Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Kilis’te böyleyse...

Başıboş köpeklerinin toplanmasına karşı protesto gösterisi düzenlenen Kilis'te bir hayvansever, yüzüne çizim yapıp, kostüm giyerek bir sokak köpeğini canlandırdı.
Kendini köpeğe benzeten adam "Beni öldüreceksiniz, beni yok edeceksiniz. Allah'ım duy beni" diye feryat edip, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Kalabalık hayvan sever kitle de bu adamı alkışlıyor, sloganlar atıyordu.
Suriye'ye en yakın, sınırdaki Kilis'te bile böyle direnç gösteren hayvanseverler varsa, bir de büyük şehirlerde Cihangir, Çankaya gibi hayvanseverlerin yoğun olduğu bölgelerde yapacakları protestoları düşünün!
Keşke kendini köpeğin yerine koyan bu adam biraz da köpeklerin öldürdüğü çocuklar için de empati kurabilse.
Köpekler toplanmaya başladığında zabıtalar ve polislerle yaşanacak arbedeleri ve toplanan her köpek için sosyal medyada yapılacak paylaşımları görür gibiyim.



ÇOK ORGANİZELER
Türkiye'yi 'köpekler katlediliyor' diye X'te 'TT' yapıp dünya gündemine bile sokabilirler.
Sokak hayvanların en özgürce yaşadığı ve iyi bakıldığı Türkiye hayvan düşmanı bile ilan edilebilir!
Hayvanseverlerin bazıları çok radikal ama genelde gerçekten inanmış bir kitle ve çok organizeler.
Birçok siyasi partide bile böylesine inanmış üyeler bulamazsınız.
Sokak köpekleri üçüncü dünya ülkelerine özgü bir sorun ama bizde sokak köpeklerini savunanların genelde eğitimli kesim olması da ilginç.
Köpeklerin toplanmasını isteyenler ise hayvanseverler gibi organize değiller.
Protesto eylemleri yapmıyorlar, kendilerinden olmayanları ya da bu konuda çekimser kalanları ikna etmek için aksiyon almıyorlar.
Anketlerde köpeklerin toplatılmasını isteyenlerin sayısı daha fazla ama lobi ve etki güçleri zayıf. Sadece başıboş köpeklerin yol açtığı can kayıplarının oluşturduğu tepkiye ve hükümete güveniyorlar.
Bu büyük kutuplaşmada sesini çok çıkaran algıyı da yönetir diye tahmin ediyorum.
Eğer toplama kararı uygulanırsa aylarca konuşulacak bir gündemimiz olacak. Zavallı Eros kedinin yarattığı gündemi düşünün ve bunu binlerle çarpın!
Bunu çok iyi bilen muhalefet partileri ve belediyeleri de topa hiç girmiyor, sorumluluğu hükümete yıkmayı bekliyorlar.
Hükümeti çok zor bir görev bekliyor.

***

YAŞININ BEŞ KATI SUÇU VAR!
İzmir'de hakkında 80 suç kaydı olan ve dokuz ayrı suçtan 174 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan 17 yaşındaki A.K. yakalandı.
A.K.'nin yaşının beş katı suç kaydı vardı ama aramızda dolaşıp suç işlemeye devam ediyordu. Çünkü 18 yaş altı çocukların tutuklanması yasa gereği çok zor.



Peki, bu yaşta 80 suç kaydı nasıl oluşturdu? Kayda girmeyen başka suçları da olabilir!
Demek ki, suç makinesi çocukları topluma kazandırmada zorlanıyoruz.
Bu tarz haberleri çok okuyoruz. Çünkü bazı aileler çocuklarını özellikle hırsız, suçlu yetiştiriyor.
Normalde kendisi yapıp yakalansa hapse girecek suçları hapse girmeyeceğine emin oldukları çocuklarına yaptırıyorlar!
Eğer çocuğu suça sevk ve teşvik eden aile olduğu tespit edilirse ailelere de ceza verilmeli.
Hatta bilinçli suçlu yetiştiren ailelere çocuktan daha fazla ceza verilmeli! Bunun için de yeni yasalara ihtiyaç var tabii.

***

"KÖPEKLERİ KOYUNLARLA DEĞİŞELİM"!
Durun hemen linçlemeyin! Başlıktaki akıllara ziyan öneri bana ait değil!
Sokak röportajında başıboş köpek sorunu ile ilgili fikri sorulan yaşlı bir amca, hükümete 'kesin çözüm' olarak şu öneride bulundu:
"Köpekleri, Filipinler'e gönderelim veya koyunla takas edelim. Filipinler köpek eti yiyor, bize de karşılığında koyun göndersinler."



Peki, koyun severler bu duruma ne diyecek?
Koyunlar en faydalı hayvanların başında geliyorlar. Sütünü, tüyünü ve en sonunda da etini bizlere sunuyorlar ama onların bir lobisi yok!
Bazı hayvanları sevip, evlerimizde bakarken bazılarını yiyor olmamız ve bunun tam tersini yapanlara karşı da dehşete kapılmamız ne garip değil mi?

***

SANILANDAN DAHA KÖTÜ
'Prenses Diana' biyografisiyle anılan Lady Colin Campbell, Prenses Kate Middleton'ın sağlık durumunun iyi olmadığını açıkladı:
"Tedavi çok yorucu. İyileşmek ve çok küçük olan üç çocuğuna bakabilmek için kendini bir kenara bırakması gerekiyor. Aktif olamayacak kadar hasta."
Kraliyet'i yakından takip eden gazeteci ve yazar Concha Calleja ise şu bilgiyi paylaştı:
"Size en kötünün geride kaldığını söylemek isterdim ama bu doğru değil. En kötüsü daha yaşanmadı. Prenses'in tedavisi ağustos ayına kadar bitmeyecek ve yılsonundan önce bir ameliyat daha geçirmesi gerekecek."
Demek Kate'in durumu sanıldığından da kötü.



Yediği her lokma, attığı her adım takip edilen emrinde birçok doktor bulunan Kraliyet Ailesi'nin gelecekteki kraliçesinin kansere yakalanması başta önemsiz gibi gözüktü.
Bir Kraliyet ailesi üyesi kanser olsa da erken teşhis edilmiştir diye düşünülüyordu.
Galiba Prenses Kate, rutin kontrol ve check-up'lar da bile erkenden görülmeyen sinsi, saldırgan bir kansere yakalandı.
Kraliyet Ailesi'nde en uyumlu gelin olan, hiç arıza çıkarmayan, Kraliyet görevlerini aksatmadan yerine getiren Kate ilk çocuğunu erkek doğurarak krallığın devamını güvenceye almıştı.
Bu güvenceyi iki çocuk daha doğurarak pekiştiren Kate, aynı zamanda fit hali, konuşma tarzı, giyim zevki ve güzelliğiyle de dikkat çekiyordu.
Bu kadar artısı olan, geleceğin kraliçesinin hayatının tehlikede olması üzücü bir durum.

***

Altyazı
"Evlilik yol almanın önemli bir adımı. İnsanlara gay olmadığını kanıtlarsın. Evli erkekler daha istikrarlı olur. İnsanlar alyansı görünce, en azından biri ona katlanabiliyormuş der. Alyansı gören kadınlar hemen anlar ki paran var ve performansın iyi." ('The Departed')

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar