HAMAS’ın saldırıları karşısında büyük bir şok yaşayan İsrail’in kara savaşını başlatıp başlatmayacağı tartışılıyor, ama belki siz bu satırları okurken kara savaşı başlamış olacak.
Çünkü Hamas’ın saldırısı karşısında, “Güçlü İsrail” algısı çöktü. MOSSAD artık İsrail’in içinde kıyasıya eleştirilen, hatta hakkında fıkralar üretilen karikatür bir istihbarat örgütü muamelesi görmeye başladı. Demir Kubbe ise kevgire döndü.
İKİNCİ KEZ YENİLEBİLİR
İsrail’in çöken imajını düzeltmek için kara harekâtına başlaması bekleniyor. Şu tartışılmaz; İsrail, Hamas saldırısı ile ağır bir yenilgi yaşadı. Bırakın sivil İsrail vatandaşlarını korumayı, generallerini kurtaramadı. İsrail, kara harekâtına başlarsa 2014’te olduğu gibi ikinci bir yenilgi daha yaşayabilir. Amerika’nın gönderdiği savaş gemisi de İsrail’i kurtarmaya yetmeyebilir.
MEKİK DİPLOMASİSİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan baştan itibaren itidal çağrısı yapıyor. Türkiye’nin, çatışmaların durması için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Kalıcı çözümün Filistin devletinin kurulması olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün devreye girdi. İlk görüşmesini Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’la yaptı. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’la da görüştü. Erdoğan iki ülke ile görüşebilen bir lider. Savaş sürecinde bu diyaloğa çok ihtiyacımız olacak. Ayrıca Lübnan ve Katar liderleri ile de görüştü. Erdoğan görüşmede çatışmaların sonlandırılması ve kalıcı barışın sağlanması için Türkiye’nin gayretlerinin artarak süreceğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan damekik diplomasisini sürdürüyor. Fidan, Katar, Suudi Arabistan, Mısır, Filistin, İran, ABD, Ürdün, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere dışişleri bakanları ile görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın temaslarını artarak sürmesi bekleniyor.
TÜRKİYE’NİN POZİSYONU
Peki bu görüşmelerde hangi mesajlar veriliyor?
1-Gerginlik artırılmasın.
2-Kara savaşına gitmesin.
3-Diğer ülkelere sıçramasın.
4-İtidalli hareket edilsin. Ateşin bölgeyi yakmasına fırsat verilmesin.
7 Ekim’de başlayan savaş hızla gelişiyor. O nedenle İsrail ve Filistin taraflarını bir araya getirmek bu aşamada mümkün gözükmüyor. Savaş sıcaklığını koruduğu için böyle bir zemin oluşmuş değil. Ama istihbarat servisleri üzerinden birbirleriyle konuşmaları sağlandı.
Bu aşamada savaşı durdurmak ya da ateşkesi sağlamak gerçekçi bulunmuyor. Yapılabilecekler var, yapılamayacaklar var. Henüz taraftar ateşkes aşamasına gelmedi.
Bu zemin oluştuğu takdirde Türkiye iki tarafla da konuşabilen ülke olmanın verdiği avantajla devreye girebilir. Zaten böyle bir misyon söz konusu olursa, kendisinden beklenen rolü oynayabilmek için taraflara itidal tavsiye eden bir yaklaşım benimsendi.
KADIN VE ÇOCUK REHİNELER
HAMAS 7 Ekim’de başlattığı saldırıda çok sayıda sivili rehin alarak Gazze’ye götürmüştü. Hamas bunlara ‘Savaş esiri’ diyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, diğer ülke dışişleri bakanlarıyla görüşmesinin temel konularından birini de sivil rehinelerin kurtarılması konusu oluşturuyor. Türkiye başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sivil rehinelerin serbest bırakılması için çaba gösteriyor. Ama çatışmalar sürdüğü için rehinelerin bırakılmasının zaman alması bekleniyor.
KAÇ ÜLKEDEN REHİNE VAR
Önce Hamas’ın elinde kaç ülkeden sivil rehinelerin olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Hamas’ın elinde sadece İsrailli rehineler bulunmuyor. Taylandlı, Çinli, Alman, Amerikan ve Nepalli siviller de Hamas’ın Gazze’ye götürdüğü rehineler arasında yer alıyor. Bunların kaç kişi olduğu, yaşayıp yaşamadıkları tam olarak bilinmiyor.
