Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

Mail: hffhsyt@hotmail.com

Kadınlar aşıya sahip çıkmalı

Gözlemlediğim kadarıyla aşı karşıtları arasında kadınlar büyük çoğunlukta. Eylemlere katılan aktif karşıtlar arasında da ağırlıklı olarak okumuş, kariyer sahibi kadınlar var. İşte bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Zira kadınlar bu özgür ve etkin pozisyonlarını aşıya borçlular. Çünkü eskiden yeni doğan çocukların ancak üçte biri hayata tutunabilmeyi başarabiliyordu. Bu nedenle kadınlar 5-6 çocuk doğurmak zorundaydılar. Bu zorunluluk (!) onları adeta birer kuluçka makinesine çeviriyor, hayatları evde çocuk doğurmak ve bakmakla geçiyor, sosyal hayatın içinde erkeklerle eşit halde bulunma şansına sahip olamıyorlardı.
Ne zaman ki aşılar icat edildi ve çocuk ölümleri azaldı, ondan sonra kadınlar özgürlüklerini tam olarak elde edebildiler. Böylelikle çalışma hayatının içinde yer alıp, üretimin, ekonominin vazgeçilmez birer parçası haline geldiler. Ekonomik özgürlüklerini kazandıkça, sosyal yaşamdaki güçleri ve etkileri arttı.
İşte bu nedenledir ki, aralarında kariyer sahibi kadınların da bulunduğu aşı karşıtlarının mantalitesini bir türlü anlayamıyorum.

Soyadını inkar eden muhabir

Atv'nin acar ve bir o kadar da neşeli, etrafına mutluluk saçan bir muhabiri var. Adı Hümeyra Nebilir. Hafta sonundaki kahvaltı haberlerinin kadim sunucusu İbrahim Sadri bir seferinde onun için şöyle demişti: "Sabahları habere hazırlanırken ekip olarak biraz gergin oluyoruz. Ta ki Hümeyra kapıdan içeri girene kadar. Sonrasında bütün havamız değişiyor, neşelenip enerji ile doluyoruz."
Hümeyra bu harika özelliğini kamera önünde de sürdürüyor. Onun yaptığı birbirinden keyifli haberlerle güne mutlu ve enerjik başlıyorum. Sanırsınız içinde kalp yerine mutluluk pompalayan bir enerji santralı var. Onu son olarak Kemerburgaz'daki otizmli gençlerin garsonluk yaptığı kafede röportaj yaparken izledim. Özel çocuklara nasıl yaklaşması gerektiğini biliyordu. O pozitif enerjisini çocuklara geçirmekte de gecikmedi. Ortaya harika bir haber çıkarırken, ekranda da güller açtırdı.
Hümeyra hem haberciliği, hem sunuculuğu, hem de 'insanlığı' iyi biliyor. Bir muhabir ancak bu kadar soyadıyla tezat olabilir!..

Sezai Karakoç'un ardından...
Ülkemiz edebiyatının ve fikir dünyamızın en önemli şahsiyetlerinden Sezai Karakoç'u da ebediyete uğurladık. Diriliş akımının öncüsü Karakoç'un şiirleri ve düşünce hayatımıza kattıkları, gençlere ilham olmuştur. Şiirleri pek çok insanın ezberindedir. Ama içlerinden biri vardır ki, az bilinmesine rağmen onun yaşamındaki anlamı çok büyüktür. Zira balkondan düşerek kaybettiği kardeşinin ardından yazmıştır. O şiirde hem bir ağıt, hem de modern mimarinin çarpıklığına bir isyan sezilir.
Şu kaderin cilvesine bakın ki, onun aramızdan ayrıldığı gün haber bültenlerine bir mucize düştü. İkinci kattan düşen çocuk, mucize eseri yara bile almadan kurtuldu... İşte o şiir:

Balkon
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler, anneler elleri balkonların demirinde
İçimde ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar
Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
Şezlongunuza uzanın ölü
Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
İnsan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da
Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarların

Gaf kürsüsü
Atv'nin yarışması Kim Milyoner Olmak İster?'deki "Hangisi Yeşilçam'ın kötü karakterlerinden biri değildir?" sorusuna Nubar Terziyan yerine Erol Taş yanıtını vererek, üçüncü soruda elenen yarışmacı herkesi şaşırttı.

Zap'tiye
Müge Anlı'dan hiçbir şey kaçmıyor. Yargılanan zanlılar, yalan makinesi yerine mahkeme kararıyla Müge Anlı'ya bağlansın!

Ne demiş?
"Salyangoz bile arkasında iz bırakıyor. Ben de arkamda bir iz bıraktığımı düşünüyorum." (Atv'deki Kim Milyoner Olmak İster?'in besteci ve söz yazarı yarışmacısı Muharrem İlhan'ın sözü)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar