Kılıçdaroğlu'nun son dönem açıklamaları nedeniyle ilk defa gerçekten aday olabileceği konuşuluyor. Keşke olsa. Normal şartlarda olması gereken budur. Bir siyasetçinin, hele de büyük bir siyasi partinin başındaysa cumhurbaşkanlığına aday olması kadar doğal hiçbir şey yoktur.
Siyaset özellikle de demokratik siyaset, yarışmacılık mantığı üzerine kuruludur. Siyasetçiler iktidar için yarışır. Kazanan yönetme sorumluluğunu üstlenir, kaybeden evine dönüp anılarını yazar. Ama tabii bunlar normal şartlarda olması gerekenler. CHP'de siyaset pek bu şekilde işlemiyor. Defalarca test edilmiş ve başarısız olmuş olanlar bile koltuğa yapışmanın bir yolunu buluyor. Kaset komplosu gibi durumlar olmadan kimse koltuğu bırakmıyor.
Bu zamana kadar Kılıçdaroğlu aday olmadı; çünkü kazanamayacağını biliyordu. Ama son dönemde artan baskılar nedeniyle ve belki biraz da parti ve ittifak içi siyaseti yönetmek adına adaylık imaları yapıyor.
Gerçekten aday olabilir mi bilinmez. Ama kafasının karışık olduğunu anlamak zor değil. Zira adaylık meselesini CHP Genel Başkanlığı konusuna bağlayanlar var. Aday olup kaybetmesi durumunda genel başkanlığı da kaybedebileceği konuşuluyor. Ama bunlar dediğimiz gibi normalde olması gerekenler. CHP söz konusu olduğunda bence süreç hiç de öyle işlemez.
MUHTEMEL SENARYOLAR
Kılıçdaroğlu'nun partisinden daha düşük bir performans sergilediği defalarca ortaya çıktı. Ama bir şekilde partinin başında kalmanın yolunu buldu. Bu nedenle adaylık konusunun doğrudan bununla bağlantılı olduğunu düşünemeyiz. Diyelim ki aday oldu ve kaybetti. Muhakkak çeşitli bahaneler bulunur. Gerekirse kongreye de gidilir. Kendi dizayn ettiği delege yapısından tekrar kolayca genel başkan seçilebilir.
Diyelim ki aday olmadı. CHP içinden başka bir aday çıktı. Ve diyelim ki bu aday da CHP'den daha çok oy aldı. Kılıçdaroğlu bu şartlarda tasfiye edilir mi? Sanmam. Daha önce denendi. Muharrem İnce'nin adaylığı döneminde gördük. İnce, CHP'den daha çok oy almış olsa da hemen seçim gecesi hakkında bir karalama kampanyası başlatıldı ve zamanla tasfiye edildi.
"Yok artık! O kadar da değil" diyebilirsiniz. Ben de size "Evet, tam da o kadar" derim. "Bu sefer duramaz partinin başında" diyebilirsiniz. Ben de size "On keredir duruyor" derim.
Kılıçdaroğlu'nun parti başkanlığını kaybetmesi için ancak tek bir ihtimal var. O da Kılıçdaroğlu dışında CHP'li bir adayın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması. Eğer gerçekten başka bir CHP'li seçimi kazanırsa, zaten partinin doğal lideri haline gelir ve ilk işi Kılıçdaroğlu'nu tasfiye etmek olur. Tabii bu senaryonun gerçekleşmesi için de Millet İttifakı'nın öncelikle kazanması lazım. O da pek yakın bir ihtimal görünmüyor.
ÇELİŞKİLİ DURUM
Aslına bakarsanız Kılıçdaroğlu'nun kişisel geleceği, parti siyasetiyle çelişir hale geldi. Kendisinin kazanma şansı yok. Başka bir adayın kazanması durumunda da kendisinin kaybedeceği çok açık. Bu nedenle de kendi ismini devreye sokuyor. Kaybetse de kendisi kaybetmek istiyor. Yeni isimlerin ortaya çıkmasını sonuna kadar engellemeye çalışacak. Gerekirse seçimi de kaybedip partisine sıkı sıkıya yapışacaktır. Ufak olsun, onun olsun. Aday olursa işte bu yüzden aday olacaktır.
Yorum Yazın