TAKAS OLACAKLAR
Hamas’ın elinde rehineleri bulunan ülkeler, bunların kurtarılması için Türkiye’den devreye girmesini talep ediyorlar. Türkiye, sivillerin kurtarılmasına sıcak bakıyor. Ancak kadınların ve çocukların bırakılmasının önünde önemli bir engel bulunuyor. O da İsrail’in kara savaşını başlatacak olması.
Hamas, sivil rehineleri ve İsrail askerlerini hem kara harekâtı sırasında bir güvence olarak elinde tutmak istiyor hem de İsrail’in elindeki Filistinlilerin takasında kullanmayı amaçlıyor.
Tekrar ifade ediyorum. Bu yazıyı okuduğunuz sırada belki de bu soru anlamını yitirecek. Çünkü İsrail kara savaşını başlatacak. Ama kara savaşı diğer savaşları tetikleyebilir. Ateş topu gibi olan Ortadoğu’da Pandora’nın Kutusu açılabilir.
LÜBNAN VE SURİYE
Kara savaşı başladığında en önemli sorulardan biri Hizbullah’ın ne yapacağı olacak. İsrail, Gazze’ye girerse Lübnan Hizbullah’ı devreye girer mi?
Kara savaşı kısa süre içinde Lübnan’a ve Suriye’ye sıçrar mı? İran’ın, Hamas’ı kutlayan ülke olması nedeniyle bu ihtimalden korkuluyor.
Kimse bu olasılık yok demiyor. Tam aksine İsrail’in kara savaşını başlatması bölgesel bir savaşın fitilini ateşleyebilir. Savaş, Hizbullah üzerinden Lübnan’a ve Suriye’ye sıçrayabilir deniliyor.
EKREM İMAMOĞLU CHP GENEL BAŞKANLIĞI’NA ADAY OLUR MU
CHP öyle bir parti ki, Hamas İsrail’e saldırsa, İsrail Gazze’yi bombalasa bile CHP’yi yazmadan olamıyor.
Çünkü büyük kurultaya gidilirken İstanbul Kongresi’ni kaybeden Kılıçdaroğlu ağır bir darbe yedi. Tüm gücünü seferber etmesine rağmen Ekrem İmamoğlu’nu yenemedi. Çok net bir şekilde Kılıçdaroğlu kaybetti, İmamoğlu kazandı. Böylece CHP’de taşlar yerinden oynadı. Kartlar yeniden dağıtılmaya başlandı.
Kılıçdaroğlu açısından hazin bir tablo ortaya çıkmış durumda. Düşünün ki bir partinin genel başkanı, İstanbul gibi önemli bir ilin kongresini kazanamıyor. Kılıçdaroğlu diğer illeri kazandığı için belki büyük kongreyi alacak. Ama şu andan itibaren artık topal ördek oldu.
İstanbul İl Kongresi’ni kazanmak değişimcilerin moralini müthiş bir şekilde yükseltmiş durumda. Kılıçdaroğlu ise yas tutuyor. İl başkanı seçilen Özgür Çelik’i kutlayan bir tweet bile atamadı.
İMAMOĞLU NE YAPACAK
Burada asıl sorun şu, İstanbul İl Kongresi’ni kazanan Ekrem İmamoğlu kararını değiştirip yeniden CHP Genel Başkanlığı’na adaylığı düşünür mü? Dün CHP kulislerinde bu sorunun yanıtını aradım.
Ekrem İmamoğlu’nun kararını değiştirmediği, CHP Genel Başkanlığı’na aday olmayı düşünmediği söyleniyor. İmamoğlu’nun adayı Özgür Özel. Ekrem İmamoğlu kurultayda Özgür Özel’in kazanması için çalışacak.
İmamoğlu’nun hedefinin yerel seçimler olduğu söyleniyor. Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yeniden kazanırsa CHP Genel Başkanlığı için mi kolları sıvayacak, yoksa 2028’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine mi hazırlanacak?
“Ona seçimden sonra karar verecek” deniliyor.
İSTANBUL SEÇİMLERİNİ KAZANIR MI
Ama İstanbul seçimleri o kadar uzun vadeli hesap yapmaya izin vermeyebilir.
Çünkü anketler Ekrem İmamoğlu açısından parlak çıkmıyor.
İmamoğlu, HDP ve İYİ Parti ile ittifak yapılmadığı takdirde kaybediyor.
İttifak yapılsa dahi durumu tehlikede.
Yorum Yazın