Millet İttifakı'nın adaylık tartışması zaman geçtikçe hızlanıyor. Herkesin konuya dair bir fikri var. Kimi dışarıdan alınacak desteğin önemini vurguluyor, kimi anketlere bakmak gerektiğini söylüyor. Kimi CHP Genel Merkezi'ne odaklanırken kimi Millet İttifakı'nın iç işleyişinin etkili olacağını düşünüyor.
Gerçekten de çok bilinmeyenli bir denklem. Popülarite açısından bakarsanız Kılıçdaroğlu'nun adaylık şansının zayıf olduğunu görürsünüz. Dış destek açısından baktığınızda İmamoğlu'nun öne geçtiğini düşünürsünüz. Anketlere bakarsanız yine Kılıçdaroğlu'nun zayıf aday olduğunu görürsünüz.
Ancak bana sorarsanız en güçlü faktör, CHP Genel Merkezi'nin gücüdür. Yani CHP Genel Merkezi kimi isterse aday gösterebilir. Popülarite konusuna pek aldırış edeceklerini sanmıyorum. Ortaklarının da yeterli pazarlık şansı olduğuna inanmıyorum. Ve CHP Genel Merkezi'nin kanaati zaten şekillenmiş durumda. Kılıçdaroğlu aday gibi. Geriye ortakları ikna etmek, dış baskıyı yönetmek ve imaj sorununu makyajlamak kalıyor. Çok zorlanacaklarını sanmam.
CHP, ortaklarına mecbur olduğunun farkında, fakat ortaklarının CHP olmadan hiç şansı olmadığını da biliyor. İyi Parti zaten CHP'nin ve özellikle Kılıçdaroğlu'nun var ettiği bir parti. Henüz CHP'ye meydan okuyabilecek bir oy potansiyeline falan da sahip değil. Millet İttifakı'ndaki bir kopuşu göze alamazlar. HDP zaten her halükârda CHP'nin adayını destekleyecek. Geriye kalan ufak tefek partilerin ise karar mekanizması etkilemesini beklemek saçma olur.
Gerçi bazılarının hayal ve hırsları oy oranlarının çok ötesinde. Hatta eşit temsil talep edenler, ittifakın adını değiştirmeyi bile teklif edenler var, ama Kılıçdaroğlu şimdilik bunlara "he, he" deyip geçiyor olsa gerek. Bu küçük ortakları belli bir müddet avutacak, sonra önlerine sağlam bir dayatma koyacaktır.
Kılıçdaroğlu'nun elindeki en büyük koz, Millet İttifakı için Meclis aritmetiğini belirleme kapasitesi. Bu küçük partilerin tek pazarlık şansı, daha fazla milletvekili talep etmek yönünde olabilir. Onu da bunlara sadece Kılıçdaroğlu verebilir.
Öte yandan Kılıçdaroğlu dayatma yaparsa ittifakın bozulabileceğini ve yeni bir ittifakın ortaya çıkabileceğini düşünüyorsanız hata edersiniz. HDP'nin oyları her halükârda CHP adayını desteklemek yönünde olacağından yeni bir ittifakın adayının ikinci tura kalma gibi bir şansı da yok. Durum böyle olunca CHP'yi takip etmekten ve Meclis'te üç yerine beş vekille temsil edilmeyi talep etmekten başka senaryolar gerçekçi değil. Bu nedenle CHP Genel Merkezi'nin, yani Kılıçdaroğlu'nun çok büyük bir yanlış yapmadığı müddetçe tek belirleyen olacağını düşünüyorum.
Bunu bozacak tek ihtimal, Baykal'da olduğu gibi bir dış operasyondur. "Olur mu?" derseniz, o benim bilgim dışında. "Mümkün müdür?" derseniz, "Neden olmasın, daha önce oldu" derim.
Ama normal şartlar altında Kılıçdaroğlu büyük bir hataya imza atmadığı müddetçe adaydır.
Yorum Yazın