Okan Müderrisoğlu

Okan Müderrisoğlu

Mail: dfdgdgd@hotmail.com

Kemal Bey’i eriten süreç...

İronik biçimde kendisini beklenen sona hazırlıyor.
 O, şahsına umut bağlayanlara Erdoğan'dan kurtuluş vaat ederken, partisi ve muhalif çevreler sanki ondan kurtulmanın planlarını yapıyor.
 Önündeki hiçbir ankette, cumhurbaşkanı adayı olarak 1. sırada çıkmıyor.
 En yakın arkadaşları bile ikili oynuyor. Merak edenler, Almanya'da iken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararı sonrası, ekrana yansıyan parti yöneticilerine bakabilir. Ve nihayet...
 Masayı bir arada tutmaya, her krizi sineye çekmeye çalışıyor. Fakat siyaset sahnesinde parlattığı isim/lerin kendi rakibi olmasını önleyemiyor.
 İnisiyatif elinden kaçtıkça, "oğlum" dediği siyasal figür, rakip parti liderinin aparatına dönüşüyor.
 Ekrem Bey'i Anadolu yollarına sürenler ise onu da çırak çıkaracak hesapların peşinde koşuyor.
 "Ya aday olma ya da sembolik cumhurbaşkanlığını kabul et. Ben de fiilen başbakan gibi çalışayım" baskısına maruz kalıyor.
Özetle...
Seçime de girse, adaylık yarışından da çekilse CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu zor günler bekliyor. Bırakın bir üst koltuğa tırmanmayı, partideki koltuğunu koruması bile giderek güçleşiyor. Neden? Çünkü her manevrasında sürekli taviz vermesi ve geri çekilmesi gerekiyor.
Yani...
2023 yılı, CHP başta olmak üzere, muhalefetteki siyasal partiler için restorasyonun yeterli olmayacağı, yıkılıp yeniden inşa edileceği günleri içinde taşıyor.

***


İlahi Babacan!
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın, Davos'tan yaptığı canlı bağlantıyı izleyenler, eminim şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlardır. Evet, Ali Bey sistematik olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yüklendi, tek adamlık vurgusu yaptı, ekonomi politikalarına vurdu vs. vs....
Gel gör ki...
Eleştirdiği her konuda "Erdoğan Türkiye'si"ni bilerek/bilmeyerek övmek durumunda kaldı.
İşte size birkaç çarpıcı örnek:
Önce... "Türkiye, dışarıdan bakıldığında gerçeğinden daha kötü görünüyor. Türkiye'de hala seçim olmasına şaşıranlar var" diyor
Sonra... "Bizim demokrasimiz hasta ama nefes alıyor. Türkiye'de seçim de olur, halkın iradesine herkes de saygı duyar" diye devam ediyor.
Önce... "Davos'ta, jeopolitik meseleler ön planda" diyor.
Sonra... "Türkiye büyük ve güçlü bir ülke. Kimsenin endişesi olmasın" diye ekliyor.
Önce... "Bana, Türkiye ekonomisini, iç siyasi süreci sordular" diyor.
Sonra... "Pandemiye, Rusya-Ukrayna Savaşı'na, enerji krizine rağmen Türkiye ekonomisinde çarklar dönüyor. Sorunlar yok mu? Var. Ama Türkiye ekonomisi hâlâ ayakta" diye devam ediyor
Önce... Enerji arz güvenliği üzerine bir toplant-ı da konuştuğunu söylüyor.
Sonra... "Petrol ve gaz üreten ülkeler ve bunu çok tüketen ülkeler var. Türkiye bu coğrafyanın tam ortasında. Gazına, petrolüne müşteri bulmak isteyenler için de kaynak çeşitliliği arayanlar için de Türkiye çok önemli konumda" diye kayda geçiriyor
Önce... "Rusya da Ukrayna da Türkiye için önemli ve dost ülkeler" diyor.
Sonra... "Bu iki ülke arasındaki ilişki dengesi önemli. Türkiye'nin her iki ülke ile rahat konuşuyor olmasının nihai barışın sağlanmasında mühim rolü var" diye tamamlıyor.
Önce... Türkiye ekonomisine dair olumsuzlukları sıralıyor.
Sonra... "Türkiye'nin trendi aşağıya doğru. Ama bu ülke potansiyeli olan ülke. Gördüğüm herkese, 'Seçimi beklemeyin hemen gelin' diyorum" mesajını aktarıyor.
Önce... "Ülkelerin milli güvenliğinden sorumlu isimler de Davos'ta" diyor...
Sonra... (Baykar'a dönük skandal beyanı taze iken) "Türkiye'nin yerli ve milli kapasitesini sağlaması çok önemli. Çip meselesi kritik" diye devam ediyor.
Demem o ki...
Babacan'ı Davos'tan dinleyenler; tüm zorluklara rağmen Türkiye'nin başarılarına ve geleceğe dönük umutlarına tanıklık etmiş oluyor. E bütün bunların altında da en keskin eleştirilere maruz kalan Recep Tayyip Erdoğan imzası bulunuyor!

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar