Nasıl da çitlembik gibi kızlar...
Tatlı mı tatlı, şirin mi şirin...
Rukiye ile Fatma.
Babaları Davut.
Anneleri biraz çekingen, biraz şaşkın, az geride duruyor.
Bu insanlar Müslüman.
Ateşe tapsalar ne fark eder, bu insanlar insan.
İstanbul metrosunu kullanıyorlar, bir yerden bir yere gidiyorlar.
Burada çalışıyorlar, burada yaşıyorlar.
Buraya kadar her şey olağan.
Bizden bir tek farkları var:
Bu insanlar zenci.
Senegalli.
Sezen Cumhur'un "çikolata renkli" dediklerinden.
Mavi renkli olsalar ne fark eder, yeşil olsalar ne yazar?
***
Cep telefonuyla çekilen olaya baktım: Hiç de "bir şey yapmış" gibi görünmüyorlar.
Hayvanın biri durduk yerde üstlerine saldırmış.
Hem Türkçe küfretmiş hem de İngilizce.
Yaşlı başlı da bir herif, hiç de öyle "mal ergene" benzemiyor.
İngilizce küfredebilecek kadar "televizyon kültürü" de var üstelik, shit, fuck you, falan...
İçişleri Bakanı sahip çıktı, çünkü İstanbul Belediye Başkanı Fethiye'de tatildeydi...
Evlerine gitti, kızlara da hediyeler götürdü.
Kimbilir nasıl korkmuşlardı gariplerim...
Davut "üzüldüklerini" belirtiyor.
Efendi adammış, isyan etmiyor.
***
Türkiye'de uzun süredir "Arapdüşmanlığı" köpürtülüyor, körükleniyor.
İşte varacağı nokta budur.
Acaba bunlara saldıran hayvan, Arap deyince bunları da Arap mı sandı?
Öyle ya, biz gerçek Araplara "ak Arap" diyen, Afrikalılara da "kara Arap" diyen çok kültürlü bir toplumuz. (Meriç Nehri'nin öte tarafında yaşayan herkesi de Arnavut bilmez miyiz?)
Biz zencileri severiz.
Bırakın nefreti, tam tersine onlara özel bir sevgi gösteren az sayıda milletten biriyiz.
"Arap bacı" Osmanlı evlerinin el üstünde tutulan bir ferdiydi...
Şimdi bu hale mi geldik?
Bunun faturasını hangi ırkçı puşt ödeyecekse ödesin bakalım.
Alabama eyaleti mi burası?
Yorum Yazın