dejavu gibi bir şeyler yaşıyorum bu ara!
Düşünsenize, bundan tam da 78 yıl önce yarınki tarih 18 Mayıs 1944, Kırım...
Sene 2022, Kırım...
1944'te, Zalim Stalin'in zulmünden vatanından, ata toprağından sürülüp, çoğu da yollarda can veren Kırımlı kardeşlerimiz...!
Öylesine bir zalimlik ki, kadın çocuk, yaşlı demeden apar topar tren vagonlarına doldurulup, vagon kapıları pencereleri çivilenip açlıktan susuzluktan ölüme terk edilen kardeşler...!
Cumartesi günü akşamı Türk Devletler Teşkilatı Medya İletişim Çalıştayı gala programına katıldım.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı organizasyonu olduğu için, Sayın Prof. Dr. Fahrettin Altun Bey masalarına buyur ettiler.
Sahnede sesine, hanımefendiliğine hayran olduğum Asil Türk Milleti'nin asil evladı değerli kardeşim Azerin...
Aluşta'dan esen yeller yüzüme vurdu
Çocukluğumun geçtiği yerler gözüme geldi
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Vatanıma hasret oldum
Ey, güzel Kırım
Bahçelerinin meyveleri
Bal ile şerbet
Sularını içe içe
Doyamadım ben
...
Bu Kırım ağıdını ne zaman duysam, tam da bu bölümünde, göğüs kafesimin tam ortasına sanki közden bir değirmen taşı oturur!
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Vatanıma hasret oldum
Ey, güzel Kırım
Ben bu yerde yaşayamadım
Gençliğime doyamadım
Vatanıma hasret oldum
Ey, güzel Kırım
...
Bu mısraları dinlerken de Kırım Milli Meclis Başkanı Saygıdeğer Mustafa Cemiloğlu, 1 yaşındaymış!
Adını Ülkü Ocakları gecelerinde duymuş, kendisini tanımadan her 3 Mayıslarda adını Ordu'nun sokaklarına yazmıştım!
Tanıma şerefine nail olduğumda merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek 'in mısraları söküldü dudaklarımdan, "Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya "!
Ellerinden öpmek isteyip sarıldığımda çektiği çileli günlerde sıkılan yumruk, Allah'a yakarırken semaya açılan eller!
Sene 2022'de de vatanından sürgün Mustafa Cemil Kırımlıoğlu!
Çocuklar, vatanım diyerek, gözyaşı döküyor
Tam da burada artık gözyaşlarımı tutamadım!
78 yıl önce vagonlarda can veren, şimdilerde her an başına düşecek bombadan tir tir titreyen çocuklara ağladım!
Sene 1944, sene 2022, Kırımlı çocuk ağlıyor!
Ağlayan Kırımlı Çocuğun hıçkırığı yine duyulmuyor !
Sanki dejavu gibi değil mi...
Yorum Yazın