Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığını açıkladığı toplantıda İnce’yi kürsüye, “Gel bakalım Muharrem” diye davet etmişti.
İnce daha sonra bu hitaptan rahatsız olduğunu ama o günün havasını bozmamak için sesini çıkarmadığını söylemişti.
Seçime giderken Muharrem İnce’nin oyları yükselip Memleket Partisi anahtar parti konumuna yükselince Kılıçdaroğlu, İnce’nin kapısını çalmak zorunda kaldı. Böylece iş, “Gel bakalım Muharrem’den, geliyorum Muharrem”e döndü.
31 Mart’ta cumhurbaşkanı adayları kesinleşecek. Muharrem İnce o tarihten sonra çekilse dahi seçim pusulasında yer alacak. Yoksa Kılıçdaroğlu bugün ziyaret etmeyecekti. CHP’deki hava Muharrem İnce’nin oyu nisan ortasına doğru geriler, eli bize mecbur kalır şeklindeydi. Anket yapıp oyunu ölçelim eğilimi hâkimdi. Ancak YSK’daki CHP temsilcisi de aynı yönde uyarıda bulununca apar topar ziyaret kararı alındı. Muharrem İnce zaten dün bu köşede, “Kemal Bey’i bekliyorum. Buyursun” demişti.
KRİTİK GÖRÜŞME
Öncelikle bu görüşmenin 14 Mayıs seçimlerine giderken yapılacak en kritik görüşmelerden biri olduğunu belirtmek isterim. Hatta en kritik görüşme. Çünkü Muharrem İnce kendisi kazanamasa da kaybettirebilir. O nedenle Muharrem İnce’nin kararı Kılıçdaroğlu’nun kaderini belirleyecek. Muharrem İnce’yle daha önce konuştuğumda, “Genel başkanlığımı yaptı. Ağabeyimdir. Ben CHP kültürü ile yetişmiş bir insanım” demişti.
NE ÇIKACAK
Kılıçdaroğlu elbette ki Muharrem İnce’den adaylıktan çekilmesini ve kendisini desteklemesini isteyecek. İnce, müzakereye açık olduğunu ifade etmişti. Kapıyı kapatmamıştı. Ama bu Kılıçdaroğlu’nun hangi önerilerle geleceğine bağlı. Eğer Kılıçdaroğlu üzerindeki mahalle baskısını hafifletmek ve İnce’yi muhalif kesimde zor durumda bırakmak için bu görüşmeyi yaparsa kendisi kaybeder. Ama ciddi önerilerle gelirse CHP ile Memleket Partisi arasında müzakere masası kurulabilir.
MAHALLE BASKISI
Muharrem İnce çok ağır bir mahalle baskısı altında. Günlerdir linç ediliyor. İnce bu görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu lehine çekilirse kahraman ilan edilecek. Yok eğer çekilmezse o zaman hain olacağı kesin.
Ama kimse Kılıçdaroğlu’na, “Muharrem İnce’nin oylarının binde biri olmayan Gültekin Uysal’a bir cumhurbaşkanı yardımcılığı, bir bakanlık ve milletvekilliği veriyorsun ama Muharrem İnce’ye neden cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bakanlık teklifi götürmüyorsun” diye sormayacak.
KILIÇDAROĞLU’NUN TEKLİFİ
Üzerinde büyük bir mahalle baskısı olmasına rağmen Muharrem İnce tecrübeli bir siyasetçi. Kemal Kılıçdaroğlu hangi önerilerle gelecek, ona bakacak.
Eğer Kılıçdaroğlu’nun çantasında İnce’yi ikna edecek teklifler yoksa ikna etmesi zor gözüküyor. Ama Kılıçdaroğlu yapıcı olarak yaklaşırsa yeni bir süreç başlayabilir.
ERBAKAN’IN ODASINDA NE KONUŞTULAR
BEKLENEN ziyaret gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniden Refah Partisi’ni ziyaret etti. Fatih Erbakan, Erdoğan’ı bahçe kapısında karşıladı, makam aracına kadar uğurladı. Sıcak bir karşılama, samimi bir uğurlama vardı.
BİZZAT ERDOĞAN YÜRÜTTÜ
Yeniden Refah Partisi’yle seçim ittifakını bizzat Erdoğan yürüttü. Bu Erdoğan ile Fatih Erbakan’ın üçüncü görüşmesiydi. Erdoğan 1 ay önce Fatih Erbakan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. AK Parti ile görüşme başarısızlıkla sonuçlanınca Fatih Erbakan’la tekrar görüştü. Erdoğan, seçimlerde Erbakan isminin yanında yer almasını istiyordu, başardı. Aslında benzer ilgiyi Temel Karamollaoğlu’na da göstermişti. Ama o bunun kıymetini bilemedi, CHP’ye tercih etti.
SİNERJİ OLUŞTURDU
Erdoğan’ın ziyareti Yeniden Refah Partisi’nin genel merkezinde de heyecana yol açtı. Zaten Yeniden Refah Partisi ile yapılan ittifak muhafazakâr camiada sinerji oluşturdu.
Yeniden Refah Partisi’nin Genel Merkezi, Refah Partisi’nin kurulduğu dönemden beri Milli Görüş partilerine ev sahipliği yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Refah Partisi İstanbul il Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sayısız defa gelmiştir. 20 yıl aradan sonra geldiği binada neler hissettiğini merak ettim.
Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı merhum Erbakan’ın makam odasında ağırladıklarını söyledi. Erdoğan, Erbakan Hoca’yla ilgili hatıralarını anlatmış.
Sırası gelmişken aynı odadan bir anımı da paylaşmak isterim. 1994 yerel seçimleriydi. HBB TV’de çalışıyordum. O seçimde Refah Partisi ilk sıçramasını yapmıştı. Üst üste zafer haberleri geliyordu. Ankara’yı kazanmışlardı. İstanbul’da ise nefes nefese bir yarış sözkonusuydu.
ERBAKAN’IN ODASINDA
Merhum Erbakan’la makam odasında canlı yayın yapıyordum. Çok mutluydu. İstanbul seçimlerini sormuştum. Kendinden çok emin bir şekilde, “İnşallah kazanacağız” demişti. “İstanbul’u kazanırsanız tekrar canlı yayına alabilir miyim?” dedim. Gevrek gevrek güldü. “Olur” dedi. Erbakan Hoca’dan söz almıştım. Erdoğan İstanbul seçimlerini kazanınca genel merkezde bir bayram havası olmuştu. Ben de Erbakan Hoca’yı yayına almıştım. Erdoğan, o gece nefes nefese seçim sonucunun takip edildiği Erbakan’ın makam odasında dün Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak misafir edildi.
FATİH ERBAKAN’IN AÇIKLAMALARI
50 dakika süren görüşmeden sonra Fatih Erbakan önemli açıklamalar yaptı. “Ülkeyi 6’lı kaosa teslim etmemek adına milli ve kararlı bir adım attık” dedi. Bu durumda Saadet Partisi ülkeyi 6’lı kaosa teslim edecek projenin bir parçası olmuyor mu?
Seçimlere AK Parti listelerinden girip girmeme konusunu konuşmadıklarını söyledi. Seçimlere kendi adı ve logoları ile gireceklerini açıkladı. Erdoğan belli sayıda ismin Meclis’e taşınmasını sağlar.
Fatih Erbakan cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bakanlık taleplerinin olmadığını ifade etti.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU NE YAPACAK
Yavuz Ağırailoğlu’nun “Meral Akşener ile vedalaşmaya gidiyorum. İstifa edeceğim” mesajını görünce kendisini aradım. “Doğru mu?” diye sordum. “Evet, doğru” dedi. Oysa bugün saat 13.00’te Meral Akşener’le görüşüp ondan sonra istifa edecekti. Sonra birden gelişmeler hızlandı. Yavuz Ağıralioğlu, istifa etti. Aslında ben İYİ Parti içinde kalıp mücadele edeceğini düşünüyordum. Çünkü İYİ Parti’yle sorunu yoktu. Tam aksine İYİ Parti’ye yapılan haksızlığa isyan ediyordu. “Masada bize pusu kuruldu” demişti.
Peki süreci bu kadar hızlandıran ne oldu? İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun açıklamasıyla düğmeye basıldığı anlaşılıyordu. Çünkü Kürşat Zorlu, Akşener’den habersiz açıklama yapmazdı. Ayrıca hem İsmail Tatlıoğlu’nun eleştirileri hem Zorlu’nun açıklaması Ağıralioğlu hakkındaki kum saatinin dolmaya başladığını gösteriyordu.
LÜTFÜ TÜRKKAN’I KORUDULAR
Ama Yavuz Ağıralioğlu açısından da işler yürütülmesi imkansız bir noktaya doğru gidiyordu. Öncelikli olarak genel başkan yardımcılığı istedi ama verilmedi şeklindeki bel altı vuruşlar, PKK ve HDP’lilerin ağır hakaretleri karşısında partisi tarafından yalnız bırakılmak gönül bağlarını zayıflatmıştı. Ağır ağır istifaya doğru sürükleniyordu. İYİ Parti, Ağıralioğlu’nu kazanmayı istemedi. Tam aksine kaybetmeyi tercih etti. Şehit ailesine sinkaflı küfreden Lütfü Türkkan’ı korudular ama “HDP; Türk demokrasisinin şantajcısına dönmüştür. Çocuk katilini övenle kazanmaktansa kaybedelim” diyen Yavuz Ağıralioğlu’nu harcadılar.
ALPEREN ÇİZGİSİ
Yavuz Ağırailoğlu’nun istifasıyla İYİ Parti’den sadece bir milletvekili eksilmeyecek Ağıralioğlu’nun temsil ettiği ülkücü-Alperen çizgisi kopmuş olacak.
Yavuz Ağıralioğlu genç ve parlak bir siyasetçi peki bundan sonra ne yapacak? Siyasetten kopmayacağını düşünüyorum. Ama sadece adresi değişir.
Yorum Yazın