Ekrem İmamoğlu’yla ilgili verilen siyasi yasak kararı siyasette bir kırılmaya neden olacak çapta bir karardı.
Ancak Meral Akşener-Ekrem İmamoğlu şovu nedeniyle siyasette beklenen deprem etkisini yapmadı. Hatta giderek bumerang etkisine dönüştü.
Bu sözlerimden ne kastettiğimi anlamak için Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına bakmak yeterli. Kılıçdaroğlu mesajlarını o kadar net bir şekilde verdi ki, bize sadece o mesajların adresini yazmak kaldı. Buna rağmen sadece Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla yetinmeyeceğim. Size CHP’den önemli kulisler aktaracağım. Ama önce Ekrem İmamoğlu’na ilişkin birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum.
İMAMOĞLU PARADOKSU
Siyaset literatürüne ‘Ekrem İmamoğlu çıkmazı’ ya da ‘İmamoğlu paradoksu’ gibi bir kavramı kazandırmak istiyorum. Çünkü Ekrem İmamoğlu, tarihin kendisine sunduğu fırsatları tersine çeviren bir politikacı.
Sen Türk siyasetine Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lideri kazandırmış olan İstanbul’da seçimi iki kez kazan. Birinci seçimin iptal edilmesi nedeniyle ikinci kez kazandığın seçimle siyasette bir kahramana dönüş. Bu eğer doğru kullanılırsa siyasette bitmez tükenmez bir sermayedir. Sadece işine odaklansa, İstanbullulara hizmet etmeye çalışsa, gereksiz polemiklere girmekten kaçınsa, İstanbul’un başkanı olarak hareket etse bu siyasi sermaye ona birkaç seçim daha kazandırırdı. Muazzam bir başarı elde etti. Ama o bunu girdiği siyasi polemiklerle, bitmez tükenmez tatil merakıyla, kar yağınca İngiliz Büyükelçi’yle yaptığı balık keyfiyle, Karadeniz gezisiyle, kendisini İstanbul adayı yapan Kılıçdaroğlu ile girdiği cumhurbaşkanı adaylığı rekabetiyle, İstanbul’un sorunlarına odaklanmak yerine ilk günden itibaren dizginleyemediği cumhurbaşkanı adaylığı hevesiyle bozuk para gibi harcadı, tüketti.
SARAÇHANE OYUNU
Talih insanın kapısını bir kez çalar derler. Ama İmamoğlu’nun kapısını ikinci kez çaldı. Siyasi yasak kararının siyasi tarihimizde çok önemli bir yeri vardır. Sadece bir dönem siyasi yasaklı olan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını kastetmiyorum. 12 Eylül’den sonra siyasi yasaklı olan Demirel cumhurbaşkanı, Ecevit ve Erbakan ise bu ülkede başbakan oldu. Kimse onlara altın tepsi içinde bu fırsatı sunmadı. Mücadele ettiler. Ekrem İmamoğlu ise yasak kararı çıktığı andan itibaren sevinç gösterileri, coşkulu kutlama havası, Saraçhane şovu, Meral Akşener’le verdikleri coşkulu görüntülerle etkisiz hale getirdi.
Belli ki birileri Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı yapmak istiyor. Birileri ısrarla İmamoğlu’nun önünü açmaya çalışıyor. Ama o Erdoğan olmak yerine Mustafa Sarıgül olmaya doğru koşar adım ilerliyor. Önüne gelen fırsatları tepiyor. Arjantin-Fransa maçında penaltı kaçıran Fransız futbolculara benziyor. İmamoğlu üzerine siyasi proje inşa etmeye çalışan güç odaklarına sesleniyorum. Çok zorlamayın, İmamoğlu’ndan bir Erdoğan çıkaramazsınız. Çünkü o kumaş yok.
