Türkiye'nin üzerinde bulunduğu coğrafyanın ve pek tabii içinde yaşadığımız dünyanın gerçek sorunları dururken bazen çok ilginç konuların peşine takılıp tartışıyor, gündemde tutuyoruz. İç siyasette konuştuğumuz içerik açısından çok boş ama konuları gündeme getirenlerin siyasi kimliklerine bakıldığında duyarsız kalınamayacak kişilerce söylenen ifadeler bunu bize zorunlu kılıyor. Salı günkü partisinin Meclis'teki grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediği sözler mesela: Hükümete seslenen Kılıçdaroğlu, vergiyi "Uyuşturucu ticareti yapanlardan, organ ticareti yapanlardan ve kara para aklayanlardan" alma çağrısı bunlardan biri! İlk duyduğumda dil sürçmesi olabilir mi diye düşündüğüm ama sonrasında ne kendisinden ne de parti sözcüsünden hiçbir düzeltme gelmemesi sebebiyle son derece bilerek söylendiğini anladığım bu sözleri neresinden tutayım dedim ve bir türlü karar veremedim!
Bizim oralarda bir söz vardır; şirazesi kaymış derler; Kemal Bey tam da bu söze uygun davranıyor son zamanlarda. Partisinde birbiri ardına patlayan kadınlara yönelik taciz ve tecavüz olaylarına hiçbir yaptırım uygulamadığı gibi, tacizci ve tecavüzcülere söz söylemek yerine, mağdur kadınların mağduriyetlerini gündeme getiren ve fikri takip yapan başta Turkuvaz medya olmak üzere gazete ve televizyonları ve pek tabii gazetecileri suçluyor. Şimdi de, gayrimeşru kesimleri meşrulaştırırcasına vergi alınması çağrısı da, en az tacizcilere yönelik sözleri kadar ürpertici!
Yalnızlaşan bir genel başkan!
Bu ruh halinin, siyasete yansıyan somutlaşmış hali nedir diye düşünürken akıllara gelen tek şey; öncelikle politika üretemeyen bir politikacı ve partisi içinde yalnızlaşan bir genel başkan görüyorsunuz. Bakıyorsunuz; bütün dünyayı perişan eden Kovid-19 salgını, Türkiye söz konusu olduğunda bütün dünyanın gıpta ile baktığı ve Dünya Sağlık Örgütü'nün takdir ettiği bir süreç olarak yönetilmiş; yani buradan muhalefete malzeme çıkmamış! Bütün bir yılın siyasetin "er meydanı" olarak görülen bütçe görüşmelerinde son derece hazırlıklı bir iktidar ama son derece zayıf bir muhalefet performansı; televizyon ekranlarından canlı yayında bütün milletin gözü önünde yaşanmış; yani buradan da bir malzeme çıkmamış!
Her biri ayrı telden çalan bir ittifak
Cumhur İttifakı'nı bozmaya yönelik her tür girişim, hem AK Parti ve Tayyip Erdoğan tarafından hem de MHP ve Devlet Bahçeli tarafından en net, en açık duruş ve ifadelerle püskürtülmüş; yani buradan da bir malzeme çıkmamış! Bakıyorsunuz; kendi ittifak bileşenlerine; her biri ayrı ayrı dökülüyor. Hazırladıkları Anayasa metninden Türklük ifadesini çıkaran, birlik- beraberlik görüntüsünün tam tersine her biri ayrı telden çalan CHP-HDP-İP-SP ve diğerlerinden oluşan Millet İttifakı'nın büyük ortağı olarak Kemal Bey'e buradan da malzeme ve destek çıkmıyor! Kendi partisi içinde de bütünleşik bir destek yerine yalnız görüntü çizen Kılıçdaroğlu'nun, günün sonunda bütün yükü tek başına taşıyamadığı ve bu denli tartışmalı açıklamaları yapacak kadar savrulduğu görülüyor. İtirazı olan?
Yorum Yazın