Haftalardır Karadeniz'de "savaş çıksın" diye niyet tutanlara gün doğdu. Ukrayna merkezli, aslında sadece bölgeyi değil, Avrupa'dan ABD'ye kadar her yeri etkisi altına almaya aday gerginlikte Rusya'nın attığı adıma karşılık NATO ve diğer ülkelerin alacakları pozisyonlar bundan sonraki gelişmelerde etkili olacak.
Bölge ve dünya için değerlendirmeler bir yana, buradaki bütün gelişmeler Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor. Sadece sınırımız veya komşumuz olmasıyla ilgili yok konunun. Karadeniz'in güvenliği bizim için çok önemli. Doğalgaz araması yapıyoruz Karadeniz'de ve savaşın yahut gerginliğin bulunduğu coğrafyada doğalgaz tesislerinin güvenliğinin ne büyük bir risk altında olacağı çok açık.
Rusya'dan başlayıp Karadeniz üzerinden Türkiye'ye aktarılması planlanan Türkakım doğalgaz boru hattı projesiyle ilgili riskten söz etmiyorum bile. Keza, en büyük ticaret ortaklarımızdan olan Rusya'yla turizm potansiyelimizin de etkileneceği bir durum bu. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve NATO ilişkileri, alınacak kararlar ve atılacak adımlar...
Özetle; bu bölgede meydana gelecek herhangi bir olumsuz tutum ve durum, öncelikli olarak Türkiye'yi etkilemeye aday. Deniz komşumuz, ekonomik ve ticari partnerimiz Rusya bir yanda, üyesi bulunduğumuz NATO'nun Rusya'ya karşı alacağı tutumda takınacağımız tavır bir yanda. Bu krizin başından beri diplomasiyi işaret eden, her tür olumlu adımı atmaya ve aracı olmaya hazır olduğunu tekrarlayan Türkiye'nin tutumu hâlâ aynı. Arabulucu rolü oynamak, pozisyonumuzu buna göre almak konusunda Türkiye, sağlam bir politika yürütüyor.
Burada her zamanki gibi kendisi hiçbir risk almadan, başka ülkeler eliyle en büyük faydayı sağlamaya çalışan ABD ve gizli ortağı İngiltere'nin samimiyetsiz duruşları devam ediyor. Amerika, her zamanki gibi kendi savaşmayıp NATO üzerinden birtakım yapıları sahaya sürmenin ve kendine bir alan açmanın peşinde.
Ukrayna'nın NATO'ya dahil edilmesiyle ilgili Rusya Devlet Başkanı Putin'den geçen hafta bir açıklama gelmişti. NATO'ya dahil olma gerçekleştiği takdirde 5. maddenin işletilmesi söz konusu olacak. Putin'in meydan okumasına karşılık NATO üyesi hiçbir ülke şu anda ABD'nin tahrikiyle maceraya atılmak, yani ülkesini savaşa sokmak istemiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, görevde olduğu süre boyunca söylediği nadir doğru cümlelerden biri olan "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" sözünün yeniden tartışmaya açılmasının sürpriz olmayacağı kanaatindeyim.
Diplomaside bir kural vardır, "Saha sıcakken masa konuşulmaz" diye. Karadeniz'de sular daha ne kadar ısınır şimdiden bilmek zor, ama burada poker ülkesi Amerika'nın blöfüne hiçbir ülkenin, özellikle biz dahil Karadeniz'e sınırı olanların aldanmaması gerekir. Amerika'nın ipiyle kuyuya inilmeyeceği bu kadar açıkken daha başka ne denebilir ki?..
Yorum Yazın