Melih Altınok

Melih Altınok

Mail: djdgjd@hotmail.com

Kapitülasyonlar kaldırılmamış mıydı?

Bir süredir Türkiye'deki iki Fransız okulu yüzünden Ankara ve Paris arasında gerilim var. Önümüzdeki günlerde Fransız yetkililerin Türkiye'ye yapacakları ziyarette çözülmeye çalışılacak sorunun sebebi Fransa'nın Türkiye'deki elçiliğine bağlı iki okul. Ankara'daki Charles de Gaulle ve İstanbul'daki Pierre Loti liseleri. Bu okullar Lozan Anlaşması'nda söz verilen 12 eğitim kurumu arasında değil. Daha sonradan Fransa tarafından açılmışlar. Türkiye'den resmi onayları bulunmuyor ve bu nedenle MEB tarafından resmi olarak tanınmıyor. Taraflar arasındaki anlaşmazlık da bu noktadan kaynaklanıyor. Aralık ayında MEB ve Fransız Büyükelçiliği arasında yapılan görüşmelerin ardından 2024 yılı başında iki Fransız okuluna Türk vatandaşı öğrencilerin alınmayacağına dair haberler basına yansımıştı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, açılırken Fransızları öğrenci kabul edeceğiz taahhüdünde bulunan bu iki Fransız okulundaki öğrencilerin yüzde 90'ının Türk vatandaşı olduğunu belirtiyor. 13 Temmuz'da Fransız yetkililerin sunulan şartları kabul etmemeleri halinde gerekli hukuki prosedürü başlatacaklarını açıklayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de haklı olarak soruyor: "Şimdi bu çocuklar bizim sistemimizde legal. Ben 12 yıllık zorunlu eğitimi uygulamakla mükellef bir bakanım. Dolayısıyla o okula giden bir Türk vatandaşının eğer bende kaydı yoksa, ben o çocuğu okullaştırmadığım için görevimi yapmıyorum demektir. Ben şimdi diyorum, çocuklar nerede? Okulda. Hangi okulda? Bizim kaydımızda yok, nereye gidiyorlar. O iki Fransız okuluna. O benim literatürümde resmi olmadığı için bu çocuklar okullaşmamış gözüküyorlar."




Vay be adamlara bak. Bizim Fransız eğitim sisteminde böyle bir tasarrufumuz var mı? 3-4 yıl önce Fransız basının da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa'da Türk okulları açma niyetinde olduğu yolunda bir makale yayınlanması üzerine Fransa Milli Eğitim Bakanı "Laiklik uzmanı" Jean-Michel Blanquer, Türkiye'de siyasal iktidarın Fransa'da İslam'ı yaymak için böyle bir girişimde bulunduğunu iddia ederek Türk okullarının Fransa'ya yerleşmesini ısrarla reddedeceklerini ilan etmişti. Kapitülasyonlar kaldırılalı epey oluyor. Mesele mütekabiliyet esasında çözüme kavuşturulmalı. Bu kez umutluyuz. Zira bakana diş geçiremeyeceklerini anlamış olmalılar ki, günlerdir Türkiye sömürge basının ıskartaya çıkmış kalemlerinden Ertuğrul Özkök'ün "Yetişin Fransız okulunun müfredatına müdahale edecekler, din dersi koyacaklar" türünden Türk tarafınca defalarca yalanlanan iddialarını elden ele yayıyorlar.

***


FRANSA'DA FAŞİSTLER KAYBETTİYSE İKTİDARDA NİYE FAŞİSTLER VAR?
Fransa eskispor bakanı Amélie Oudéa- Castéra bir süre önce "Diğer spor etkinlikleri gibi olimpiyatta da Fransız sporcuların dini semboller taşıması laikliğe aykırı" demişti. "Cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık" vurgusuyla tanıtılan 2024 Paris Yaz Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapacak olan Fransa bugünlerde de sporcularının saçıyla başıyla meşgul. Başörtülü sponcuları müsabakalara sokmayacaklarmış.



Uluslararası Af Örgütü "Fransız yetkililer, sporda cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılığı sağlama çabalarının başörtüsü takan Müslüman kadınlar için geçerli olmadığını utanmadan söylüyor" diyerek olan bitene isyan ediyor. Tepkiler üzerine hükümet lütfeder gibi, sporcuların konaklaması için Paris'e kurulan olimpik kasabada başörtüsü takılabileceğini, sadece yarışma sırasında yasak olacağını açıkladı. Rezalete bakar mısınız? Hani daha birkaç hafta önce Le Pen umacısıyla "faşizm geliyor" diyerek korkutulan Fransız yine koşa koşa "faşizm karşıtı ittifaka" oy atmışlardı? Sandıkta faşizm püskürtüldüyse iktidardaki bu faşistler kim o halde? Le Pen gelse daha fazla nasıl bir ayrımcılık yapardı mesela?

***


TRUMP YATSIN KALSIN MÜLTECİLERE DUA ETSİN!
ABD basını, suikast girişimi sırasında son anda kafasını çevirdiği için ölümden dönen Trump o an prompterda yazılı olan göçmen istatistiklerine bakmak için döndüğünü üzerinde çok durdu. "Mucize" diyen bile oldu. Eski Başkan da Cumhuriyetçilerin Ulusal Kongresi'nde yaptığı kabul konuşmasında, "hayatımı kurtaran tablo" olarak tanımladığı bu grafiği sergiledi:



"Dört yıldan az bir süre önce bu yönetime Amerikan tarihinin en güçlü sınırını verdim ama görüyorsunuz ki hayatımı kurtaran tablo bu, hayatımı kurtaran tabloydu, bakın dedim. Gurur duyuyorum." Başkan yatıp kalkıp, kafasını çevrimesine vesile olan göçmenlere dua etmeli.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar