Eski bir Ankaralı olarak İstanbul'daki yoğun kar beni adeta zaman tüneline soktu.
Böyle havalarda insanların dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu hatırladım.
Tabii İstanbul'da bu durum bir istisna.
Zira İstanbullu kendi havasında yaşar.
Yağmur yağar, kar yağar, sis olur ama bundan sadece belirli bölgeler etkilenir.
Uzun zamandır ilk defa bütün İstanbul, kar yağışına esir düştü.
Bunun yararlarını ileride barajların doluluk oranlarını öğrenince göreceğiz.
Ama şu anda zaten bu salgın hastalık dolayısıyla birbirlerinden kopartılan insanlar, kar yüzünden daha da fazla izolasyona girdi.
Otomobillerini yollarda terk edenler, evlerine gitmek yerine buldukları ilk sığınağa başlarını sokanlar, eski İstanbullulardan farklı değiller mi?
İMAMOĞLU SINIFTA KALDI
Son karda İstanbul Büyükşehir Belediyesi çok başarısız bir sınav verdi.
Belediye Başkanı İmamoğlu da iyi sınav vermeyenlerin başındaydı.
Belediye Başkanı'nın kar yağarken balıkçıya gitmesi sosyal medyanın gündemindeydi.
Tuzlama araçları yollarda kayıyor ve başka araçlara çarpıyordu.
Toplu ulaşım yollarının hepsi durmuştu.
Sonuçta insanlık her an her şeye hazır olmalı.
Bilimkurgu romanları gibi birtakım gelecek dünyalardan bahsediliyor.
İşte o gelecek dünyalardan çok somut bir tanesini İstanbul'da yaşadık.
DAYANIŞMANIN ÖNEMİ
Bu olay, "dayanışma" denilen olgunun önemini hepimize hatırlatmıştır.
Küfrederek, hakaret ederek hiçbir şeyin sağlanamayacağını tabiat, gözümüze kar yoluyla soktu.
Vatandaşların dayanışma halinde olmaları sağlığı da, güvenliği de koruyor.
Ama bunun farkına varmak için demek böyle bir kar yağışına ihtiyaç vardı.
Sanırım önümüzdeki hafta bunları unutmuş olacağız.
Yine başımıza gelecekleri yalnızken çekmeyi normal zannedeceğiz.
Oysa bu kar, insan topluluklarında dayanışma denilen şeyin önemini hatırlatmış olmalıdır.
Benim beklentim bu.
Yorum Yazın