KILIÇDAROĞLU’DAN AKŞENER’E UYARI
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının adresine. Kılıçdaroğlu, Akşener konusunda hep dikkatli sözcükler kullandı. Ancak Akşener’in, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı adaylığını destekleyebilecekleri yönündeki sözleri Kılıçdaroğlu’nun sabrını taşırmış gözüküyor. “Bir parti, başka bir partinin içişlerine karışmamalı” dedi. Daha ne desin?
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Bu gerçek ortadayken Akşener’in ısrarla Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini masaya sürmesi belli ki CHP liderini kızdırmış.
İMAMOĞLU-AKŞENER OPERASYONU
Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na karşı sergiledikleri Saraçhane dayanışması CHP’lileri tahminimin ötesinde rahatsız etmiş. Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun Saraçhane çağrısını sosyal medyadan öğrendiğini söyledi. Oysa İmamoğlu bu çağrıyı yapmadan önce Kılıçdaroğlu ile konuşuyor. Ama liderine danışmıyor. Daha da kötüsü haber vermiyor. Tam aksine, Kılıçdaroğlu’nun ikinci görüşmede, “Hemen yola çıkıyorum. Beni bekleyin” demesine rağmen Meral Akşener’in, “Kemal Bey’in gelmesini beklemeye gerek yok” sözüne uymayı tercih etti. Ya da başından beri öyle olmasını istiyorlardı. Meral Akşener 6’lı Masa’nın doğal lideri, Ekrem İmamoğlu ise ortak cumhurbaşkanı adayı. Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu çak yapıp sevinçle birbirlerine sarıldılar. Saraçhane’de kitlelerin karşısına çıkıp el ele tutuşup o meşhur fotoğrafı verdiler. O fotoğraf CHP’ye bomba gibi düşmüş. Ben de fark etmemiştim. CHP yöneticilerinden biri, “Yüreğim yandı” dedi.
KILIÇDAROĞLU ADAY
Mahkeme salonundan cumhurbaşkanı adayı çıkarma operasyonu Kılıçdaroğlu’na çarpıp dönmüş gözüküyor. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun İstanbul halkına hizmet etmeye devam edeceğini söylüyor. Televizyonların Ankara temsilcileri ile toplantısında, “6 lider bir araya gelip ‘Bizim adayımız sizsiniz’ derlerse elbette aday oluruz” dedi.
CHP Genel Merkezi’ndeki hava şöyle:
1- CHP’den 6’lı Masa’ya cumhurbaşkanı adayı olarak sadece Kılıçdaroğlu’nun ismi gidecek.
2- Cumhurbaşkanı adayı için Parti Meclis’in de karar alınması gerekiyor. Cumhurbaşkanı adaylık başvurusu ise CHP milletvekillerinin imzasıyla yapılacak. Kılıçdaroğlu adayken PM’den İmamoğlu ismi çıkmaz. CHP milletvekilleri imza verip İmamoğlu’nu aday yapmaz.
3- Kılıçdaroğlu, Akşener’e, İmamoğlu’nda ısrarlıysan İYİ Parti milletvekillerinin imzasıyla aday göster mesajını verdi.
AKŞENER’İN YAPTIĞI İKİNCİ OLDU
İmamoğlu’na siyasi yasak kararının alınmasıyla birlikte Meral Akşener’in inisiyatifi ele geçirmesi sadece CHP’yi değil, 6’lı Masa’nın diğer liderlerini de rahatsız etmiş gözüküyor.
Meral Akşener, Hüseyin Baş’ın 6’lı Masa’ya davet edilmesi konusunda da tek başına hareket etti. Ama 6’lı Masa’da başarısızlığa uğradı. Saraçhane süreciyle birlikte bu iki oldu. “Akşener bunun bedelini cumhurbaşkanı adayının belirlenme sürecinde ve başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği masaya geldiği zaman ödeyecek” deniliyor.
Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar unutuldu. Şimdi 6’lı Masa’da Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Akşener arasında müthiş bir güç savaşı başladı.
Yorum Yazın